Ukrayna cephesinde konser veren Kültür Güçleri grubunun şefi Mıkolay Serga grubun faaliyetlerini QHA’ya anlattı

Türkiye turnesine çıkan Ukrayna’daki Kültür Güçleri grubunun lideri Mıkolay Serga, Kırım Haber Ajansına (QHA) grubun amaçları ve faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.

Haber Giriş Tarihi: 08.09.2024 15:39
Haber Güncellenme Tarihi: 08.09.2024 15:39
https://www.qha.com.tr/

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri korosunda görev yapan asker ve Ukraynalı sivil sanatçılardan oluşan Kültür Güçleri grubu Türkiye turnesi kapsamında İstanbul ve Ankara'da konser verdi. Rus işgalcilere karşı savaşan Ukraynalı askerlere motivasyon konserleri veren grup, aynı zamanda Ukrayna ile Türkiye arasındaki güçlü bağa köprü oluşturmayı amaçlıyor.

GRUP ŞEFİ MIKOLAY SERGA QHA'NIN SORULARINI YANITLADI

3 binden fazla konser veren Kültür Güçleri grubunun şefi, Kültür Güçleri Proje Sahibi, Ukrayna Ordusu Askeri Mıkolay Serga, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde 5 Eylül 2024 tarihinde verdikleri konser öncesinde Kırım Haber Ajansının (QHA) sorularını yanıtladı. Grupta iki Kırım Tatarının bulunduğunu vurgulayan Serga, ülkeler arasında güçlü bir ilişki oluşturma hedeflerinin olduğunu, bu nedenle kültürel diplomasiye katkı sağlayan uluslararası birimlerinin olduğunu aktardı.

"TÜRKİYE BİZİM ÇOK KIYMETLİ VE ÖZEL BİR KOMŞUMUZ"

Türkiye’nin kendisinde çok özel bir yeri olduğunun altını çizen Serga, aynı zamanda Türkiye'nin Ukrayna için de önemli olduğunu, “Türkiye bizim çok kıymetli ve özel bir komşumuz.” ifadesiyle belirtti. Serga, “Türkiye bir bütün olarak, ülke olarak çok ciddi bir performans sergiliyor ve insanı çok etkiliyor. Ancak o turistik amacın ötesine geçtiğin zaman ve keşfetmeye açıksan seni kendisinin bir parçası gibi kucaklıyor. İşte ben bunu başarabildiğim için oldukça mutlu hissediyorum kendimi.” ifadelerini kullandı. İki ülke arasında kültürel açıdan hem benzerlik hem de farklılıklar olduğunu ifade eden Serga, Türkiye ve Ukrayna’nın uyumunun güzel olduğunu söyledi.

22 UKRAYNALI SANATÇININ RUS ESARETİNDEN KURTARILMASI İÇİN ARABULUCULUK TEKLİFİ 

Serga, Kültür Güçleri grubu olarak Türkiye’de ombudsmanlar ile görüştüklerini ve Rus esareti altındaki 22 Ukraynalı sanatçının kurtarılması için arabuluculuk teklifinde bulunduklarını aktardı. Serga konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada,Bu sanatçıların tek silahları sanattı. Ve sanat esir edilmemeli diye düşünüyoruz. Kaldı ki bu müzisyenlerimiz esaretten kurtarıldığı zaman Kültür Güçlerine katılarak Türkiye'ye minnettarlıklarını bütün dünyada ifade edecekler ve bu konudaki sesimiz olacaklar. Bu nedenle oldukça verimli bir senaryo olacağını düşünüyorum. İnancımız ve umudumuz bunun gerçek olacağı yönünde.” dedi.

"CEPHEDEKİ MOTİVASYON KONSERİ 3  AŞAMADAN OLUŞUYOR"

Öte yandan Serga, QHA’nın “Cephede askerlere nasıl konser veriyorsunuz, motivasyon atmosferi nasıl sağlanıyor?” sorusuna kapsamlı bir şekilde yanıt verdi. Serga röportajın devamında şu ifadelere yer verdi:

Konserimiz farklı kısımlardan oluşuyor. Öncelikle tabii ki de askerlerin duygu durumunu, psikolojisini değiştirmeye yol açmak istiyoruz, iyileştirmek istiyoruz. Bu aslında kolay bir şey değil. Tabii ki de amacımız onların yüzünde bir tebessüm, gözlerinde bir parıltı görmek. Bunun için zaten bütün faaliyetlerimiz. Ancak bununla beraber askerdeyken ve o şartlarda yaşarken hayatın umut vaat etmediğini ve gelecek kaygılarının yerini artık hiçbir şeyi umut etmeme, beklememe evresine geçtiğini biliyoruz. Bu noktada konser programımızı öyle planladık ki insanın gün içinde hissettiği bütün duyguları onlarda yeniden uyandırmak istiyoruz. İlk kısımda genelde neşeli, halk şarkıları, hikayeleri, esprileri anlatıyoruz. İkinci kısma geçtiğimiz zaman askerlere ve herhangi birine güç veren noktalara odaklanıyoruz. Bu aile olabilir, dostlar olabilir, vatanseverlik konusu olabilir. Bu noktalarda şarkılarımızı söylüyoruz. Devamında daha derin daha varoluşsal düşünce odaklanıyoruz ve burada umut aşılamaya çalışıyoruz. Çünkü onların yaptığı sadece bugünle kalacak bir şey değil, gelecek nesillere bir hediye, bir vaat olduğunu hatırlatıyoruz. Son kısma yaklaştığımızda ise daha birleştirici olmaya çalışıyoruz. Herkesin ezbere bildiği şarkıları söyleyerek müzisyenler ve askerler arasındaki o görünmez sınırları da aşıyoruz. Ve böylelikle konseri bir bütün olarak tamamlıyoruz.