Kırım'ın cesur şairi Hamdi Giraybay'ın 123. doğum yıl dönümü

Ömrünü halkına adamış, yazdığı şiirleriyle vatan sevdasını haykırarak kalemiyle çetin bir mücadele veren ünlü Kırım Tatar şairi Hamdi Giraybay 123. yıl önce bugün dünyaya geldi.

Haber Giriş Tarihi: 21.06.2024 10:50
Haber Güncellenme Tarihi: 21.06.2024 10:50
https://www.qha.com.tr/

Kırım için canını bile ortaya koyarak kalemiyle çetin bir mücadele veren ünlü Kırım Tatar şairi Hamdi Giraybay'ın bugün 123. doğum yıl dönümü. Giraybay, yazdığı şiierleri ile halkının durumuna tercüman oldu ve “Yaş Tatarlarğa”, “Cigitke”, “Tatar Ocasına”, “Tatar İçün”, “Cigit”, “Akyar Yalısında”, “Ant Etkenmen Aytaman” gibi geride bıraktığı şiirleri ile Kırım Tatar edebiyatının temel taşlarını oluşturdu. 

HAMDİ GİRAYBAY KİMDİR?

Ünlü Kırım Tatar şair Hamdi Giraybay 14 Şubat 1901’de Kırım’ın Karasupazar bölgesine bağlı Yeni Sala köyünde dünyaya geldi. Karasupazar ilkokulunu 1910 yılında başarıyla bitirdi. İlk şiirlerini 12 yaşındayken yazmaya başlayan Giraybay’ın 1915 yılında “Öksüz”, “Yaz”, “Kış”, “Bahar” adlı şiirleri yayımlandı. Eğitim hayatına 1917 yılında Akmescit’te açılan rüşdiye okulunda devam etti. Ancak Kırım’daki siyasi olaylar bu okulu bitirmesine engel oldu. Ancak bunların hiçbiri okumak isteyen  Hamdi  Giraybay’ı yıldıramadı ve 1920 yılında Bolşevikler Kırım’a girdikten sonra açılan İşçiler Fakültesine başladı. 1921-1922 yılları arasında Kırım’da meydana gelen açlık felaketi nedeniyle fakülteyi bırakıp, Halk Komiserliğinde çalışmaya başladı. O dönem Kırım’da açlıktan kırılan köyleri ziyaret etti ve gördüklerini “Açlık” şiirinde dile getirerek halkının durumuna tercüman oldu.

“Açlığından delirgen babaylar bar

Öz balasın aşağan anaylar bar

Qardaş, insan balası soyulurmı,

Şaytip bizim neslimiz coyulurmı”

Hamdi Giraybay, 1922 senesinde ise Kırım Toprak İstihsal Şirketinde çalışırken aynı zamanda Kırım Tatar darülfünun öğrencileri teşkilatını kurarak başkanlığını yürüttü. Şark Fakültesi öğrenciler cemiyetinin başkanı olarak seçildi ve 1923 yılına kadar bu fakültede eğitime devam etti. Sonraki yıllar ise Hamdi Giraybay’ı İstanbul bekliyordu. Kırım Muhtar Cumhuriyeti Başkanı Veli İbraim’in girişimleri ile Cemiyet-i Hayriye’nin maddi desteğiyle Türkiye’ye eğitim için gitti. Hamdi Giraybay çalışkanlığı ile İstanbul Üniversitesinde Filoloji Fakültesini üç yılda tamamladı. İstanbul’da geçirdiği üniversite yıllarına yazdığı  “Kırım Tarihi”  tezi ile damgasını vurdu.  Bu tez tüm profesörlerin takdirini kazandı ve bu takdir, onun İstanbul arşivlerinde Kırım tarihine ait vesikalar, İstanbul kütüphanelerinde ise Kırım hakkında eserleri bulması, okuması ve araştırmalarına devam etmesi için önünü açtı. Hamdi Giraybay İstanbul’da geçirdiği dolu dolu geçirdiği 4 yılın ardından Kırım’a geri döndü ve baskıya, zulme rağmen milleti için büyük bir özveriyle burada da çalışmalarını sürdürdü. Giraybay’ın Kırım’a dönüş kararı hakkında düşüncelerini “Kırım Şiirleri” kitabının önsözünde  paylaşan Cafer Seydahmet Kırımer ise şöyle yazmıştı:

“Bolşevikler bizim faciamızı anladıkça, biz onlara yaklaştıkça bu zulümler bitecek ve kalmayacak, hatta Romanya’daki kardeşlerimizi de Kırım’a gelmelerini temin edecekler derdi. O bu inancında o kadar samimiydi ki, sadece kendisinin değil, hatta benim bile Kırım’a giderek çalışmam gerektiği fikrindeydi.”

Ömrünü halkına adayan Hamdi Giraybay,  Kırım Tatar edebiyatında önemli yere sahip en güçlü eserleri olan “Yaş Tatarlarğa”, “Cigitke”, “Tatar Ocasına”, “Tatar İçün”, “Cigit”, “Akyar Yalısında”, “Ant Etkenmen Aytaman”, “Tanda”, “Karasuv”, “Bahçesaray” gibi şiirlerini, “Eski Tatar Mektebi”ve “Öksüzler” piyeslerini Kırım’a döndükten sonra yazdı. 40-50 yıl sonra bu satırlar daha da değer kazanacaktı.

“Romanovlar, Nikolaylar bizni coymaq istedi,

Avuz açıp bir söz aytsaq, ot saçtı, «sus» dedi.

Tatar kene türlenmedi, aldanmadı, bitmedi,

Bizni coymaq istegenler maqsadına cetmedi”

1944 yılında vatanından sürgün edilen halkın Kırım’a dönüşü ve hakları uğrunda sürgün yerlerinde milli hareketi organize eden büyükler, mücadeleye katılmak isteyen aktivistlerin mutlaka bilmesi ve uyması gereken maddelerin yer aldığı özel bir not hazırlamışlardı. Söz konusu notta aktivistlerin, “Yaş Tatarlarğa” ve “Ant Etkenmen” şiirlerini ezbere bilme talebi ayrı bir madde olarak yer almıştı.

Kırım’ın cesur şairi Giraybay “Yaş Tatarlarğa” başlıklı şiirinde işte  tüm Tatar gençlerine şöyle seslenmişti:

  "Qattı küçli caş tatarlar, cıyılıñız, aydıñız,   Demesinler catlar bizge: “Yıqıldıñız, taydıñız”.   Qoşuldıqmı – añlaşırmız, çalışırmız, çalışır…   Şayte-şayte bu işlerge alışırmız, alışır.   Yükselteyik bu caşlıqnı – avelensin, aylansın,   Bütün tatar, caşı-qartı bir qazıqqa baylansın.   “Ay, tatarlar! Siz dünyanı cutacaqsız”, desinler,   Bizler kene bağırayıq: "Aqqımıznı bersinler!"

Bolşevikler, Kırım’a ilk adımlarını attıkları zaman yarımadayı kana boğmaya başladı ve 1928 yılında Kırım Cumhuriyeti Başkanı Veli İbraim vahşice öldürüldükten sonra ona yakın kişilerin hepsi, bilhassa Milli Fırka faaliyetlerine  katılan milliyetçiler yakalanıp yargılandılar. Milli Fırka, faaliyetleri ile ilgili açılan davanın iddianamesindeki “Milli Fırka’nın Türkiye ile bağlantılı çalışanları” bölümünün başında şu ifadeler yer alıyordu:

“33. Hamdi Geray Bay (davada bu şekilde yazılmış) 27 yaşında, SSCB vatandaşı, Türkiye’de yüksek eğitim almış, Milli Fırkacı, evli- RSFSC (Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti) Ceza Kanununun 58-11, 16-58-4 maddesine binaen suçlanmakta. Şahitlerin ifadeleri ve kısmen kendi itiraflarına göre: 1. 1922 yılında Veli İbraimov tarafından Cafer Seydamet ile bağlantı kurmak için illegal şekilde Türkiye’ye gönderildi ve SSCB’ye döndükten sonra da onun ile irtibatı Osman Zeki Bey (Mamutov) ve İslâm isimli bir Türk aracılığıyla devam ettirdi… 2. Milli Fırka’nın gençler arasında yapılan çalışmaların yöneticilerinden biri olarak Komsomol’a (Sovyetler Birliği Komünist Partisinin gençlik yapılanması) karşı aktif mücadele yürütüyordu.”

Hamdi Giraybay hakkında Aralık 1928 yılında idam hükmü kararı verildi. Bolşevikler onun “Kırım devrim karşıtı teşkilatında ve onun Sovyet karşıtı faaliyetlerinde aktif yer aldığı, Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasıyla bağlantı kurduğu, Türkiye lehine casusluk yaptığını” iddia ediyordu. Hamdi Giraybay, 13 Eylül 1930 tarihinde Moskova’daki Butırka hapishanesinde hakkında verilen hüküm doğrultusunda 29 yaşında şehit edildi. Bundan tam 60 yıl sonra hakkındaki tüm suçlamaların asılsız olduğu kabul edilip aklandı. Gencecik yaşında Bolşevikler tarafından acımasızca katledilen, ömrünü ve kalemini davasına adayan Kırım Tatar şairi Hamdi Giraybay vefatından bugüne rahmet, minnet ve saygıyla anılmaya devam ediyor. 

(Hamdi Giraybay’ın kardeşi Ezel'in ağabeyinin hatırasına yazdığı şiiri)

“Ant ettiñ sen ant etkenniñ antı içün ölmege,

Qayğırdıñ sen milletiñniñ azatlığın körmege.

Çağırdıñ sen cigitlerni cavnıñ colun bölmege

 Serbestlikke qarşı çıqqan hainlerni kommege”

“Men eminim, tarih seni ille taqdir etecek,

Men eminim, bu saf nesil işiñ alıp ketecek.

Men eminim, bu zulumlar, bu horluqlar bitecek

Men eminim, Tatar kene maqsadına yetecek.”