Kazakistan’da nükleer santral referandumu: Korkular, çıktılar ve sonuç

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan, 6 Ekim 2024 tarihinde Kazakistan’da gerçekleştirilecek olan nükleer santral referandumu ve inşası hakkındaki görüşlerini QHA’ya aktardı.

Haber Giriş Tarihi: 04.10.2024 18:08
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2024 18:08
https://www.qha.com.tr/

Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan, Kazakistan’da nükleer santral inşa edilmesinin oylanacağı 6 Ekim 2024 tarihli referanduma ilişkin görüşlerini, halkın nükleer santral inşasına olan bakış açısını ve inşa edilecek santralin ülkeye sağlayacağı katkıları Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

TARİHTEKİ KÖTÜ DENEYİMLER, HALKIN BİR KISMININ NÜKLEER SANTRAL İNŞASINA KARŞI ÇIKMASINA SEBEP OLUYOR

Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan, dünya uranyum rezervinin yüzde 12’sine sahip olan Kazakistan’ın 2009 yılından beri uranyum üreticisi olarak dünyada birinci sırada olmasına rağmen ülkede yıllardır nükleer santral olmadığını belirtti. 6 Ekim tarihli referandumun ülke için bir dönüm noktası olacağını belirten Erkan, halkın bir bölümünün santral inşasına ilişkin olumlu bakış açına sahip olduğunu ancak bunun yanında olumsuz tutum takınan Kazakların da bulunduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Erkan, halkın bir kısmının nükleer santralin inşasına karşı çıkmasında birden çok sebep olduğunu belirtti. En büyük sebeplerden birinin tarihteki Fukuşima ve Çernobil faciaları olduğunu ifade eden Erkan, bir diğer önemli sebebin ise bazı aktivistlerin de belirttiği üzere, "Sovyetler Birliği zamanında Kazakistan’ın uzun yıllar boyunca nükleer test sahası olarak kullanılması ve ülkede hala daha radyoaktivitesi yüksek olan kullanılamaz alanlar olması" olduğunu vurguladı.

Uzman, nükleer santral inşaatına karşı çıkılmasının diğer sebepleri arasında nükleer gücün kötüye kullanımı hususu olduğunu belirtti. Kazakistan hükûmetinin böyle bir amacı olmasa bile “halkın uluslararası siyasetin değişen koşullarında, uluslararası toplum tarafından Kazakistan’a yönelik suçlamalar yapılabileceği olasılığından kaygılandığını” söylemenin doğru olacağını kaydetti. Ayrıca halk arasında inşaatın Rusya tarafından gerçekleştirileceği düşüncesinin olduğunu belirten Erkan, bu düşünceden yola çıkarak halkın bir bölümünün Kazakistan’ın Rusya’ya bağımlı hale geleceğini düşündüğünü de aktardı.

NÜKLEER SANTRAL, ÜLKENİN ENERJİ GÜVENLİĞİ VE BAĞIMSIZLIĞI YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIM

Kazakistan’da nükleer santral inşa edilmesinin ülke için faydaları da olduğunu belirten Erkan, şu ifadeleri kullandı:

“Kazakistan’da inşa edilmesi planlanan nükleer santralin ülkeye sağlayacağı katkılar, enerji güvenliği, ekonomik büyüme, çevresel sürdürülebilirlik ve teknolojik ilerleme alanlarında geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu stratejik proje, Kazakistan’ın enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayarak, ülkenin enerji arz güvenliğini artıracak ve uzun vadede ekonomik gelişimine katkı sağlayacaktır. Enerji güvenliği ve bağımsızlığı kapsamında ele alındığında, Kazakistan, dünyanın en büyük uranyum üreticilerinden biri olmasına rağmen, enerji üretiminde ağırlıklı olarak kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlarına bağımlıdır. Bu durum hem iç enerji talebini karşılamada hem de enerji ihracatında sürdürülebilirlik açısından riskler barındırmaktadır. Nükleer enerji santrali, bu bağımlılığı azaltarak daha çeşitlendirilmiş ve güvenli bir enerji kaynağı sunacaktır. Kazakistan, yerli uranyum kaynaklarını kullanarak enerji üretimini artırabilecek ve enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltabilecektir. Bu da ülkenin enerji güvenliğini pekiştirerek, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı daha dirençli hale gelmesini sağlayacaktır.”

Santralin inşa edilmesi sürecinde ortaya çıkacak iş gücü açığı ile halkın istihdam edilebileceğini belirten Erkan, inşaattan sonra da ortaya çıkacak nitelikli iş gücü açığı ile yerel halkın eğitim ve teknik beceri düzeyini geliştirmeye yönelebileceğini vurguladı. Ayrıca ekonomik büyümeye katkı sağlayacak santralden elde edilecek fazla enerjinin ihracata da katkı sağlayacağını dile getirdi.

Erkan, konuyu çevre ve yeşil enerji kapsamında da ele alarak, “Çevresel sürdürülebilirlik kapsamında ele alındığında fosil yakıtların yoğun kullanımı, küresel ısınma ve hava kirliliği gibi çevresel sorunlara yol açarken nükleer enerji düşük karbon salınımı ile temiz bir enerji kaynağı olarak öne çıkmaktadır. Nükleer santral, Kazakistan’ın karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olacaktır. Nükleer enerji üretimi sırasında fosil yakıtlar gibi sera gazı salınımı olmaması, Kazakistan’ın çevreye olan etkisini azaltacak ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım olacaktır.” dedi.

NÜKLEER SANTRAL, KAZAKİSTAN’IN BÖLGEDEKİ ETKİSİNİ ARTIRACAK

Konuyu aynı zamanda Kazakistan’ın uluslararası arenadaki konumu bağlamında da ele alan Erkan, Kazakistan'ın Türkistan coğrafyasında stratejik bir konuma sahip olduğunu belirterek, Nükleer santral projesi ile enerji konusunda daha bağımsız bir ülke haline gelebilir. Bu durum, ülkenin uluslararası ilişkilerdeki pazarlık gücünü artırabilir. Ayrıca, nükleer enerjiye geçiş, Kazakistan’ın uluslararası enerji piyasalarındaki rolünü güçlendirecek ve enerji ihraç eden bir ülke olarak bölgesel etkisini artıracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

ERKAN: ELDEKİ VERİLER REFERANDUM SONUCUNUN NÜKLEER SANTRAL İNŞASININ ONAYLANMASI YÖNÜNDE OLDUĞUNU GÖSTERMEKTE

Erkan, Kazakistan halkının hükûmet politikalarının desteklenmesinde olumlu yönde katılım sağladığını belirtti. Ayrıca bu tür projelerin büyük ekonomik ve çevresel etkiler taşıması nedeniyle halkın görüşlerinin çeşitlenmesinde farklı faktörlerin etkili olduğunu vurgulayan Erkan, son olarak yukarıda açıklanan birtakım faktörler sonucunda “Eldeki veriler referandum sonucunun “nükleer santral inşasının onaylanması” yönünde olduğunu göstermektedir.” şeklinde sonuca ilişkin görüşünü belirtti.