BM'de insan hakları karnesi incelenen Çin'i neler bekliyor?

BM Evrensel Periyodik İnceleme (EPİ) Grubu geçen hafta Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları karnesini inceledi. Uygur Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, Kırım Haber Ajansına (QHA) Çin'i bu hususta nelerin beklediğini değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 31.01.2024 14:07
Haber Güncellenme Tarihi: 31.01.2024 14:07
https://www.qha.com.tr/

Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan'da senelerdir baskı ve zulüm politikasına devam ediyor. 2017 yılından bugüne kadar bölgede, Doğu Türkistanlılar toplama kamplarına alınarak asimilasyon ve soykırıma maruz kalıyor. Bu kapsamda, Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlalleri, BM Evrensel Periyodik İnceleme (EPİ) Grubu tarafından 24 Ocak 2024 tarihinde incelendi. 

UYGUR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ İCRA DİREKTÖRÜNDEN QHA'YA ÖZEL AÇIKLAMA

BM İnsan Hakları Konseyinin 22 Ocak-2 Şubat 2024 tarihleri arasında gerçekleştireceği çalışma grubunun dördüncü oturumunda; Çin'i nelerin beklediğini ve inceleme çalışmasının önemini Uygur Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris ile konuştuk. Uygur Türkü uzman Abdulhakim İdris, konu ile ilgili QHA'ya özel açıklamalarda bulundu.

İdris, BM Evrensel Periyodik İnceleme Grubu'nun işlevi ve görevine değinerek, "Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İncelemesi, insan hakları alanında tüm üye devletlerin insan hakları sicillerini düzenli aralıklarla gözden geçiren bir mekanizmadır. Bu süreç, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından yürütülmektedir ve her dört yılda bir gerçekleştirilir. Evrensel Periyodik İnceleme sürecinde, üye devletler kendi insan hakları kayıtlarını sunar, ardından diğer üye devletler ve sivil toplum kuruluşları tarafından gözden geçirilir. Bu inceleme, devletlerin insan hakları yükümlülüklerine ne ölçüde uyduklarını değerlendirmeyi, insan hakları durumlarını iyileştirmek için tavsiyelerde bulunmayı ve insan hakları ihlallerini ele almayı amaçlamaktadır" ifadelerini kullandı.

"HAZİRAN AYINDA GENİŞ BİR RAPOR OLUŞTURULACAK"

Ayrıca Çin'in insan hakları ihlallerinin bu grup tarafından incelenerek konu hakkında rapor yayımlanacağını aktaran İdris, "Çin’in bir önceki Evrensel Periyodik İncelemesi 2018 yılında tamamlanmıştı. İçinde bulunduğumuz süreçte üye devletlerin de öneri ve eleştirilerini sunmasıyla birlikte haziran ayında geniş bir rapor oluşturulacak ve bu rapor, önümüzdeki 5 sene boyunca sivil toplum kuruluşlarının ve üye devletlerin Çin’den beklentilerini yansıtacak" dedi.

BM'nin Cenevre'deki binası önünde Çin'e karşı protesto düzenlendiğini belirten İdris, "Sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz yılın temmuz ayında Çin’in insan hakları karnesiyle ilgili kendi raporlarını BM’ye sunmuştu. Sürecin devletler arasında yürütülen bu ayağında biz Uygur kuruluşları olarak; Çin ve üye ülkeler üzerinde etki oluşturmak, varlığımızı göstermek, Uygur Soykırımı'nı gündemde tutmak için Cenevre’deydik. Resmi oturumlara katılmanın yanı sıra üye ülkelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmelerde bulunduk ve BM önünde Uygur dostlarımızla protesto düzenledik" ifadelerini kullandı.

"ÖNGÖRÜSÜZ BATI'NIN BÜYÜTTÜĞÜ ÇİN"

Ayrıca İdris, Batılı ülkelerin öngörüsüz politikalarıyla ekonomik zenginlik kazanan Çin'in, elde ettiği ekonomik güçle çok rahat hareket ettiğine dikkat çekerek, "Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki daimi üyelik konumunun getirdiği imtiyazları da kötüye kullanarak, Birleşmiş Milletler sisteminin öngördüğü kural ve kaidelerin dışında hareket etmeyi ilke edinmiş bir ülke. Batılı ülkelerin öngörüsüz politikalarıyla ekonomik zenginlik elde eden Çin, şimdi bu iki gücünü dünyadaki ülkeleri kendine çekmek ve Uygur Soykırımı'na dair gerçekleri kâh tehditle kâh maddi çıkar sağlayarak örtbas etmek için kullanıyor. Örneğin, İslam İşbirliği Teşkilatı içinden sadece Türkiye ve Kuveyt, Uygurların insan haklarına vurgu yaptı. Çin’den menfaat elde etmeye çalışan ya da Çin’in borç tuzağına çektiği ülkeler de ya sessiz kaldılar ya da Çin’e güzellemelerde bulundular. Bir Afrika ülkesinin Çin’e Çince teşekkür etmesine dahi şahit olduk" dedi.

"16 ÜLKE DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ÇİN MEZALİMİNİ GÜNDEME ALMIŞTI"

Çin'e karşı Uygurları destekleyen ülkelerin sayısının son yıllarda arttığını vurgulayan İdris, "Bunun yanı sıra, Çin’in 2018 yılında gerçekleştirilen bir önceki incelemesinde 16 ülke Doğu Türkistan’daki Çin mezalimini gündeme almıştı. Bugün bu sayı 28’e çıkmış durumda. Uygurları destekleyici tavır alan ülkelerin verdiği her tavsiye hem bu ülkelerin resmi tutumunu gösteriyor hem başka devletleri cesaretlendirici bir etki yaratıyor hem de Uygurların haklı mücadelesini yürüten kuruluşların sesini ve elini kamuoyunda ve devletler nezdinde güçlendirici bir rol oynuyor. Dünya devletlerinin Uygurların sesini duyması, Çin’in yürüttüğü soykırımın resmi belgelerde konu edilmesi Çin üzerinde kuşkusuz bir baskı oluşturuyor ve Çin’i gerçekleri içten içe kabul edip, örneğin uydu fotoğraflarıyla görünen kampları değiştirmeye, farklı farklı yalanlar üretmeye zorluyor, geri adım attırıyor. Ancak malesef bu baskının Çin’i durduracak bir seviyeye geldiğini söylemek güç. Soykırımı durdurma yolunda Uygur meselesine hassasiyet gösteren ülke sayısını yükseltmek ise çalışmalarımızın odağında olacak" ifadelerini kullandı.

ABD'NİN BM TEMSİLCİSİ UYGUR TÜRKÇESİ'NDE BİLDİRİ YAYIMLADI

İdris, son olarak ABD'nin BM temsilcisi tarafından Çin'e karşı Uygur Türkçesi ile bildiri yayımlanmasının önemine dikkat çekerek, "Bildiri Uygur Türkçesi, Tibetçe ve Çince olarak da yayınlandı. Bunun da Amerikan hükumetinin çabalarını mümkün olduğunca geniş kitlelere duyurmaya çalışmasıyla alakalı olduğunu düşünüyorum. Bildirinin Uygur Türkçesinde yayınlanması, Çin’in yok etmeye çalıştığı haklara, yok etmeye çalıştıkları dilleriyle hitap etmenin verdiği mesaj da önemli. Çinliler arasında İngilizce bilme oranının az olması, bildirinin Çince yayınlanması yoluyla Amerika’nın Çinlileri de ÇKP suçlarından haberdar etmek istediğinin bir göstergesidir" dedi.