Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin: Kırım Tatarları, hiçbir zaman boyun eğmedi

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümünde, Kırım Haber Ajansına (QHA) özel röportaj verdi. Sürgün yollarında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını anan Mükremin Şahin, "İnşallah geleceğimiz Kırım'da, vatanımızda aydınlık ve parlak olacak, inancımız budur" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2023 17:21
Haber Güncellenme Tarihi: 18.05.2023 17:21
https://www.qha.com.tr/

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümü dolayısıyla Kırım Haber Ajansına konuştu. Kırım Tatar halkının son 200 yıldır sürgün, soykırım, muhaceret gibi acı süreçlerden geçtiğini belirten Şahin, 1944'teki sürgünün öncesini, sürgün sürecini ve sonrasını anlattı. Şahin, vatan Kırım'dan ayrılmak zorunda kalan Kırım Tatarlarının farklı bölgelere dağıldığını Kırım topraklarında kalanların ise felaketi yaşamaya devam ettiğini vurguladı. 

KIRIM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI MÜKREMİN ŞAHİN'DEN SÜRGÜN MESAJI: İNŞALLAH, GELECEĞİMİZ PARLAK OLACAK

Genel Başkan Mükremin Şahin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB), Kırım Tatar kültürünü yok etmek için önce Kırım Tatar aydınlarını, daha sonra da 18 Mayıs 1944 tarihinde bütün bir halkı vatan toprağından sürdüğünü ifade etti. SSCB'nin dağılmasıyla Kırım Tatarlarının anavatanına dönüşüyle birlikte 1991'de Kırım Tatar Milli Kurultayının toplandığını belirten Şahin, 2014 yılında Putin Rusyası'nın yeniden Kırım Tatarlarına yönelik soykırım politikasını hayata geçirdiğini vurguladı. Şahin, video mesajında şunları aktardı:

"Bugün Kırım Tatar halkına karşı baskı ve zulümler devam etmekte. Mekteplerimiz kapatılmakta, basınımız susturulmakta, gizli örgüt muamelesi görmekteyiz. Kırım Tatar halkı bu acılı, facialı yıllar içerisinde hiçbir zaman diz çökmedi, itaat etmedi. Boysunmagan halk diye bir tabir var. Diz çökmeyen, boyun eğmeyen halk anlamında. Bugün de Kırım Tatar halkı boysunmadı. İnşallah geleceğimiz parlak olacak, biz buna inanıyoruz. 18 Mayıs 1944'te ve devam eden yıllarda şehitlerimizi, yok edilen, öldürülen büyüklerimizi, dedelerimizi rahmetle anıyoruz. Onların mekanı cennet, ruhları şad olsun. Muhaceret yollarında 1783'ten sonra mezarları olmayan atalarımızın da ruhları şad olsun. İnşallah geleceğimiz Kırım'da, vatanımızda aydınlık ve parlak olacak, inancımız budur"

18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI

Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.

Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. 

Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.

2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kırım Tatarları 1991'de SSCB'nin dağılmasıyla anavatanlarına dönse de Rusya Federasyonu'nun savaş suçlusu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle vatan Kırım, 2014 yılında yeniden işgal edildi. Yurdunda kalan Kırım Tatarları, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya karşı başlatılan işgal girişimi ve topyekun saldırıların ardından işgalci yönetim tarafından Ukrayna cephesine karşı savaşması için zorla askere alınıyor. Bugün, işgalci Ruslar tarafından Kırım Tatarlarına baskı ve zulüm yarımadada halen devam ediyor.