Yakın zamanda Rus esaretinden kurtulan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım Haber Ajansı (QHA) Editörü Mustafa Koçyegit'in sorularını yanıtladı.
Celal, Kırım Tatar siyasi tutsakların Rus hapishanelerinde maruz kaldığı işkenceleri, 2014 yılından bu yana Rus işgali altında bulunan Kırım’da yaşanan demografik dönüşümü, KTMM’nin Kırım ve Ukrayna anakarasında yürüttüğü çalışmaları, Letonya'nın başkenti Riga'da 24 Ekim'de düzenlenecek olan Kırım Platformu Parlamenter Zirvesi gündemini ve Türkiye’de gerçekleştirdiği temasların ayrıntılarını; QHA’ya verdiği özel röportajında değerlendirdi.
???? Nariman Celal Rus esaretindeki işkenceleri QHA’ya anlattı! ▶️ Röportajın tamamını izlemek için:https://t.co/Wf270pBign pic.twitter.com/HsKF4GTLUQ
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) October 14, 2024SOYKIRIM VE İŞGAL
Rusya’nın Kırım Tatarlarına yönelik olarak uyguladığı baskı politikalarının tarihsel bir altyapısı olduğuna dikkat çeken Nariman Celal, “18. asırda birinci işgal oldu. Hanlığımız yok edildi. İnsanlarımız Türkiye ve Romanya başta olmak üzere başka topraklara göçmeye mecbur edildi. 20. asrın başında halkımız müstakil bir Kırım Halk Cumhuriyeti kurmaya çalıştı. Yolbaşçılarımız ya öldürüldü ya da Kırım’dan gitmeye mecbur edildi ve devletimiz yok oldu. 20. asrın ortasında 1944 yılında herkesin bildiği gibi halkımıza soykırım yapıldı.” dedi.
Kırım Tatarları olarak çok büyük zorluklardan geçtiklerini kaydeden KTMM Başkan Yardımcısı Celal, Kırım’a geri dönüşün de problemsiz olmadığını belirtti. Ukrayna devleti içerisinde yaşam alanı bulan Kırım Tatarlarının belli seviyede refaha kavuştuğu bir sürecin geliştiğini söyleyen Celal, 2014 yılında Rusya’nın yine karşılarına çıktığını vurguladı.
"RUS BASKISI 2022 YILINDAN BU YANA ARTTI"
Rusya’nın Yarımada’da siyasi ve sosyal bağlamda Kırım Tatarlarına yönelik çalışmalar yürüttüğü şeklindeki propagandaların bir yalandan ibaret olduğunun altını çizen Celal, Kırım Tatarlarının hapishanelere alındığını ve uzun süre serbest bırakılmadığını vurguladı. Kırım Tatarlarına baskı ve zulümlerin uygulandığı Rus politikalarının 2022 yılından beri daha da arttığını vurgulayan Celal; Kırım Tatarı erkeklerin Rus ordusu için zorla askerliğe alınarak Ukrayna’ya karşı savaşmaya zorlandığını belirtti.
Celal, işgalcilerin Kırım’da binalar kurduğu, yollar yaptığı, bahçelerini paylaştığı fotoğrafların sadece bir fotoğraftan ibaret olduğunu, bunun Rus propagandasının bir ürünü olduğunu kaydetti. Bu fotoğrafların ardında zulümlerin, düşünce ve ifade özgürlüğünün engellenmesinin yattığını vurguladı. Celal, Rusya’nın kendi öz sınırlarında kalmaması, Kırım topraklarına gelerek Kırım Tatarlarına işkence ve zulüm uygulaması nedeniyle kendilerinin Rusya’ya karşı bir duruş sergilediğini ifade etti. Duruşlarından dolayı hapishanelere alınan insanlara hapishanelerde de zulmün devam ettiğini vurguladı.
CELAL, HAPİSHANEDE ŞAHİT OLDUĞU RUS İŞKENCELERİNİ ANLATTI
Rus esaretinde tutulan ve yakın zamanda esaretten kurtulan Celal, hapishanede şahit olduklarını anlattı. Celal, şu ifadeleri kullandı:
Hapishanelerde de zulüm bitmiyor. Hapishanelerde de insanlara kıyıyorlar. Ben hapishanede tutulduğum vakitte, benimle beraber dört insan daha tutuldu. Onların dördüne de kıydılar. Elektroşok uyguladılar, yumruk attılar. Yakınlarını öldüreceğiz diyerek korkuttular. Bu sadece benim beraber olduklarım. Siyasi tutukluların hepsi bu zorluklardan geçti.
Celal, aynı zamanda kendilerine hapishanede domuz etinin verildiğini ve dini ibadetleri yerine getirmenin yasaklandığını da vurguladı. Hapishanede temiz havanın ve hijyenin olmadığını belirten Celal, çoğu kişinin bu sebepten hastalandığını ve hastalara da tıbbi yardımların yapılmadığını kaydetti. Celal, 4 yıl boyunca Rus esaretinde kalan Kırım Tatar siyasi tutsak Cemil Gafarov’un da tıbbi yardımların yapılmaması nedeniyle hayatını kaybettiğine değindi.
CELAL, 2014’TEKİ İŞGALİN ARDINDAN KIRIM’DA YÜRÜTÜLEN KTMM FAALİYETLERİNE DEĞİNDİ
KTMM üyelerinin çoğunluğunun Kırım’da bulunduğunu belirten Celal, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya karşı topyekûn saldırı ve işgal girişimlerini başlatmasıyla baskıların daha çok arttığını ve KTMM faaliyetlerinin sınırlandırıldığını belirtti. Celal, KTMM üyelerinin yaşadığı zorlukları şu ifadelerle anlattı:
İlk günlerde Mustafa Agamızı Kırım’a koymadılar, Ahtem Çiygöz’ü tuttular, hapishaneye kapattılar. Reisimiz Refat Çubarov’u tuttular, vermediler. Eskender Bariyev, İsmet Yüksel, Rıza Şevkiyev ve diğerlerinin Kırım’a girmeye hiçbir imkânı olmadı.
KTMM üyelerinin yaşadığı zorlukları gördüğünde Kırım’dan çıkmama ve Kırım halkının yanında kalma kararı aldığını belirten Celal, Kırım’ın dışında kalan Meclis üyeleri ile Kırım’daki meclis üyeleri arasında ilişkileri yürütmeyi kendine vazife olarak gördüğünü açıkladı. Celal, 2020 senesinde Rusların Kırım Tatarlarının imkanlarını sınırladığını ve kendisinin gücünün kısıtlandığını bu nedenle de siyasi adımlar atmakta zorlandığını vurguladı.
Kendisinin Kırım Platformu’na giderse tutuklanacağı tehdidini aldığını ve bu tehdide rağmen Kırım Platformu’na gittiğini belirten Nariman Celal, Platform’dan dönüşünde de kurmaca bir dava ile tutuklanarak esir edildiğini ifade etti. Kırım’daki milletvekillerinin, milli harekete katılan gençlerin ve yaşlıların birlik içerisinde Kırım’ın sesi olmaya çalıştığını ifade eden Celal, bu kişilerin halkın motivasyonunu yüksek tutmak için faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiğini belirtti. Celal, halkın elbet bir gün Kırım’ın işgalden kurtulacağı ve serbest olacağı düşüncesinde olduğunu; bu bağlamda da KTMM üyelerinin ve milli hareket iştirakçilerinin bu düşünceyi gerçekleştimeyi amaçladığını aktardı.
Kendisi hapisteyken birçok gelişme yaşandığını belirten Celal, bu süreçte Ukrayna’da Kırım Tatarları hakkında kararlar alınarak kanunlar kabul edildiğini belirtti. Celal ayrıca, Ukrayna hükûmetinin KTMM’yi tescil etmesi için de çalıştıklarını kaydetti. Celal halihazırda Polonya, Kanada, Ukrayna, Letonya ve Litvanya’nın 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nün “soykırım” olarak kabul ettiğini, son günlerde Estonya’nın bu kararı kabul etmesini beklediklerini ve başka ülkelerin de kabul etmesi için çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Celal, Türkiye’nin de ilerleyen süreç içerisinde kendi siyasetine, politikalarına uygun bir şekilde bu sürgünü soykırım olarak kabul etmesi dileğinde bulundu.
Celal, 24 Ekim'de Riga'da gerçekleşecek olan Uluslararası Kırım Platformu Üçüncü Parlamento Zirvesi'ne katılacak olan Kırım Tatar temsilcilerin soykırım meselesine, Kırım’ın ve Kırım Tatarlarının durumuna dikkat çekeceklerini belirtti.
ON YIL İÇERİSİNDE KIRIM’IN DEMOGRAFİSİ DEĞİŞTİRİLDİ
İşgal onuncu yılını doldurup on birinci yılına doğru ilerlerken Kırım’da birçok değişimin gerçekleştiğini belirten Celal, en büyük ve en rahatsızlık veren değişimin Rusya’nın uluslararası hukuka aykırı davranıp kendi vatandaşlarını Kırım’a getirmesi olduğunu vurguladı. Kırım’da demografik yapının değiştiğini belirten Celal, Kırım Tatarlarının sayısının oldukça azaldığını ifade etti. Celal, siyasi baskılardan uzaklaşmak amacıyla Kırım’ı terk eden tahmini sayısı 20 bin ile 50 bin olan Kırım Tatarları olduğunu kaydetti.
İşgalin yakın zamanda sonlanmasını dileyen Celal, devlet teşkilatları ile bu konu üzerinde çalışıldığını belirtti. Kırım Tatarlarının en büyük ve en önemli isteklerinin haklarının geri verilmesi olduğunu vurgulayan Celal, bu kabulden başka bir yol olmadığını kaydetti. Celal ayrıca, Ukrayna askerlerinin Kırım’ın özgürlüğüne kavuşması için faaliyetlerine devam etme durumunda olduklarını belirtti.
CELAL, TÜRKİYE TURUNDAN BAHSETTİ
Celal, Türkiye’de birtakım görüşmeler gerçekleştirdiğini ifade etti. Ankara’da Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Türkiye-Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu, Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu ve diğer önemli birtakım kurum ve kişilerle görüşmeler gerçekleştirdiğini aktaran Celal, gittikleri yerlerde Kırım Tatarlarının isteklerini anlayan ve yardım etmeye hazır bir tavırla karşılaştıklarını belirtti. Celal, bu desteklerden dolayı en başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Türk halkına teşekkür etti. Türkiye’nin sağladığı destekler sonucunda birkaç siyasi tutsağın serbest bırakıldığını, o tutsaklardan birinin de kendisi olduğunu vurgulayan Celal, desteklerin devam etmesi temennisinde bulundu.