Nariman Celal'den BMGK'ye: Ukrayna ve Kırım Tatarları desteğinize ihtiyaç duyuyor

BM Güvenlik Konseyinde 13 Ocak 2024 tarihinde yapılan toplantıda, Rusya’nın esir aldığı Ukraynalı sivil ve askerlere karşı işlediği suçlar ele alındı. Toplantıda konuşan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy tarafından Ankara Büyükelçisi olarak göreve atanan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı ve eski siyasi tutsak Nariman Celal Rus esaretinde yaşadıklarını anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 15.01.2025 13:35
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2025 13:35
https://www.qha.com.tr/

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Ukrayna'nın girişimiyle 13 Ocak 2025 tarihinde "Arria Formülü" çerçevesinde düzenlenen toplantıda, Rusya’nın esir aldığı Ukraynalı sivil ve askerlere karşı işlediği suçlar ele alındı. Toplantıda; Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy tarafından Ankara Büyükelçisi olarak göreve atanan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı ve eski siyasi tutsak Nariman Celal, Rus esaretinde maruz kaldıkları muamele hakkında bilgi verdi.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde, Rusya’nın esir aldığı Ukraynalı sivil ve askerlere karşı işlediği suçlar ele alındı. Kendisi de eski bir siyasi tutsak olan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Rus esaretinde yaşadıklarını anlattı. pic.twitter.com/eqJRUVyPmD

— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 14, 2025

Açıkça Rus işgaline karşı çıktığı için işgalcilerce kurgulanan düzmece bir dava çerçevesinde Kremlin kontrolündeki sözde Kırım Yüksek Mahkemesi tarafından 17  yıl hapis cezasına mahkum edildiğini belirten Celal, “2014'ten sonra işgal altındaki Kırım'da yaşıyor ve çalışıyordum. Rus işgal yönetiminin yasa dışı ve siyasi zulmü nedeniyle birçok aktivist ve gazeteci, benim gibi alıkonuldu. Dediğim gibi, aleyhimize suçlamalar uyduruldu. İşkence ve kötü muameleye maruz kaldık. Gizli tanıkların ifadeleri delil olarak kullanıldı.” dedi.

Rus hapishanelerde tutulan Ukrayna vatandaşlarının haklarının devamlı ihlal edildiğine dikkat çeken KTMM Başkan Yardımcısı, “Hapishanede, hakları kullanmak da çoğu zaman imkansızdır. Özellikle tıbbi bakım almak zordur. Bir hafta boyunca her gün bir doktorla randevu almak için başvurular yazmak zorunda kaldım. Ve çoğu zaman, bu başvurular cevapsız kaldı. Tutulduğum hapishanelerden birinde, yatağa oturmamız yasaktı. Bir bankta oturmak veya yürümek zorundaydık. Bu, bacaklarımın şişmesine neden oldu. Diğer bir cezaevinde ise, ateşim olduğu için yere yatmak zorunda kaldım yine de doktor hiç gelmedi. Doktor izni olmadan ise yatağa yatmak yasaktı.” şeklinde konuştu.

Konuşmasında Celal, Rüstem Gugurik, Irina Danilovıç, Galina Dovgopolova, Amet Süleymanov, Tofik Abdulgaziyev,  Teymur Abdullayev ve diğer birçok siyasi tutsağın durumunun kritik olduğuna ve acil tıbbi bakımına ihtiyaç duyduklarına dikkat çekti.

Siyasi tutsakların hayatının bir parçası olan birçok zorluğu şahsen yaşadığını belirten Celal şu ifadelerini kullandı:

Kötü yemek, tıbbi bakım eksikliği, ahlaki ve fiziksel aşağılanma ve taciz. Akmescit  tutukevinde, ben ve diğer tutuklular dövüldük, hakarete uğradık ve Rus milli marşını öğrenmeye ve söylemeye zorlandık.

Eylül 2021'de benimle birlikte gözaltına alınan dört kişi; Asan ve Aziz Ahtemov, Şevket Useinov ve Eldar Odamanov işkence gördü. Vahşice dövüldüler, elektrik şokuyla işkence gördüler, kendilerini ve hatta çocuklarını öldürmekle tehdit ettiler. Hapishanede, Herson bölgesinde alıkonulan bir Ukraynalıyla tanıştım. Bana, işgalcilerin suçunu itiraf ettirmek için karısına işkence yaptığını anlattı. Başka bir Ukraynalı, kendisinin ve diğer esirlerin düzenli olarak dövüldüğünü ve sonra vurulmak üzere dışarı çıkarıldığını anlattı. Ancak infazcılar başlarının yakınından ateş etti ve güldüler. Onlar için bu eğlenceliydi.

En az 218 ​​Kırım siyasi tutsağın Rusya tarafından alıkonulduğunu, bunlardan 132'sinin Kırım Tatarı olduğunu aktaran KTMM BAşkan Yardımcısı, şunları kaydetti:

Bu da Kırım’ın yerli halkının hedefli bir şekilde zulüm gördüğünü gösteriyor. Ancak bu buzdağının sadece görünen kısmı. Kırım'daki binlerce Ukrayna vatandaşı siyasi baskıya kurban gitti. 

Yasadışı seferberlik binlerce insanın vatanlarını terk etmesine neden oldu. Küçük yerli Kırım Tatar halkı için bu gerçek bir insani felaket olarak görülebilir. Soydaşlarım Rus baskıcı rejiminin rehinleri olmaya devam ediyor ve bunların arasında ailem ve arkadaşlarım da yer alıyor.

Ukrayna, inanılmaz çabalarla kendi vatandaşlarından birçoğunu Rus esaretinden kurtarmayı başarırken, Rus rejiminin esirlerinin sayısı giderek artıyor. Ukrayna vatandaşlarının serbest bırakılması, işgal altındaki topraklarda herhangi bir zulmün durdurulması ancak Ukrayna'nın kendi toprak bütünlüğü için verdiği mücadeleyi kazanmasıyla mümkün olabilir. 

Rusya'nın işgal ettiği Ukrayna topraklarını Kırım da dahil olmak üzere elinde tutmasına yönelik her türlü girişim, Ukrayna vatandaşlarına, Kırım Tatar halkına yönelik baskıcı politikasının devam etmesi anlamına geliyor.

Bugün Kırım'daki hiçbir Ukrayna vatandaşı kendini güvende hissetmiyor ve gerektiğinde haklarını ve özgürlüklerinin, hatta hayatının korunabileceğinden emin değil. Kırım sakinleri korku ortamında yaşamaya zorlanıyor, birbirlerine güvenmeme krizine sürükleniyorlar ve işgal yönetiminin baskısı altında iradelerine karşı hareket etmeye zorlanıyorlar. Şu anda Rusya'nın işgal altındaki bölgelerde işlediği uluslararası insancıl hukukun yüzlerce ihlalini sıralayabilirim. Ancak bunları kendiniz de biliyorsunuz. Eminim ki siz de anlıyorsunuzdur böyle bir durum uluslararası toplumun dikkati olmadan bırakılamaz. Ancak bir ülkeyi sorumlu tutmak için gerçek mekanizmalar olmadan, uluslararası insancıl hukukun uygulanması imkansızdır. Siz de bunu anlıyorsunuz. Ukrayna ve Kırım Tatarları desteğinize ihtiyaç duyuyor. Özgürce ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyorlar.