İrem Kaya / QHA Ankara
2 Temmuz 2024 tarihinde Leipzig Arena’da gerçekleşen Avusturya-Türkiye maçı, 2-1 Türkiye’nin galibiyeti ile sonuçlanmıştı. Maçın oyuncusu seçilen Merih Demiral, gol sevincini bozkurt işareti ile göstermişti. Maç sonrasındaki basın toplantısında ise şu açıklamada bulunmuştu: “Bir gol sevinci vardı aklımda onu yaptım, Türklükle alakalı. Türk olduğum için çok gurur duyuyorum, o yüzden golden sonra onu iliklerime kadar hissetim. Öyle bir şey yapmak istedim, yaptığımdan dolayı çok da mutluyum. Bütün taraftarlarımız bizimle gurur duyuyor. Tribünde görmüştüm yapan taraftarlarımızı, onları gördükten sonra daha çok yapasım geldi, çok mutluyum”
Merih Demiral’ın bozkurt işaretli sevinci Avrupalılar tarafından tepkiyle karşılandı, UEFA Demiral’a soruşturma açtı. Peki Türklerin tarihi sembolü olan bozkurt ne anlam ifade etmektedir?
TÜRKLERİN MİTOLOJİK VE SOSYAL YAŞAMINDA BOZKURT
Türklerin tarih sahnesine çıkışlarından günümüze kadar geçen süreçte, Bozkurt sembolü Türk kültüründe merkezi bir konumda olmuştur. Türk mitolojisinde, Bozkurt sembolü merkezi bir rol oynar. Eski Türkler, Bozkurt’u kutsal bir tamga olarak görmüşlerdir. Moğolların “ongon” tabiriyle ifade ettikleri kutsallık, Çağatay Türklerince “töz” olarak adlandırılmıştır ve bu da tamga ve arma anlamlarına gelmiştir. Mitolojide, kurt motifleri genellikle kurttan türeme, gökten inme ve ışıktan olma gibi unsurlarla birleşir. Örneğin, Göktürklerin menşe efsanelerinde Bozkurt, kurtarıcı ve rehber bir figür olarak yer alır.
ESKİ TÜRK TARİHİNDE BOZKURT
Eskiçağda Türkler, büyük devletler kurduklarında Bozkurt sembolünü benimsemişlerdir. Göktürkler döneminde, kurt tuğ ve sancakların tepesinde yer alan bir devlet sembolü haline gelmiştir. Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz Kağan, beylerine “Alalım yay ile kalkan, nişan olsun bize buyan, kurt olsun bize uran…” şeklinde seslenir ve burada kurt, savaşın parolası olarak belirlenir. Ayrıca Dede Korkut Hikayelerinde de kurt yüzünün mübarek olduğu ifade edilmiştir.
ANADOLU TOPRAKLARINDA BOZKURT
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Bozkurt hem devlet tamgalarında hem de halk edebiyatında önemli bir sembol olarak yer almıştır. Bizans tarihçisi Anna Komnena, Selçuklu Beylerinden birinin adının Monolykos (Yalnız Kurt) olduğunu belirtir ve Selçuklu askerlerinin düşmanı psikolojik olarak yıpratmak için kurt gibi uluduklarını kaydeder.
Osmanlı döneminde yaşayan ünlü halk şairi Dadaloğlu’nun şiirlerinde de kurt sembolü övgü ile anılmıştır. Dadaloğlu, “Aslım kurt eniği, sen seni tanı, adam evreniyim, yutarım seni...” diyerek kurt soyundan olmayı bir övgü olarak ifade eder.
CUMHURİYET’İN BOZKURTU
Cumhuriyet döneminde Bozkurt sembolü, milli bilinç ve kimlik oluşturma çabalarının bir parçası olarak ön plana çıkmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nda 1924 yılında alınan karar ile İstanbul Darülfünun’una bağlı olarak kurulan Türkiyat Enstitüsüne bir arma teşkil edilmesi gündeme gelmiştir. Atatürk, bu armanın Bozkurt'u içermesi gerektiğini belirterek şöyle demiştir: “Karlı Tanrı dağlarının önünde, elinde meşale tutan bir Bozkurt olsun. Bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon’dan çıkmamızda kılavuz olan Bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin”.
Bu ifadeler, Bozkurt’un Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisinin bir parçası olarak nasıl benimsendiğini gösterir. Bozkurt sembolü, Cumhuriyet’in ilk yıllarında resmi paraların ve pulların üzerinde kullanılmıştır. Bu dönemde bazı resmi veya özel kurum ve kuruluşların amblemlerinde de Bozkurt motifine rastlanır.
BOZKURT-LOTUS DAVASI
Bozkurt’un modern Türk siyasal hayatındaki sembolik kullanımlarından biri de Bozkurt-Lotus davasıdır. 2 Ağustos 1926 tarihinde Fransız gemisi Lotus ile Türk yolcu gemisi Bozkurt’un çarpışması sonucunda Lahey’de açılan dava, Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı ilk dava olarak tarihe geçmiştir. Bu davada Türkiye’yi savunan Mahmut Esat Bey’e daha sonra Bozkurt soyadı verilmiştir. Bu dava, Bozkurt sembolünün uluslararası alanda Türkiye’nin haklarını savunan bir figür olarak da kullanıldığını gösterir.
TÜRK SANAT DÜNYASINDA BOZKURT
Bozkurt sembolü, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde sanat alanında da önemli bir figür olarak yer almıştır. 1935 yılında Ressam Ratip Tahir Burak, Atatürk’ün isteği üzerine Bozkurt temalı tablolar resmetmiştir. “Ergenekon 1” ve “Ergenekon 2” adlı bu tablolar, Türklerin Bozkurt önderliğinde Ergenekon vadisinden çıkışını ve Atatürk’ün rehberliğinde yeni ülkenin imarını simgeler. Bu tablolar halen Ankara Resim Heykel Müzesi’nde sergilenmektedir.
TÜRK EKONOMİSİNİN SEMBOLÜ DE BOZKURTTU
Bozkurt sembolü, ekonomik yaşamda da kendisini göstermiştir. 5 Aralık 1927 tarihinde, Bozkurt görseli bulunan 5 Türk Lirası banknotu dolaşıma çıkarılmıştır. Türkiye’nin ilk milli akaryakıt şirketi olan Petrol Ofisi’nin ilk amblemlerinde Bozkurt teması kullanılmıştır. 1941 yılında kurulan Petrol Ofisi, amblem olarak ağzından alev çıkan dişi bir kurt motifini seçmiştir. Bu simge, Türk mitolojisinin temel figürlerinden olan dişi kurt Asena’ya dayanmaktadır. Ayrıca, ilk Türk buharlı gemilerinden birine ve yerli buharlı lokomotiflerden birine de Bozkurt adı verilmiştir. 1961 yılında üretilen buharlı lokomotiflerden biri olan Bozkurt, Türkiye’nin sanayileşme çabalarının bir sembolü olarak görülmüştür.
TÜRK SİYASİ HAYATINA BOZKURT SEMBOLÜ NASIL DAHİL OLDU?
Modern Türk siyasal hayatında Bozkurt, özellikle milliyetçi hareketler tarafından benimsenmiştir. 1969 yılında kurulan Ülkü Ocakları, hilal içerisinde Bozkurt’u amblem olarak seçmiştir. Aynı yıl kurulan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de Bozkurt sembolünü sıkça kullanmıştır. Partinin kurucu lideri Alparslan Türkeş ve mevcut lideri Devlet Bahçeli, konuşmalarında sık sık "Bozkurtlarım" diye hitap etmişlerdir. MHP ve Ülkü Ocakları, Bozkurt sembolünü Türk milliyetçiliğinin bir ifadesi olarak kullanmış ve bu sembol, Türk siyasal kültüründe kalıcı bir yer edinmiştir. Alparslan Türkeş’in 1992 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye ziyareti sırasında meydanda onu bekleyen Azerbaycan Türkleri’nin elleriyle bozkurt işareti yaptığını gördüğünde, bunun anlamının Türk’ün simgesi olan Bozkurt olduğunu öğrenmiş ve bu tarihten itibaren bozkurt işareti sembol bir hareket haline gelmiştir.