Yağmur Filiz ŞAHİN/QHA Ankara
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’nin 19 Eylül 2024 tarihinde yaptığı Kırım’a ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) çözüm önerisi tepki çekti. Yalta Avrupa Strateji Forumu'ndaki konuşmasında Rus işgali altındaki Kırım’da referandum gerçekleştirilerek, BM’nin yetkisi altına girmesi gerektiğini savunan Bakan Sikorksi’nin ifadeleri tartışma konusu oldu.
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Şehri Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, söz konusu çözüm önerisinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, tepki gösterdi.
Bu kapsamda Kırım Haber Ajansı (QHA), Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Avukat Namık Kemal Bayar’dan Polonyalı Bakan Sikorski’nin tepki çeken sözde çözüm önerisi hakkında değerlendirme aldı.
"BM YETKİSİ ALTINA GİREN HİÇBİR ÜLKENİN SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ"
QHA’nın, “Kırım BM’nin yetkisi altına girebilir mi, böyle bir şey mümkün olursa ne gibi sonuçlar elde edilir?” sorusuna yanıt veren Av. Bayar sözlerine, BM yetkisine altına giren ülkelerden birinin Srebrenitsa Katliamı’nın yaşandığı Bosna Hersek’ten örnek vererek başladı. Bayar, “BM yetkisi altına giren hiçbir ülkenin bugüne kadar gerek siyasî gerek ise mahallî hiçbir sorunu çözülemedi. Bir bölgenin BM yetkisi altına girmesi demek, sorunun dondurulmuş bir sorun haline getirilmesi demektir.” yorumunda bulundu.
Kırım’ın uluslararası hukuk çerçevesinde Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği altına geri döndürülmesinin aslî amaçları olduğunun altını çizen Av. Bayar, sözde çözüm önerisinin bu amacın dışına çıkacağını ifade etti.
Öte yandan Bayar, referandumun Kırım’ın demografik yapısına uygun olmayacağını vurgulayarak, 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nün ardından özellikle Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı işgal etmesiyle birlikte Rusların yoğun bir demografik baskısı olduğunu aktardı.
"KIRIM'DAKİ DEMOGRAFİK YAPI DEVAM ETTİĞİ SÜRECE REFERANDUM BU MESELENİN ÇÖZÜMÜ DEĞİL"
Duruma bu iki bakış açısıyla bakılması gerektiğinin altını çizen Bayar şu ifadeleri kullandı:
Birincisi, Birleşmiş Milletler bugüne kadar Barış Gücü gönderdiği, kontrol altına aldığı hiçbir toprakta, hiçbir bölgede adil ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde çözecek bir mekanizma veya yapı oluşturamadı. O bölgelerde Srebrenitsa Katliamı gibi çok ciddi insanlık suçlarının işlenmesinin de önüne geçemedi. Bu nedenle Birleşmiş Milletler mekanizmasının bugün Kırım meselesini çözme noktasında bir yetki alarak, harekete geçmesi çok doğru bir yaklaşım değil. Birleşmiş Milletler bunu yapabilecek bir kudret ve güce sahip değil. Özellikle de Rusya'nın Güvenlik Konseyinde veto hakkına sahip beş ülkeden biri olduğu bir yapıda, Kırım Tatarlarının ve Ukrayna'nın haklarını tesis edecek bir yapı oluşturması mümkün görünmüyor. İkincisi; referandum yönünde bir talepte bulunması da keza Rusların amaçlarına uygun bir talep. Şu haliyle Kırım'daki demografik yapı devam ettiği müddetçe referandumla bu meselenin çözümü mümkün değil.
"ÇÖZÜM, KIRIM'IN YENİDEN UKRAYNA'YA İADE EDİLMESİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"
“Ayrıca Rusya’nın Kırım’da oluşturduğu paramiliter güçlerin yapacağı saldırı ve operasyonlar 20 yıl içinde gerçekleşebilecek felaket senaryolarından ibaret.” diyen Bayar, Kırım’ın 10 yıldır işgal altında olduğunu ve BM’nin kınama kararı dışında herhangi bir şekilde adım atmadığını ifade etti. Rusya’nın BM kararlarına kulak asmayarak insan hakları ihlali işlediğini de anımsatan Bayar, Kırım’ın BM yetkisi altına girmesiyle hiçbir şeyin çözülemeyeceğini de ifadelerine ekledi.
Bayar sözlerine, “Kırım meselesinin tek çözümü, Ukrayna’nın desteklenerek, Rusya’nın Kırım’daki işgalinin sona erdirilip Kırım’ın yeniden Ukrayna’ya iade edilmesinden başka bir şey değildir.” diyerek sonlandırdı.