Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı, siyasi tutsak Nariman Celal, bugün kaydedilen Kırım Tatar Milli Bayrak Günü nedeniyle bir mektup kaleme aldı.
Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın 2010 yılında aldığı karardan itibaren her 26 Haziran'da, Kırım Tatar Milli Bayrak Günü kutlanıyor. Kırım Tatar kimliğinin, adaletinin ve özgürlüğünün sembolü olan Tarak Tamgalı Gökbayrak günümüzde Rus işgaline karşı mücadelenin de sembolü olarak kabul ediliyor.
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı, siyasi tutsak Nariman Celal, 26 Haziran Kırım Tatar Milli Bayrak Günü’nde, “İki Bayrak, tek ülke!” başlıklı bir mektup kaleme aldı. KTMM Başkanı Refat Çubarov, Nariman Celal’in mektubunu sosyal medyada paylaştı. İşte o mektup:
NARİMAN CELAL'İN MEKTUBU
Kırım, hangi devletin kontrolü altında olursa olsun, Kırım Tatarlarının kendi ulusal çıkarlarını korumaları gerektiğine dair görüşleri duydum. İlk bakışta bu görüş doğru gibi görünüyor. Koşullara rağmen, kültürel gelişim, gençlerin eğitimi, dilin korunması ve kimliğin güçlendirilmesi görevlerini yerine getirmemiz gerekiyor. Bunlar, bir halkın varoluşunu devam ettirecek görevlerin yerine getirilmesidir. Ancak, bu ilkel bir yaklaşımdır.
Milli çıkarlarımızın özüne bakacak olursak, söz konusu görüşün hatalı olduğunu göreceğiz. Çünkü, bugün Kırım Tatar halkının yaşamak zorunda kaldığı birtakım şartlar halkın gelişimine hiçbir şekilde katkı sağlamıyor. Hatta bazı durumlarda bozulmasına yol açıyor.
Mevcut durumun yüzeysel bir analizi bile, Kırım'daki siyasi sistemin Kırım Tatarlarının kendi gelenekleri ve temel ihtiyaçları olan bir etnik topluluktan başka bir şey olarak var olmalarına izin vermediği sonucuna varmamızı sağlıyor. Halkın önüne sürekli aşılması gereken engeller çıkıyor. Çoğu zaman onları aşmak için harcanan çabalar boşa çıkıyor.
Kırım Tatarları mumyalanarak Rusya'nın dönüştüğü Sovyet sonrası müze, bir teşhir objesine dönüştürülüyor. Bir parçası olmak için herhangi bir halkın doğal haklarından vazgeçmesini gerektiren sözde halkların dostluğu, çok etnikli toplumun bir başka unsuruna dönüştürülüyor. Olaylara ilişkin kendi değerlendirmesini yapma, bunu kamuya açıklama, bağımsız kararlar alma ve bunları uygulama hakkından, yani özgür olma hakkından vazgeçilmesini istiyor.
Kırım Tatarları milli özerkliği, geleceğini geleneklerine ve değerlerine göre belirlemeyi istiyorlarsa o zaman bir seçim yapma ihtiyacı açıktır. Ve benim için bu seçim basit ve net.
Kırım Tatar bayrağının renkleri net bir cevap veriyor. Ukraynalılar ve Kırım Tatarları arasındaki ilişkilerin tarihi uzun ve zorludur. Modern Ukrayna devletinin oluşumu için harcanan ortak çabalar... Ve kesinlikle değerlerin, hedeflerin ve bunlara ulaşmanın yollarının ortak olması bu seçimi apaçık kılıyor. Ve Ukrayna makamlarının son yıllardaki kararları ve dile getirilen niyetleri, bu seçimi daha da makul ve doğru kılıyor.
Soydaşlarım, koşulların baskısı altında, en azından sizin düşünce ve yargılarınızda, dayatılan çerçevenin ötesine geçmekten korkmayın. Ve sadece düşünmeye değil aynı zamanda halkımızın yararına hareket etmeye de hazır olun.
Ve Altın Tamgalı Gökbayrağın rüzgarda nasıl gururla dalgalandığını görmek için başınızı daha sık yukarıya kaldırın.
Bayrak gününüz hayırlı olsun!
İki bayrak, tek ülke!
26 HAZİRAN KIRIM TATAR MİLLİ BAYRAK GÜNÜ
Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın 2010 yılında aldığı karar dolayısıyla her 26 Haziran'da, Kırım Tatar Milli Bayrak Günü kutlanıyor. Kırım Tatar kimliğinin, adaletinin ve özgürlüğünün sembolü olan Tarak Tamgalı Gökbayrak günümüzde Rus işgaline karşı mücadelenin sembolü olarak kabul ediliyor.
Her yıl bugün dünyanın farklı yerlerinde Kırım Tatar bayrağı göndere çekiliyor. Rus işgaline kadar Kırım’da coşkuyla kutlanan, günümüzde de Ukrayna’nın ana kısmında geniş çapta etkinliklerle kaydedilen Kırım Tatar Bayrak Günü, Kırım’da Kırım Tatar gençlerin teşebbüsü ile ilk kez 2009 yılında kutlandı.
Bayramın fikir babası olan Kırım Derneği Genel Başkanı merhum Dr. Ahmet İhsan Kırımlı, 2005 tarihinde gerçekleştirilen Kırım Tatar Gençlik Kurultayı sırasında, II. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın her zaman hatırlanması gereken bir vaka olduğunun altını çizmiş ve bunun bir bayram olarak kutlanmasını teklif etmişti.