Ukrayna-Rusya Savaşı'nın kritik noktası: Kerç Köprüsü

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde eğitim veren Doç. Dr. Adem Özer, Rusya’nın Kırım ile kendi topraklarını bağlamak amacıyla inşa ettiği Kerç Köprüsü’nün önemini, uluslararası hukuka uygunluğunu ve akıbetini QHA’ya değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 14.10.2024 15:44
Haber Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 15:44
https://www.qha.com.tr/

Dilara Dilşah KAYA / QHA ANKARA

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Özer, Rusya’nın işgal ettiği Kırım ile kendi topraklarındaki Krasnodar bölgesini bağlamak amacıyla yasa dışı olarak inşa ettiği Kerç Köprüsü’nün (Kırım Köprüsü) uluslararası hukuka uygunluğunu, taraflar için önemini ve gelecek senaryolarını Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

“KERÇ KÖPRÜSÜ, RUSYA’NIN YAKIN GELECEKTEKİ STRATEJİK AMAÇLARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE ÖNEMLİ BİR ZEMİN HAZIRLAMAKTADIR”

Özer, Kerç Köprüsü’nün inşa edilmesi düşüncesinin 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesiyle başladığını belirtti. Köprünün temellerinin 2016 yılında atıldığını belirten Özer, 4 milyar dolara mâl olan bu köprünün iki yıldan fazla bir süre içerisinde tamamlandığını ifade etti.

Özer, köprünün Rusya’nın 4 amacına hizmet ettiğini şu ifadelerle açıkladı:

Köprü, Rusya anakarasından Kırım’a paralel uzanan bir karayolu köprüsü ve bir demir yolu köprüsünden oluşmaktadır. Köprü mimari bir yapıdan ziyade Rusya’nın yakın gelecekteki stratejik amaçların gerçekleştirilmesinde önemli bir zemin hazırlamaktadır. Söz konusu amaçlardan ilki, Rusya ve Ukrayna arasındaki ikili ilişkilerde dönüm noktası olan Kırım’ın işgali ve uluslararası hukuka aykırı olarak Rusya’ya katılması sonrası, bölgenin Rus anakarası ile birleştirilmesi için stratejik bir altyapıya gereksinim duyulmuş ve köprünün inşasıyla birlikte sivil ve askerî ulaşım kolaylaştırılmıştır. İkincisi, köprünün inşasıyla birlikte Kırım’ın ekonomik açıdan gelişimi planlanmış ve bu doğrultuda ulaşım alt yapısı sağlanarak ticaretin ve turizmin arttırılması hedeflenmiştir. Üçüncüsü, Rusya Kırım üzerindeki egemenliğini pekiştirmek ve uluslararası topluma karşı bir güç gösterisi yaparak psikolojik üstünlüğü ele geçirmek istemiştir. Dördüncüsü ise psikolojik üstünlüğün yanı sıra stratejik üstünlüğünü pekiştirmek amacıyla köprünün inşa edilmesiyle Rusya, bölgedeki askerî hareketliliği arttırmak ve Kırım’da bulunan Rus askerî unsurlarının desteklenmesi için lojistik bir hat oluşturmak amacındadır.

KÖPRÜ, RUSYA VE UKRAYNA İÇİN HEM SEMBOLİK HEM DE STRATEJİK ÖNEM TAŞIYOR!

Özer, Kerç Köprüsü’nün Ukrayna ve Rusya için taşıdığı anlamları “Kerç Köprüsü genel itibarıyla Rusya ve Ukrayna için hem sembolik hem de stratejik bir önem taşımaktadır. Sembolik anlamda Ukrayna için işgalin başlangıcını temsil etmektedir. Rusya için ise sınırların genişlemesi anlamına gelmektedir.” ifadeleriyle açıkladı.

Özer, Kerç Köprüsü’nün pratik ve stratejik bir değer taşıdığını vurgularken Marko Milanovic ve Michael N. Schmitt’in “Köprü, hem araç hem de demiryolu hatlarını içermekte ve Kırım’da bulunan sivillere ve işgal altındaki Güney Ukrayna’ya gönderilen mallar için önemli bir güzergâhta bulunmaktadır. Ayrıca Ukrayna güçlerinin saldırılarını sürdürdüğü Herson ve Zaporijjya  bölgelerinde savaşan Rus güçlerinin yeniden ikmal ve takviye edilmesini sağladığı için Rus güçleri için önemli bir iletişim hattı görevi görmektedir. Ancak Ukrayna’nın sert itirazlarına rağmen inşa edilen köprü, Rusya’nın Kırım üzerindeki iddiasının en görünür ve sürekli hatırlatıcısı komundadır.”  yorumunun geçerliliğine de dikkat çekti.

Kerç Köprüsü’nün Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü savaşın devamlılığı için vazgeçilemez ve taviz verilemez role sahip olduğunu belirten Özer, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’nın güneyine yönelik saldırılarını sürdürmesi açısından da önemli olduğunu vurguladı.

ÖZER, KÖPRÜNÜN ULUSLARARASI HUKUKA UYGUNLUĞUNU DEĞERLENDİRDİ

Özer; köprünün inşasının, Rusya ve Ukrayna arasında 2003 yılında Azak Denizi ve Kerç Boğazı’nın hukuki statüsünün belirlenmesi maksadıyla imzalanan “Azak Denizi ve Kerç Boğazı’nın Kullanımına İlişkin İşbirliği Antlaşması”  ve “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi” nin hükümleri uyarınca uluslararası hukuk açısından ihlal niteliği taşıdığını vurguladı.

Özer, Ukrayna’nın Rusya tarafından inşa edilen bu köprünün Kırım’ın işgalinin meşrulaştırılmasında araç olarak kullanılacağı düşüncesine sahip olduğunu belirtti. Özer, Ukrayna’nın Kerç Boğazı’nın uluslararası sularda bulunduğunu savunarak Rusya’nın bölgede tek taraflı hareket etmesini eleştirdiğini ifade etti. Ukrayna’nın konuyla ilgili olarak Daimi Tahkim Mahkemesi'ne başvurduğunu ifade ederken, başvurunun hukuki dayanaklarını ise şu ifadelerle açıkladı:

 Ukrayna 16 Eylül 2016’da Karadeniz, Azak Denizi ve Kerç Boğazı’ndaki Kıyı Devletlerinin Haklarına İlişkin Uyuşmazlık (Ukrayna v. Rusya Federasyonu) konusunda 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin XV. Bölümü ve VII. Eki uyarınca Rusya’ya Karşı Lahey’deki Daimi Tahkim Mahkemesi’ne davası açmıştır.

Özer; Ukrayna temsilcilerinin 4 Ekim 2024 tarihinde Daimi Tahkim Mahkemesi'nde gündeme getirdiği “Rusya’ya Kerç Köprüsü’nün yıkılması emrinin verilmesi” konusu çerçevesinde Tahkim Mahkemesi'nin verebileceği kararları değerlendirdi. Özer, Tahkim Mahkemesi kararlarının iki taraf için de olumlu ve olumsuz sonuçlar doğuracağını belirtti. Ukrayna açısından Tahkim kararının verilmesinin Kırım’ın işgalinin uluslararası toplum tarafından tanınmaması ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ve egemenlik haklarının sürdürülmesi noktasında Ukrayna’ya psikolojik ve hukuki dayanak sağlayacağını vurguladı. Özer, değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti:

Kırım üzerinde egemenliğini kalıcı hale getirmeye çalışan Rusya’ya karşı Tahkim Mahkemesi'nin Ukrayna lehine karar vermesi, Rusya’nın Kerç Köprüsü inşasının ve bölgede gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerinin hukuk dışı olduğu ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarının ihlal edildiğinin saptanmasına olanak tanıyabilmektedir. Ancak bu durum Rusya’nın daha sert ve katı bir pozisyon sergilemesine neden olabilir. Çünkü Rusya’nın Tahkim Mahkemesi'nden Ukrayna lehine çıkan karar karşısında Kerç Boğazı ve köprüsü üzerindeki fiili kontrolü, karara rağmen devam edebilir ki edecektir de. Bu durum birkaç temel unsur üzerinden kendisini belirgin bir şekilde gösterebilir. Özellikle kararla birlikte Rusya, Kırım üzerinde askeri ve ekonomik etki ve kabiliyetini arttırabilir; Rusya, Kırım’ı kendisine bağlamasıyla Karadeniz’de elde etmiş olduğu stratejik avantajı sürdürmek isteyebilir; 24 Şubat 2022 tarihi itibarıyla Rusya’nın Ukrayna topraklarını topyekûn işgale başlamasıyla bölgeye lojistik desteğin sağlanması ve Kırım’ın savunulması için köprünü mevcudiyetini sağlamada ısrarcı olabilir.

Özer, mahkeme tarafından verilecek tahkim kararının uygulanabilir bir boyuta erişme ihtimalinde Rusya’nın Ukrayna’ya tazminat ödemesine, Ukrayna’nın bölgeden deniz ticareti açısından faydalanmasına ve hatta Rusya’nın bölgedeki faaliyetlerinin sınırlandırılmasına olanak tanıyabileceğini belirtti.  

Özer, mahkemede Rusya aleyhinde verilecek kararın çıktıları konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:

Tahkim Mahkemesi kararıyla Rusya’nın uluslararası hukuk normlarını ihlal ettiği tekrardan teyit edilecek ve uluslararası toplumun Rusya’ya uygulamış olduğu yaptırımlar daha sert bir şekilde uygulanacak, Ukrayna ise Batı’dan daha fazla destek alarak hem ekonomik açıdan hem de diplomatik açıdan kazançlar elde edebilecektir.

Özer, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

Kanaatimce, Ukrayna lehine gerçekleşebilecek olumlu senaryolara rağmen bunun Kırım sularının statüsü üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Bu tür davalarda Tahkim Mahkemesi'nin kararı yaptırım yetkileriyle söz konusu olamaz. Nitekim Çin, Lahey’deki Daimi Tahkim Mahkemesi'nin Güney Çin Denizi’ndeki Çin deniz iddialarına karşı verdiği kararı tanımamış ve bölgedeki faaliyetlerine devam etmiştir. Benzer senaryonun da Rusya açısından uygulanacağı şüphe götürmez bir gerçektir.