Rusya’nın çıkmaza giren Akdeniz politikası: Hedef Libya mı?

Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin; Rusya’nın Akdeniz politikasında Suriye’nin önemini ve bu bağlamda Libya’nın Rusya için taşıdığı ehemmiyeti QHA'ya değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 21.01.2025 14:58
Haber Güncellenme Tarihi: 21.01.2025 14:58
https://www.qha.com.tr/

Suriye'de 8 Aralık 2024 günü, Rusya, İran ve bölücü terör örgütü destekli savaş suçlusu Beşşar Esed rejimi tarihe karıştı. Ülkede kesintisiz olarak 53 yıldır iktidarda olan Beşşar Esed ve babası Hafız Esed ile 61 yıldır ülkeyi yöneten Baas Partisi, pek çok katliam ve zulme imza atmıştı.

Esed rejiminin devrilmesinin ardından rejimin destekçisi Rusya, Suriye’deki üslerini boşaltmaya başladı. Uluslararası basında Rusya’nın üslerdeki teçhizatları ve birliklerini Afrika kıtasına yönlendirdiği, özellikle Libya’ya ilerledikleri gündeme geldi.

Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi (USKAM) Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin; Rusya’nın Akdeniz politikasında Suriye’nin taşıdığı önemi, Esed rejiminin düşmesinden sonraki faaliyetleri ve bu konjonktürde Libya’nın neden hedef olarak seçildiğini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

“SURİYE RUSYA İÇİN SADECE BİR MÜTTEFİK DEĞİL, AYNI ZAMANDA DOĞU AKDENİZ’DEKİ STRATEJİK ÇIKARLARININ MERKEZİNDE YER ALAN BİR ÜLKEYDİ”

Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığının Suriye hükûmetinin 2015 yılındaki talebiyle başladığını belirten Prof. Dr. İsmail Şahin; Rusya’nın bölgeye kara unsurları, hava ve deniz üsleriyle destek sağlayarak Esed rejiminin askerî kapasitesini desteklediğini belirtti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bölgedeki tek amacının rejimin güvenliğini sağlamak olmadığına dikkat çeken Şahin, Rusya’nın bölgedeki varlığının küresel hegemonya mücadelesinin bir unsuru olarak değerlendirdiğini kaydetti.

Şahin, Suriye’nin Rusya için ifade ettiği anlamları ise şu cümlelerle açıkladı:

Çünkü Suriye, Rusya için sadece bir müttefik değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki stratejik çıkarlarının merkezinde yer alan bir ülke konumundaydı. Tartus ve Hmeymim gibi askeri üsler, Rusya’nın bölgedeki varlığını güçlendirmesini ve NATO’ya karşı caydırıcılık kapasitesini artırmasını sağlıyordu. Ayrıca, Suriye’deki müdahaleler, Rusya’nın küresel bir aktör olarak etkisini yeniden tesis etmesine ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum elde etmesine olanak tanıyordu. Bu nedenle, Suriye’deki strateji, Moskova için sadece bölgesel bir hedef değil, aynı zamanda jeopolitik ve jeostratejik bir hamle olarak görülmüştür.

“SURİYE, AFRİKA ÜLKELERİNE YÖNELİK EKONOMİK VE ASKERΠOPERASYONLARINI KOLAYLAŞTIRABİLECEK BİR KÖPRÜ”

Rusya’nın askerî ve ekonomik operasyonlarında Suriye’nin sahip olduğu konumun önemine değinen Şahin “Akdeniz’e kıyısı olan Suriye, Rusya’ya bölgedeki stratejik deniz yollarına erişim sağlarken aynı zamanda Afrika ülkelerine yönelik ekonomik ve askeri operasyonlarını kolaylaştırabilecek bir köprü işlevi görüyordu.” değerlendirmesinde bulundu.

Rus donanmasının Tartus’taki deniz üssü aracılığıyla Akdeniz’de varlık gösterebildiğini, üs nedeniyle enerji yollarının da kontrolünün sağlanabildiğini kaydeden Başkan, Rusya’nın bu üste varlık göstermesinin bölgedeki diğer büyük güçlere karşı denge oluşturmasında kritik bir rol üstlendiğini belirtti.

Şahin, Rusya’nın Suriye üzerinden sağladığı lojistik avantajların Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkilerini etkilediğini ve özellikle Libya’daki etkinliğini artırmasına da ciddi olanaklar sağladığına da dikkat çekti.

ESED REJİMİNİN DÜŞMESİYLE BÖLGEDEKİ RUS VARLIĞI TEHDİT ALTINDA

Suriye’deki Rus yanlısı Esed rejimin düşmesiyle bölgedeki Rus varlığının tehdit altında kaldığını belirten Şahin, Rusya’nın yaşadığı stratejik kaybı telafi etmek için birliklerini Libya’ya kaydırma olasılığı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Başkan, değerlendirmesinde Suriye’deki başarısızlık karşısında Libya’da bir dayanak noktası oluşturmak, Rusya’nın bölgedeki rolünü devam ettirebilmesi açısından kritik bir hamle olarak değerlendirilebilir.” ifadelerine yer verdi. Ayrıca Şahin; Rusya’nın Libya’ya yönelmesinin de stratejik bir hamle olduğunu, Libya’nın  Akdeniz’in merkezinde yer alması ve enerji rezervleri açısından zengin olması nedeniyle Suriye’ye karşı alternatif konumunda olduğunu vurguladı.

RUSYA LİBYA’DAKİ GÜÇ BOŞLUĞUNDAN YARARLANMAYA ÇALIŞABİLİR

Rusya’nın askerî varlığını Hafter kontrolündeki Libya’nın doğusunda yeniden konuşlandırabileceğini belirten Başkan, bu bölgedeki askerî üslerin kullanımının Rusya açısından Akdeniz’e erişim ve Kuzey Afrika’daki nüfuz açısından önem taşıdığını belirtti. Libya’nın Rusya açısından kritik bir önem taşıdığını belirten Şahin; aynı zamanda Rusya’nın Libya’daki istikrarsızlık ve güç boşluğundan yararlanmaya çalışabileceğine de dikkat çekti.

Ayrıca Şahin, Wagner gibi Rusya bağlantılı paramiliter yapıların Libya’da halihazırda Hafter güçlerine destek vererek hem askerî hem de ekonomik çıkarlar doğrultusunda faaliyet gösterdiğini belirtti. Şahin değerlendirmesini; Libya’nın bulunduğu konumun Rusya için Afrika’daki askerî operasyonları desteklemek, bölgesel nüfuzu artırmak ve enerji kaynaklarına erişimi güvence altına almak açısından önem taşıdığını belirterek bitirdi.