“Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” başlığıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyanın dört bir yanından katılım saylayan yetkililer, bölgesel ve küresel ölçekteki sorunlara ilişkin görüşlerini paylaşarak karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyor.
Forumun, 2 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen "Barış ve Kalkınmanın Teşvikinde Parlamentoların Rolü" konulu oturumunda Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ile Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı ve KTMM Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz konuşmacı olarak yer aldı. Forum kapsamında tertip edilen "ADF Round" formatındaki oturumunda KTMM heyeti dışında, Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokrat Birliği (RMTTDB) Milletvekili Varol Amet, Parlamentolar Arası Birlik (IPU) Başkanı Tulia Ackson, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Sekreteri Asaf Hajiyev, Arnavutluk Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Mimi Kodheli, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) eski Genel Sekreteri Ramil Hasan, Avrupa Parlamentosu (AP) Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Eş Başkanı İlhan Küçük, Finlandiya Parlamentosu Üyesi Jouni Ovaska ve Yunanistan'da milletvekili olan Hüseyin Zeybek ve Özgür Ferhat yer aldı.
Ayrıca, Antalya Diplomasi Forumu'na katılmak üzere Türkiye'ye gelen ve forum kapsamında bir dizi önemli görüşmelerde bulunan Türk dünyasının yaşayan efsanesi, Kırım Tatarlarının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da oturumu takip edenler arasında yer aldı.
"SENİN EVİNE GELEN HAYDUTLAR DİYALOG İÇİN GELMEMİŞLER"
Konuşmasının başında, KTMM heyetinin foruma daveti dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına teşekkür eden KTMM Başkanı Çubarov, Kırım'ın 10 yıldır Rus işgali altında olduğunu vurguladı.
"Parlamentoların rolünün ne kadar önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz." diyen Refat Çubarov, demokratik ülkelerde parlamenterlerin gerçek bir seçim süreciyle belirlendiğini, otokratik rejimlerde ise diktatörler tarafından gösterilerek kendilerine verilen görevleri yerine getirdiğini belirtti. Demokratik yöntemlerle seçilenler ile otoriter yönetimlerce belirlenen parlamenterler arasında diyalog kurulamayacağına işaret eden Çubarov, "Şimdi burada bir soru var: Demokratik bir seçimle oluşturulan parlamenterler ile otoriter yönetimler tarafından gösterilen parlamenter arasında diyalog kurulabilir mi?" dedi. KTMM Başkanı konuşmasının devamında, "Senin evine gelen haydutlar diyalog için gelmemişler. Senin evine gelen haydutlar seni öldürmeye; evini, yurdunu yıkmaya gelmişler." cümlelerine yer verdi.
"TOPRAĞIMIZ İŞGAL ALTINDA OLDUĞU İÇİN SEÇİMLER YAPILAMIYOR"
Antalya Diplomasi Forumu'nun ilk gününde "ADFLeadersTalks" paneline konuşmacı olarak katılan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un sözlerini eleştiren Refat Çubarov, "Ben Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı olarak bunu açıkça söylemek istiyorum; bizler Ukrayna'da yaşıyoruz ve Ukrayna demokratik bir ülke, Ukrayna'da gerçekleştirilen seçimleri hepiniz biliyorsunuz. Biz, yaklaşan Ukrayna seçimlerini Rusya'nın başlattığı savaş sebebiyle gerçekleştiremiyoruz çünkü savaş zamanında seçim olmaz." ifadelerini kullandı.
KTMM'nin en son seçimlerini 2013 yılında gerçekleştirebildiğini ve KTMM üyelerinin görev süresinin 5 yıl olduğunu anımsatan Çubarov, "Toprağımız işgal altında olduğu için seçimler yapılamıyor" şeklinde konuştu.
"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ TANIMAYAN PARLAMENTOLAR BİR ARAYA GELEMEZLER"
En önemli prensibin toprak bütünlüğü olduğunu kaydeden KTMM Başkanı, "Toprak bütünlüğünü tanımayan parlamentolar bir araya gelemezler." dedi.
"Ukrayna'nın en büyük sorunu, toprak bütünlüğü ve Rusya'nın işgal ettiği topraklardan geri çekmesi" diyen Refat Çubarov, "Bizim için bundan daha önemli hiçbir mesele yok. Biz, diğer konuları savaş bittikten sonra konuşabiliriz. Kırım azat edilmedikçe diğer konular bizim için geri planda kalıyor." cümlelerine yer verdi.
Bununla birlikte gelecek için de hazırlandıklarını vurgulayan Çubarov, Kırım'ın özgürlüğü için Ukrayna parlamentosunun gerekli kanunları kabul ettiğini, 2014 yılında KTMM'nin Kırım Tatar halkını temsil eden organ olarak tanıdığını, 2021 yılında kabul edilen bir diğer kanunla Kırım Tatar dili ve tarihini yaşatmak adına gerekli çalışmaların Ukrayna tarafından yürütüleceğini belirtti.
"BİZİM İÇİN PARLAMENTONUN ROLÜ, ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN ALMIŞ OLDUĞU KARARLARI HAYATA GEÇİRMEKTİR"
Forum kapsamında ele alınan, Kafkasya'dan Karadeniz'e, Avrupa'dan Orta Doğu'ya tüm bölgelerde karışıklık ve savaş çıkartan devletin Rusya olduğunu kaydeden Ahtem Çiygöz, bu durumun uluslararası örgütler tarafından da kabul edildiğini söyledi.
Ukrayna parlamenterleri olarak dünyadaki birçok meclisle birlikte, uluslararası örgütlerin Rusya hakkında aldıkları kararları hayata geçirmek adına önemli diyalog ve çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Çiygöz, en somut çalışmanın ise Kırım Platformu olduğunu belirtti.
Kırım Platformuna üye 60'dan fazla parlamento bulunduğunun altını çizen Çiygöz, "Platformun kurulması hiç kolay olmadı. Çok uzun mesafeler katedilerek oluşturuldu." dedi. Savaşın 2 yıl değil 10 yıldır devam ettiğini hatırlatan Çiygöz, "Bizim için parlamentonun rolü, Türkiye ve Avrupa başta olmak üzer diyalog içerisinde olduğumuz meclisler ile terörist devlet Rusya'nın işgal ettiği topraklardan çıkarılmasının yanında uluslararası örgütlerin almış olduğu kararları hayata geçirmektir" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE BİZLERİ BİR ARAYA GETİRİYOR"
Oturumda yer alan RMTTDB Milletvekili Varol Amet ise, konuşmasında Antalya Diploması Forumuna ikinci kez katıldığını dile getirerek, davetleri dolayısıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a teşekkür etti. Forum vesilesiyle Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve KTMM Başkanı Refat Çubarov ile bir araya gelip görüşme imkanı yakaladığı için çok memnun olduğunu söyleyen Amet, "Çünkü bizler 2014 yılına kadar Kırım'a giderek matem günümüze katılabiliyorduk. 2014 yılından bu yana ise Kırım'a gidemiyoruz. Türkiye bizleri bir araya getiriyor." ifadelerine yer verdi.
Barış mefkumunun çok önemli olduğunu vurgulayan Amet, "Barış eğitimle sağlanır" dedi.
BARIŞ VE REFAH ARAYIŞINDA ÜLKELERİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYULMALI
Bölgesel ve küresel krizlerde parlamenterlerin önemine işaret edilen oturumda OKEİPA Genel Sekreteri Asaf Hajiyev ise, KEİPA olarak bölgede barışı ve refahı temsil etmek zorunda olduklarını vurgulayarak, bunu yaparken ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini kaydetti. Karabağ konusunda KEİPA'nın Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki görüşmelere katkı sağlayacağını belirten Hajiyev, tartışma ortamının yaratılması adına KEİPA'nın önemli bir rolü olabileceğine işaret etti.
IPU Başkanı Tulia Ackson, Birlik olarak Orta Doğu'da meselelerin ele alındığı özel bir komite kurduklarını ve Gazze'de hayatını kaybeden insanlardan dolayı endişeli olduklarını belirtti. Ackson, IPU olarak diyaloğa önem verdiklerini ve bu kapsamda tarafların parlamento üyelerinin kendi aralarında diyalog kurabilmesi için bir platform sunduklarını söyledi.
Mimi Kodheli ise, varışın bir "ütopya" olmadığına işaret ederek, "Barışa şans vermeliyiz geç olmadan." dedi. Kodheli, çatışmalar ve küresel meseleler konusunda parlamenterlerin daha fazla rol alabilmesi gerektiğini vurguladı.
TDT eski Genel Sekreteri Ramil Hasan, konuşmasında 21. yüzyılın milletvekillerinin barışı ortaya çıkarma görevine sahip olduğunu söyledi. Hasan, 21. yüzyılın milletvekillerinin barışı, sürdürülebilir kalkınmayı, cinsiyet eşitliğini ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi tesis etme konusunda önemli bir göreve sahip olduğunu kaydetti.
AP ALDE Eş Başkanı İlhan Küçük, parlamenterlerin "önleyici bir görev" üstlenebileceğini dile getiren Küçük, Avrupa Birliği'nin (AB) bütün kuruluşlarıyla tek bir ses olması taraftarı olduğunu söyledi.
Finlandiya Milletvekili Jouni Ovaska, sorunların çözülmesi konusunda parlamenterlerden daha fazla faydalanılması gerektiğini anlatarak, bu kapsamda parlamenterlerin daha aktif olması için platformlar oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Yunanistan parlamentosu üyesi Hüseyin Zeybek ise, BM gibi kurumların krizlerin çözülmesinde daha aktif rol alması gerektiğine işaret etti. Zeybek ayrıca "ben" anlayışından "biz" anlayışına geçilmesi ve bugüne değil yarın için çalışılması gerektiğini dile getirdi.