Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve Çin hükûmetinin emperyalist politikalarına karşı ayak direten Uygur Türkleri, 1933 yılında kendi topraklarında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'ni kurmuştu.
DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ, TÜRKİYE'DEN DESTEK BEKLEDİ
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, soydaşlarının yaşadığı ve henüz 10. yılını idrak eden Türkiye Cumhuriyeti'nden destek talep etmişti. Arkasında her zaman büyük bir Türkiye'nin var olduğunu hisseden Doğu Türkistan hükûmeti, o dönemde gerek askerî gerek malî ve gerekse de siyasî konularda Türkiye'nin desteğini bekliyordu.
O dönem İzmirli Mustafa Ali (Kentli) Bey, müsteşar sıfatıyla bağımsızlık mücadelesini kazanan Doğu Türkistan'ın başkenti Kaşgar'a giderek; askerî, malî ve eğitim alanında çalışmalar yapmış, Türkiye Cumhuriyeti'nden, Hoca Niyaz ve Sabit Damolla liderliğindeki hükûmet için destek talep etmişti. Mustafa Ali Bey, bölgesel gerilimler, Türkiye'nin kendi içindeki ekonomik ve siyasi meseleleri nedeniyle Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ile pek etkili olmayan diplomatik ilişkilerde arabuluculuk etmişti.
DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ İÇİN ASKERÎ, MALÎ VE EĞİTİM PLANLAMALARI
Türk dünyasıyla kültürel bağlar kurmayı amaçlayan ve bu bağlamda Türk yurdu Doğu Türkistan'ın bağımsızlık mücadelesine destek veren Mustafa Ali Bey, 4 ay boyunca Kaşgar hükûmetinde çeşitli faaliyetler ve planlamalar icra etmişti.
"ÇALIŞAN KAVİMLER KURTULUR"
Öte yandan, Mustafa Ali Bey'in, Pakistan'ın Peşaver kentindeki Türkistanlı Göçmenler Kongresinde yaptığı konuşma ise dikkate değerdir. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Dışişleri Delegesi sıfatıyla kongrede yer alan Mustafa Ali Bey, "Ey benim ırkdaşlarım, kan kardeşlerim! Ben sizlere müjdeli haber getirdim. Doğu Türkistan mücahitleri tarafından selam getirdim. Bugün Doğu Türkistan’ın kurtulması sizin vatanınızın kurtulması demektir. Tez zamanda sizlerin vatanınız da kurtulur. Çalışınız. Çalışkan kavimler elbette kurtulur. Kurtulmaya inancınız tam olsun!” ifadelerini kullanmıştı.
Pamukkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Coşkun Kumru'nun "Doğu Türkistan Milli Mücadele Tarihinde Mustafa Ali (Kentli) Ali Bey" adlı makalesinde yer alan bilgilerin yanı sıra, Mustafa Ali Bey'in o dönem Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nde birden fazla ulusal bayrağın yerine tek bir bayrak kullanılmasını önerdiği aktarılıyor. Ayrıca Mustafa Bey'in önerisi üzerine Başbakan Sabit Damolla'nın, mavi zemin üzerine ay yıldız tasarladığı belirtiliyor.
MUSTAFA ALİ BEY TÜRKLERE, DOĞU TÜRKİSTAN'A GİTMELERİ İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU
Yaş Türkistan dergisine 8 Ocak 1934 tarihinde "Doğu Türkistan Cumhuriyeti Fevkalade Elçisi" sıfatıyla mektup gönderen Mustafa Ali Bey şu ifadelere yer vermişti:
Türkiye’den sonra Doğu Türkistan da kendisini esaretten kurtarmış bulunuyor. Ben Doğu Türkistan’a gittim. Bağımsızlık mücadelesine kısmen katıldım. Yeni kurtulan on beş milyon Türk ile yeni teşkilatta beraber çalıştım. Doğu Türkistan kuruluş ve teşkilatlanma dönemini tamamlamak üzeredir. Reisicumhur Hoca Niyaz Hazretleri’dir. Hoca Niyaz, Çinlilere karşı ilk mücadele bayrağını açan Doğu Türkistanlı olduğu için büyük bir hürmet ve güven kazanmıştır… Doğu Türkistan aydın Türklere muhtaçtır. Subay, öğretmen, yönetici, doktor, matbaacı, dizgici ve el sanatları ile uğraşanlar için geniş bir saha açık durmaktadır. Yapılacak en hayırlı uygulama kendi parasıyla Türkistan’a kadar gidemeyen ve şurada burada, yabancı ellerde oturan Türkistanlıları Doğu Türkistan’a sevk etmektir. Teşkilatçılıktaki kudretiniz Türk dünyası tarafından bilindiği için sizden bu hususu rica ediyorum. Şerefli bir macera arayan asker, işsizlikten şikâyet eden doktor, işi bozulan zanaatçı Türkler derhal Kaşgar’a hareket etmelidirler. Yepyeni ve bakir bir Türk ülkesi Türk aydınlarını, bilhassa Türkistanlıları bekliyor. Altın, gümüş, bakır, taşkömürü, petrol, pamuk ve ipek üretimiyle dünyanın en zengin topraklarına sahip olan atalar yurdu Türkistan, bugün Batı tekniğiyle donanmış azim ve irade sahibi aydın insanları istiyor. Biz bugün Doğu Türkistan’ı kurtarmak işiyle değil - çünkü o kurtulmuştur- onu donatmakla meşgulüz. Tekrar esarete düşmemesi, yine bir Bolşevik istilasına maruz kalmaması. İşte bizim hedefimiz budur. Avrupa’nın muhtelif yerlerinde ve Türkiye’de birçok Türkistanlı aydın var. Onlara hitap ediyorum: Milletiniz veya nefsiniz için bir ihtirasınız, bir emeliniz varsa, Kaşgar’a geliniz. Orada sizi bir önder gibi, bir kurtarıcı gibi karşılayacaklar ve gurbetin kalplerinizde açtığı mazlum çukur dolacaktır. Kendi yurdunuzda, atalarınızın yurdunda olacaksınız..
"ŞARKİ TÜRKİSTAN HALKININ TÜRK OLDUĞU HAKİKATTİR"
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğu Türkistan'ı resmî olarak tanıması konusunda da çok kez çağrıda bulunan Mustafa Ali Bey, “Yegâne kuvvet Türkiye’dir. Türkiye’den ayrı bir siyaset takip etmeyeceğiz. Bizim muvaffakiyetimizin birinci şart-ı resmî Türkiye’nin bize itimat etmesidir… Şarkî Türkistan halkının Türk oldukları ve bugün fiilen müstakil oldukları da bir hakikattir. Rusya, Türkiye efkâr-ı umumiyesini kazanmanın kendisi için faideli olduğuna kanaat ederse, Şarkî Türkistan’ın istiklâlini tanırsa bir sonuç alınabilir" demişti.
KADİM TÜRK YURDU DOĞU TÜRKİSTAN İŞGAL ALTINDA
Ancak SSCB ve Çin arasındaki işgal prensibi kapsamında Doğu Türkistan, Çin yönetimi altına girdi. Yeniden 1944 yılında kurulan ve Alihan Töre liderliğindeki Doğu Türkistan Cumhuriyeti 5 yıl ayakta kalabilmişti. 1949 yılında işgal edilen kadim Türk yurdu Doğu Türkistan bugün hâla işgalci Çin politikalarına maruz kalıyor.
İnsan haklarından mahrûm bırakılan Doğu Türkistanlılar, açık bir cezaevine dönüştürülen vatan topraklarında, Çin'in açtığı toplama kampında tutuluyor. Millî kimliğine, diline ve dinine tehdit oluşturan Komünizm rejimine sahip olan Çin hükûmeti, Uygur Türklerine insanlık dışı muamalede bulunuyor.