TDT’yi genişleme ve derinleşme yolunda neler bekliyor?

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hacı Mehmet Boyraz, TDT’nin genişlemesi ve derinleşmesi yolundaki sınırlılıkları/fırsatları Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 12.06.2024 17:26
Haber Güncellenme Tarihi: 12.06.2024 17:26
https://www.qha.com.tr/

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hacı Mehmet Boyraz, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Filiz Cicioğlu ile birlikte editörlüğünü yaptığı “Uluslararası Örgütler: Tarih, Kuram ve Örnekler” kitabında “Türk Devletleri Teşkilatı” (TDT) özelinde kapsamlı bir çalışma yaptı.

Boyraz, çalışmaları doğrultusunda, TDT’nin genişlemesi ve derinleşmesi yolundaki sınırlılıklar ile fırsatları Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

Dr. Hacı Mehmet Boyraz, “Her uluslararası kuruluşun, örgütün önünde fırsatlar ve tehditler var. TDT'nin önünde de birçok fırsat ve sınırlılıklar var. TDT’nin sınırlılıkları ile başlayacak olursak, TDT'nin önündeki en büyük sınırlılık ya da dezavantaj muhtemel genişlemesiyle ilgili. Çünkü genişleyebileceği alan belli. Yani TDT bünyesine katılabilecek yeni üye ülkelerin sayısı zaten iyi kötü belli. Zaten beş tanesi halihazırda TDT üyesi. Bunların haricinde KKTC, Türkmenistan ve Macaristan gözlemci. KKTC, Türkiye dışındaki diğer üye ülkeler tarafından tanınması durumunda aslında üye olabilir. Ama şu an için böyle bir durum söz konusu değil. Türkmenistan zaten daimi tarafsızlık statüsüne zarar verebileceği düşüncesiyle yine TDT üyeliğini sıcak bakmıyor. Macaristan da kendisinin Turanî ırktan geldiğine inanıyor ki, burada mesela Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın 2018’de yaptığı çok güzel bir açıklama var: ‘Macarlar kendilerini Hun Türk kökenli Atilla'nın torunları olarak görüyor ve Macarca Türk dillerinin akrabasıdır.’ Yani burada Macaristan'la Türk dünyası arasında bir yakınlık var. Ancak Macaristan'ın da önümüzdeki süreçte üye olmasına dair bir politikası yok. Dolayısıyla TDT’nin genişleme açısından sınırları belli. Yeni katılabilecek ülkeler de çok ihtimali çok düşük olsa da onların da sayısı belli.”  dedi.

“TDT'DE ÜYE ÜLKELER ARASINDA KARADAN COĞRAFYALARA DOĞRUDAN BİR BAĞLANTI YOK”

TDT'nin önündeki en büyük sınırlılığının genişlemesiyle ilgili olduğu üzerinde duran Boyraz,  “Örneğin mesela Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere baktığımız zaman bunların coğrafi açıdan birbirleriyle aynı bölgede yer aldıklarını görüyoruz. Ancak TDT üyeleri açısından şu an için böyle bir durum söz konusu değil. Yani Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan arasında bir kara sınırı var. Fakat Türkiye'nin bu diğer dört ülkeyle ne karadan ne de denizden bir sınırı yok tabii burada sadece malumunuz Azerbaycan'ın ekstrem topraklarından Nahçıvan'ı burada hariç tutmak lazım. Anlaşıldığı üzere burada AB gibi TDT'de üye ülkeler arasında karadan coğrafyalara doğrudan bir bağlantı yok. Bu da bence önemli bir problem. Hatta burada Zengezur koridoru bir fırsat olabilir.” ifadelerini kullandı.

“TDT DAHA ZİYADE KÜLTÜR POLİTİKALARI ÜZERİNDEN BİR ENTEGRASYONA YÖNELDİ. BU ALANDAKİ İŞ BİRLİKLERİ ZAMANLA DİĞER SEKTÖRLERE DE SIÇRAYABİLİR”

TDT üyesi ülkelerin bugüne kadar daha ziyade düşük siyasetin alanına giren konularda iş birliği yaptığına işaret eden Boyraz, “Önümüzdeki süreçte eğitim, kültür, sanat gibi alanlarda iş birliği artırılabilir. Örneğin spor alanında çok daha fazla iş birliği tesis edilebilir. Özellikle de etnospor alanında. Tabii bunların yanı sıra ticaret konusunda bir ortak gümrük birliği olabilir mi diye bir tartışma var. Turizm, tarım, enerji, sağlık bunların her birinde iş birliklerinin artmasına yönelik çok geniş bir potansiyel var. Teorik bir yaklaşımla bu aşamaya kadar TDT daha ziyade kültür politikaları üzerinden bir entegrasyona yöneldi. Bu alandaki iş birlikleri zamanla diğer sektörlere de sıçrayabilir.” şeklinde konuştu.

TDT’NİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK FIRSAT: TİCARET VE ENERJİ

Boyraz, TDT’nin önündeki en büyük fırsatlara ilişkin ise şu ifadelere yer verdi:

“TDT'nin önündeki en büyük fırsatlardan biri kesinlikle ticaret ve enerji. Çünkü bu üye ülkelerin doğal kaynakları açısından geniş bir rezerve sahip olduklarını görüyoruz. Üye ülkeler arasında hem enerji hem de ticareti artırmaya yönelik ciddi bir irade var. Burada aslında öncü ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz ve burada çarpıcı bir veri olarak şunu da söylemek lazım. TDT'ye üye ve gözlemci olan ülkelerin toplam ekonomik büyüklüğü yaklaşık 4 trilyon dolar. Uluslararası pazar, uluslararası ticaret açısından ciddi bir rakam. Dolayısıyla bu önümüzdeki süreçte yapılabilecek aslında en önemli işlerden ya da gümrük prosedürlerini sıfıra yakın hale getirilmesi için kesinlikle üye ülkeler arasında bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması gerekiyor.”  

Boyraz, TDT üyeleri arasında bir serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik bir çabanın da mevcut olduğunu sözlerine ekleyerek “İnşaallah bu gerçekleşirse hem üye ülkeler arasındaki ticaret artacak hem de ticaret arttıkça üye ülkeler arasındaki bağlar da güçlenecektir.” dedi.