Ukrayna Büyükelçisi Vasıl Bodnar: Putin, sadece Kırım Tatarlarını değil tüm Ukraynalıları yok etmek istiyor

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 79. yılında Stalin yönetiminin zulmüne uğrayarak hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Büyükelçi Bodnar, “Stalin’in öğrencisi Putin, sadece Kırım Tatarlarını değil tüm Ukraynalıları yok etmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2023 16:29
Haber Güncellenme Tarihi: 18.05.2023 16:29
https://www.qha.com.tr/

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, 79. yıldönümünde 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nda hayatını kaybedenleri andı ve Kırım Haber Ajansına özel açıklama yaptı.

Büyükelçi Bodnar 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nda hayatını kaybedenler için, “79 yıl önce koskoca bir halkı yok etmeyi amaçlayan bir suç işlendi. Şimdi neredeyse tarih tekerrür ediyor ve Stalin’in öğrencisi Putin, sadece Kırım Tatarlarını değil bütün Ukraynalıları yok etmek istiyor” dedi.

"UKRAYNALILAR VE KIRIM TATARLARI, DÜŞMANA KARŞI OMUZ OMUZA KARŞILIK VERİYOR”

Büyükelçi Vasıl Bodnar, şu anda Ukraynalı ve Kırım Tatarlarının aynı safta düşmana karşı mücadele ettiğini ifade etti. Büyükelçi, “Şimdi, Ukraynalılar ve Kırım Tatarları, kendilerini yok etmeye çalışan düşmana karşı omuz omuza karşılık veriyor” değerlendirmesini yaptı.

Röportajda, Kırım’ın işgalden kurtarılmasından sonraki sürece işaret eden Ukrayna Ankara Büyükelçisi, "Rus İmparatorluğundan, Rusya Federasyonu’na kadar Kırım Tatarlarına ve Ukrayna halkına karşı işlenen bütün bu soykırımlara ve suçlara verilecek en büyük cevap, bizim zaferimiz. Sonrasında Kırım’ı çok güzel bir şekilde inşa edip, orada yaşayanlar için refah dolu yaşam şartı sağlamak olacak" ifadelerini kullandı.

18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI

Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.

Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. 

Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.

Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.

2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.