Ukrayna'nın Odesa şehrinde yaşayan gazeteci-yazar Yevgeniya Genova, belirlediği 14 Kırım Tatar ailesinin sürgün, savaş ve zulümle dolu yaşam hikayelerini kitaplaştırdı. Başta 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı ile savaş, zulüm ve açlık ile sınanan bu ailelerin hikayelerini esas alan yazar, öykülerin kahramanları ve yakınları ile tek tek mülakat yaptı. Odesalı gazeteci Genova, tarihe not düşecek ciddi bir derleme çalışmasına imza attı.
ESER, KIRIM TATARLARININ HER ŞEYE RAĞMEN NASIL VATAN KIRIM'A DÖNDÜKLERİNİ ANLATIYOR
Yazar Yevgeniya Genova, yeni çıkan eserini sosyal medyadan duyurdu. Genova açıklamasında, "Geçen yılın bahar ve yaz aylarında yazdığım ilk kitabım yayımlandı. 2023 yılının neredeyse tamamı toplantılara, sohbetlere, anılara ve aşka adandı. İnsanların hikayelerini dinledim, bunları ses kayıt cihazına kaydettim, bir şeyi açıklığa kavuşturdum ve sorguladım, sonra da geç de olsa çözdüm ve bazen de ağladım... Bu 14 ailenin öyküsünde, birçok evreni kolayca ölümden kurtarabilecek kadar güçlü bir aşk bulabilirsiniz. Bu zalim dünyayı aşklarıyla bir araya getirecek gücü bulan herkese sonsuz minnettarım. 'Qırımda yaşa'. Bu, kitabın başlığına ilişkin seçeneklerden biriydi ve içinde yazılanlarla ilgili asıl şey budur. Sevmeyi öğrenmeliyiz, hatta belki hayatımız boyunca... Bu hikayeler, Kırım Tatar halkının baskılara, işkenceye, tehcire, hapishanelere, sürgüne ve işgale rağmen nasıl evlerine döndüğünü anlatıyor. Bu hikayelerin çoğunun hala anlatılamaması üzücü; savunucularımızın aileleri işgal altında ve hayatları için risk çok büyük. Her birinin başarısını anlatabileceğimiz zamanı bekliyorum..." ifadelerini kullandı.
"ANAVATANI YENİDEN KAZANMAK, ÖZGÜR BİR KIRIM'DA YAŞAMAK"
Eserin sunuş yazısında ise şu ifadelere yer verildi:
"Bu kitap, yazara ünlü veya tanınmayan farklı kişiler tarafından anlatılan Kırım Tatar ailelerinin öykülerinden oluşmaktadır. Bu 14 ailenin; savaşın, zulmün, sürgünün ve açlığın dehşetine dair ortak acıları ve ortak anıları var. Nesilden nesile, her seferinde kendisi için hangi yeni ismi bulurlarsa bulsunlar, aynı düşman tarafından zulüm görüyorlar. İster Rus İmparatorluğu, ister SSCB veya Rusya Federasyonu... Bu eseri okuyanlar, sanki gerçekten Özbekistan'ın bozkırlarında pamuk toplayan, aç susuz işkence gören gençleri görecek. Doğduğu evden kovulan bir kadının çaresizliğini görecek... Ukrayna'nın şehit savunucusunun karısının kederini... Ancak bu aileler yalnızca ortak acılarla değil aynı zamanda ortak arzuyla da birleşiyor: Anavatanı yeniden kazanmak, özgür bir Kırım'da yaşamak."