Kırım Tatar askerî doktor Asan İsenacıyev, 24 Şubat 2022'de başlayan ve iki aydan uzun süre Rus işgal güçleri tarafından kuşatılarak ağır saldırılara maruz kalan Mariupol kentindeki Azovstal Çelik Fabrikası’ndayken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı yardım çağrısıyla gündeme gelmişti. Asan İsenacıyev 7 ay Rus esaretinde kaldıktan sonra 31 Aralık 2022’de gerçekleşen esir takası sırasında Ukrayna’ya iade edildi.
Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Asan İsenacıyev, orduya nasıl yazıldığını, savaş başladığı zaman nerede görev yaptığını, kuşatma altındaki Azovstal Çelik Fabrikasında hangi şartlar altında yaralıları tedavi etmek zorunda kaldığını ve Rus esaretinde gördüğü insanlık dışı muameleleri anlattı.
"VATANIMI TERK ETMEK ZORUNDA KALDIM"
Rusya Kırım’ı işgal etmeye başladığında arkadaşlarıyla birlikte işgale karşı çıkmak amacıyla farklı eylemleri düzenlediğini, Kırım Tatar Milli Meclisinin çağrısıyla Akmescit’te (Simferopol) 26 Şubat 2014’te Kırım Parlamentosu önünde düzenlenen eyleme katıldığını anlatan İsenacıyev, “Bu faaliyetlerim, Rus işgal güçlerinin dikkatini çekti. Bundan dolayı vatanımı terk etmek zorunda kaldım. Aksi halde hapse atılacaktım.” diyerek Ukrayna anakarasına taşındıktan sonra Ukrayna ordusuna yazılmaya karar verdiğini anlattı.
Rusya Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı topyekun saldırısı başlattığında Mariupol kentinde görev yaptığını aktaran Kırım Tatar asker, “Azov Taburu olarak savaşa hazırdık. Ama biz -özellikle ben- uçak ve gemilerden atılan bombalara, füzelere hazır değildik. 24 Şubat 2022’de sabah saat 04.00 civarında füze saldırıları başladı. Rusya Ukrayna'ya karadan, denizden ve havadan füze atıyordu.” dedi.
"RUSLAR CESETLERİ KREMATORYUMDA YAKIYORLARDI"
Mariupol’de Rus saldırılarında binlerce kişinin hayatını kaybettiğini anlatan İsenacıyev, “Ruslar seyyar krematoryum getirmişti ve durmadan ceset yakıyorlardı. Çünkü işledikleri savaş suçlarının kanıtlarını yok etmeye çalışıyorlardı. Birkaç ekip kentte tur atarak cansız bedenleri kamyonlara topluyordu ve bu cesetleri krematoryumda yakıyorlardı.” açıklamasında bulundu.
İki aydan uzun bir süredir Rus işgal güçleri tarafından kuşatılan ve ağır saldırılara maruz kalan Azovstal Fabrikası’ndaki durum ile ilgili bilgi veren İsenacıyev şunları söyledi:
“Yemeğimiz yoktu. Günde sadece bir su bardağı lapa yiyorduk. Bir süre sonra Azovstal fabrikasındaki içme suyu bitmişti. Arıtılmamış su içmeye başladık. Daha sonra borulardaki suyu içtik. Elimizde ilaç olmadığı için yaralılar canlı canlı çürüyorlardı. Sağlık görevlileri olarak pek bir şey yapamıyorduk. Doktorlar ile birlikte çürüyen bölgeleri kesip bir şekilde yaralıları tedavi etmeye, çürüme sürecini durdurmaya çalışıyorduk.”
"KUŞATMA ALTINDAYKEN TÜRKİYE’Yİ DÜŞÜNDÜM"
Azovstal Çelik Fabrikası’ndayken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yardım çağrısı yaparak gündeme gelen askeri doktor, “Kuşatma altındayken Türkiye’yi düşündüm. Türkiye kendi oyun kurallarını koyan güçlü bir devlet. Ayrıca Rusya, Türkiye’den korkuyor ve ona saygı duyuyor. Dolayısıyla denemeye değer olduğunu düşündüm. Ne de olsa öleceğim... Belki de bu çağrı bir şekilde yardım eder… Videoyu 15 dakikada kaydettim. Bildiğim kadarıyla yaklaşık 2 saat sonra sayın Erdoğan bu videoyu gördü. Bana göre küçük de olsa videonun bir faydası oldu. Çünkü Türkiye halkı Ukrayna’ya destek verdi. Türkiye her zaman Ukrayna’ya yardım ediyordu. Uzun yıllara dayanan dostluk ilişkilerimiz var. Bu videodan sonra destek arttı. Bundan dolayı bana göre bu girişimim, hayat kurtarma konusunda belirli katkıda bulundu.” dedi.
"KIRIM’A DÖNMEK İSTİYORUM. BİR AİLE KURMAK, ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM"
Rus esaretinde yaşadıkları hakkında konuşan İsanacıyev, “Ben ve diğer Azov askerleri, toplamda 200 kişi ayrı bir blokta tutuluyorduk. Bu bloğu 2022 yılının 28 Temmuz’u 29 Temmuz’a bağlayan gece havaya uçurdular. 50 kişi olay yerinde hayatını kaybetti. 75’i ağır, 75’i ise orta ve hafif yaralandı. O sırada işgalciler kahve içip gülüyorlardı. Bize hiçbir sağlık yardımı sağlanmadı. Orta ile hafif derecede yaralanan hepimizi hücre cezasına gönderdiler. Orada bir ay boyunca hiç gün ışığı görmedik. Ardından bizi Rusya’nın Taganrog kentindeki bir cezaevine sevk ettiler. İlk geldiğimizde bize altı saat boyunca elektrik vererek işkence yaptılar, çekiçlerle sopalarla dövdüler. Muamele korkunçtu. Yemek olarak bize su içinde yüzen lahana veriliyordu. Konuşmak yasaktı ve tüm gün duvara bakarak ayakta durmak zorundaydın. Pencereye veya duvara bakmak yasaktı. Her şey yasaktı. Ve bunlara ek olarak günde 2 defa bize dayak atılıyordu. Dayaktan sonra ayakta zor duruyorduk.” ifadelerini kullandı.
En büyük hayalini anlatan Asan İsenacıyev, “Kırım’ın Ukrayna kontrolü altına dönmesi... Kırım’a dönmek istiyorum. Bir aile kurmak, çocuk sahibi olmak istiyorum. Hayalim bu kadar.” dedi.