Çiğdem Asafoğlu: Halk siyasi ayak oyunları ile kendisini aldatan vekil istemiyor!

Batı Trakya Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Yunanistan'da yapılan ve 25 Haziran'da tekrar edilecek genel seçimi Kırım Haber Ajansına değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 08.06.2023 20:57
Haber Güncellenme Tarihi: 08.06.2023 20:57
https://www.qha.com.tr/

Yunanistan, 21 Mayıs 2023'te genel seçimler için sandık başına gitti. 25 Haziran 2023 tarihinde tekrar yapılacak genel seçimler için "Yunanistan Parlamentosu'nda sandalye dağılımı nasıl olacak?", "Batı Trakya Türkleri bu seçimi nasıl değerlendiriyor?", "Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlık 25 Haziran'a nasıl hazırlanıyor?" sorularının yanıtları merak ediliyor. Merak edilen bu soruların cevaplarını Kırım Haber Ajansı (QHA) Batı Trakya'daki Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu'na sordu. 

Yunanistan'da 2013 senesinde kurulan ve ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon SYRIZA (SİRİZA) Partisi bu seçimde geride kaldı. 

Kırım Haber Ajansının (QHA) Batı Trakya'daki Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı şöyle:

SİRİZA Partisi’nin parlamentodaki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anda parlamentoda kaç Türk Milletvekili bulunuyor? 

SİRİZA Partisi ana muhalefet partisi olarak zaten parlamentoda idi. Seçimin en büyük sürprizi ise ana muhalefet partisi olan SİRİZA’nın oy kaybedip, iktidar partisinin oylarını yükseltmesidir. Siyasette çok nadir görülen bu durumun izahını yapmak ve açıklamak hiç şüphesiz SİRİZA Partisi’nin Genel Başkanına düşer. 21 Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel seçimlerde 4 soydaş (Türk) milletvekili parlamentoya girmeye  hak kazanmıştır. Ancak seçimin galibi Yeni Demokrasi Partisi, koalisyon hükumeti kurmayı reddetti ve 25 Haziran 2023 tarihinde yeni bir genel seçimin yapılmasına imkân tanıdı. Bu sebeple milletvekili seçimi tekrarlanacak.

Yunanistan'da yeni şekillenen yönetimin, Batı Trakya Türklerinin mücadelesine yönelik tutumu ne olacak?

21 Mayıs seçimlerinin neticesinde bir yönetim oluşmadı. Ancak bu seçimin sonuçları bize Yeni Demokrasi Partisi’nin büyük bir olasılıkla tek başına hükumet olacağını gösterdi. Batı Trakya Türk Azınlığı’na dönük bir gelişme olacağını düşünmüyorum. Geçmiş dört yılda bunu tecrübe ettik.

Yeni Demokrasi Partisi’nin azınlığımızın kimliğini yok sayma ve azınlık iradecilerini muhatap almama hususunda bir gayreti var. Üzgünüm ama azınlık insanının hatıralarında geçmişe dönük bu parti hakkında güzel anılar yok. Bu sebeple azınlık insanı bu partiye karşı hep mesafeli olmuştur.

Bütün Yunanistan maviye boyanırken azınlığın yoğun olarak yaşadığı Rodop ilinin kırmızı olması bundandır. Ancak Yeni Demokrasi Partisi geçmişi ile yüzleşmek ve azınlığı anlamaya çalışmak yerine azınlığın iradesine ve tercihine hakaret ederek azınlığı "güdümlü" olmakla suçladı. Keşke suçlama yerine anlamaya çalışsaydı.

Mesela Sayın Miçotakis ve yönetimi bize sürekli bir kimlik empoze etmeye çalıştı. Azınlık bundan hoşlanmıyor. 1983 yılına kadar tanınan bir kimliğimiz var. Bu azınlık Müslüman ve Türk’tür. En kısa zamanda bunu tanımalarını umut ederiz.

Hükumetin şimdiye kadar yaptığı yanlışlar nelerdi? Batı Trakya Türkleri olarak hükumetten ne bekliyorsunuz?

Başbakan Miçotakis’in "kanun önünde eşitlik" ilkesi ne yazık bekleneni hiçbir zaman karşılamadı. 1990’ların başında söylenmiş bu söz aslında geçmişte yapılan haksızlıkların bir nevi itirafı gibidir. Aslında o tarihe kadar sizi eşit görmedik diyor azınlığa. Peki o tarihten sonra ne oldu? Azınlık ile bir ilişki kurulmadı. Azınlığa duyulan güvensizlik devam etti.

Başta kimlik olmak üzere eğitim, müftülük, vakıflar gibi temel azınlık sorunları görmezlikten gelindi. Onca feryadımızı duymadılar. Kısaca hep kolaycılığı seçtiler. Bizi ötekileştirerek hep hedef gösterdiler.

Azınlık sorunlarının çözümsüzlüğünün yanı sıra Batı Trakya’da var olan ağır ekonomik sıkıntılar ve koşullar da görmezlikten gelindi. Bölgemiz hem Yunanistan’ın hem de Avrupa’nın en fakir bölgesidir. Bu ekonomik sorun sonrası azınlık insanı, özellikle gençler bölgeyi terk etti. İster istemez insanlarımız bunun kasıtlı yapıldığına, demografik yapının değiştirilmek istendiğine kanaat getirdiler.

"KRONİKLEŞMİŞ AZINLIK SORUNLARININ ÇÖZÜMLENMESİNİ İSTİYORUZ"

Dora Bakoyani (Yunanistan Parlamentosu üyesi) Başkanlığında güya Trakya Kalkınma Komisyonu kuruldu. Ekonomik mağduriyet yaşayan azınlığın destekleneceğini umut ettik. Lakin bu komisyonun da bir oyalama bir aldatmaca hikâyesi olduğunu tez zamanda anladık.

Biz Batı Trakya Türk azınlığı olarak çok fazla bir şey istemiyoruz. Başta kimliğimizin tanınmasını ve azınlığa güven duyulup muhatap alınmasını istiyoruz. Kronikleşmiş azınlık sorunlarının çözümlenmesini ve gerçek anlamda eşitlik istiyoruz.

Batı Trakya Türklerine 25 Haziran’daki seçim için ne mesaj vereceksiniz?

Demokrasinin olmazsa olmazı sandıktır. Seçmen hür iradesiyle sandığa gider ve kendisini yönetmesini istediği partiye oyunu verir. Önceden muhasebesini yapan seçmen bazen de sandığa tepkisini, isyanını bırakır. Sonuç ne olursa olsun, sandığa bırakılan tercihe ve iradeye saygı duymak gerekir. Beni ve partimi seçmediniz diye seçmene hakaret etmek, "güdümlüsün" diye seçmeni yaftalamak hiçbir genel başkanın hakkı değildir. Herkes demokrasi gereği hududunu bilmek zorundadır.

Kaldı ki seçmen sadece partiye değil kendisini temsil etmesini istediği vekil üzerinden de bir partiye gidebiliyor. Halk, siyasi ayak oyunları ile kendisini aldatan vekil istemiyor.

Her şeyden önce kendisine ve taleplerine saygı duyan bir vekili tercih ediyor. ‘’Mış’’ gibi yapan değil, samimi, dürüst ve erdemli kişilikleri önceliyor. Bukalemun gibi renk değiştiren ve kimin arabasına binerse onun türküsünü söyleyen karakterlerden uzak durmaya çalışıyor. Özellikle davasında samimi halkı ile omuz omuza, çizgisini bozmadan, siyasi yelpaze içinde sağdan sola, soldan sağa savrulmayacak ahlaklı karakterleri baş tacı ediyor. Tabii olarak bu vekiller de partilerine kazandırıyor. Necip ve alicenap halkımız zeki ve akıllıdır. İradesine ve tercihine hakaret edeni cezasız bırakmaz. Benim insanımızdan isteğim her birinin sandığa giderek demokratik hakkını sonuna kadar kullanmasıdır.

TÜRK PARTİLERİNİN MECLİSE GİRMEMESİ İÇİN BARAJ ENGELİ!

Aslında eklemek istediğim çok şey var. Ancak buna ne sütunlarınız ne de mürekkebiniz kâfi gelir. Ancak Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı olarak sırf partimizin temsilcileri meclise girmesin diye önümüze çıkarılan yüzde 3’lük barajı söylemez isem bu röportaj eksik kalır. Diğer partilerden seçip gönderdiğimiz soydaş milletvekilleri ister istemez kendi partilerinin ilke ve prensiplerine, grup kararlarına göre hareket ettikleri için azınlık sorunlarımız bir türlü arzu edildiği gibi meclise gelemiyor ve haksızlıkların haykırılması engelleniyor...