Büyükelçi Bodnar, Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli çiçek bıraktı

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nun 80. yılında düzenlenen Büyük Anma Mitingi için bulunduğu Eskişehir'de Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli bir buket çiçek bıraktı.

Haber Giriş Tarihi: 19.05.2024 13:56
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.2024 13:56
https://www.qha.com.tr/

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümünde “Büyük Anma Mitingi” Eskişehir’de düzenleniyor. Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yılında düzenlenen Büyük Anma Mitingi için gittiği Eskişehir'de Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli bir buket çiçek bıraktı.

Törene Ukrayna Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotaryov, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Romanya Dobruca Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Kırım Derneği Bursa Şubesi Başkanı Yunus Güneri, Kırım Tatar diasporasından ve Kırım millî davasına destek veren çok sayıda kişi katıldı.

BODNAR’IN “TARAK TAMGALI KRAVATI” DİKKAT ÇEKTİ 

Törende Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar’ın kravatında, Kırım Tatar millî bayrağında yer alan Tarak tamgasının olması dikkat çekti.  

KIRIM TATAR MİLLİ BAYRAĞI: TARAK TAMGALI GÖKBAYRAK

Kırım Tatarlarının milli bayrağı; Türklüğü temsil eden gök mavisi zemin üzerinde yer alan ve binlerce yıllardan beri çeşitli Türk boylarında da kullanılagelen üç dişli ve altın sarısı rengindeki Tarak Tamga’dan oluşmaktadır. 1917 yılında kurulan, Kırım Demokratik Cumhuriyetinin de milli bayrağı olarak, Tarak Tamgalı Gökbayrak kullanılmıştır. Kırım Demokratik Cumhuriyetini ilan edecek olan ve 9 aralık 1917 tarihinde açılan I. Kırım Tatar Milli Kurultayının açılış günü münasebetiyle, Kırım’ın bütün şehir, kasaba ve köylerindeki Türk-Tatar daireleri, evleri ve sokakları Tarak Tamgalı Gökbayrak’larla süslenmişti.

Tarak Tamga tarihte çeşitli Türk boylarında, özellikle Kırım’da görülmekte, bugünkü hali ile Kırım Hanlığında ortaya çıkmaktadır. XV. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Kırım’ı ve onun kuzeyindeki geniş bozkırları içine alan kudretli müstakil bir devlet teşekkül etmiş oldu: Kırım Hanlığı’nın başşehri olan Bahçesaray’da bulunan Hansaray’ın bazı giriş kapıları ve duvarlarında da Tarak Tamga’lar görülmektedir. Tarak Tamga’daki üç dişin, Kırım Hanlığındaki üç gücü; tarağın orta dişini Han’ın, sağ dişini Kalgay’ın, sol dişini ise Nureddin’in temsil ettiği rivayet edilmektedir. Bir başka rivayette ise, Tarak Tamga’nın terazi şekli ile adaleti temsil ederek, Kırım Hanlığının adil olduğu anlatılmaktadır.

18 Mayıs 1944’teki büyük sürgünden sonra büyük mücadelelerle Vatan Kırım’a dönen Kırım Tatarları, Akmescit’te 74 yıl aradan sonra II. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nı toplamışlardır. 26-30 Haziran 1991 tarihleri arasında toplanan II. Kırım Tatar Milli Kurultayında Gökbayrak milli bayrak olarak Kurultay salonlarına asılmıştı.

18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI

Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.

Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi. 

Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.

Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı.

2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.