Delil niteliğindeki "Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları" kitabı yayımlandı

Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, “Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları” kitabı hakkında Kırım Haber Ajansına açıklamalarda bulundu. İçten, "Çarlık Rusyası'ndan ve devamı olan Rus devletinden halkımıza yapılan zulmün hesabını sormak istiyoruz" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 30.10.2023 21:43
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2023 21:43
https://www.qha.com.tr/

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesinin katkılarıyla “Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları” kitap projesi hayata geçirildi. Editörlüğünü Prof. Dr. Abdullah Akat’ın üstlendiği, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten’in finansmanını sağladığı kitabın 1000 adetten oluşan ilk baskısı İstanbul’da neşredildi.

Çalışma, Prusya Kraliyet Fonografi Komisyonu tarafından 1916- 1918 yılları arasında Alman savaş esiri kamplarında kaydedilen ve günümüzde Berlin Fonogram Arşivi ve Humboldt Ses Arşivi’nde muhafaza edilen toplam 45 adet tarihi ses kaydından oluştu. Ayrıca orijinal belgelerin yer aldığı 2 CD’de kitapla beraber satışa sunuldu. “Kırım Tatarlarının Alman Savaş Esiri Kamplarındaki Kayıtları” kitabı Türkçe, İngilizce ve Kırım Tatarca olarak üç dilde yayımlandı.

Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, delil niteliği taşıyan eser hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklama yaptı. Başkan Celal İçten, "Çarlık Rusyası'ndan ve devamı olan Rus devletinden halkımıza yapılan zulmün hesabını sormak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"RUSLAR, KIRIM’I İŞGAL ETTİKTEN SONRA NÜFUS SAYIMIZI AZALTMAK İÇİN HALKIMIZI ALMANLARA KARŞI ÖN CEPHEDE SAVAŞTIRMIŞTI"

"Bu eserin hayata geçirilmesi fikri, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Akat hocamızın temasıyla gündeme geldi. En büyük emeği geçenlerden birisi de tercümelerini yapan hemşehrimiz Emine Halil’dir. Bu proje derneğimiz, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesinde bulunan vakıf ile ortak protokol imzalayarak hayata geçti.

Birinci Dünya Savaşı’ndan beri Ruslar, Kırım’ı işgal ettikten sonra nüfus sayımızı azaltmak için halkımızı Almanlara karşı ön cephede savaştırmıştı. Kitap, 1917 yılında Almanya’da hilal kampları olarak adlandırılan Müslüman askerlerin esir edildiği kamplarda bulunan Kırım Tatarları ile ilgili. Alman makamları, o dönem hilal kampında esir edilen Kırım Tatarlarının söylediği manileri ve türküleri CD’ye kaydederek arşivlerinde saklamışlar.

“DELİL NİTELİĞİNDE BİR KİTAP”

Prof. Dr. Abdullah Akat hocanın bize getirdiği teklif ile delil niteliğinde bir kitap hazırlandı. Burada iki tane amacımız var. Bunlardan biri, önümüzdeki yıllarda Çarlık Rusyası'ndan ve devamı olan Rus devletinden halkımıza yapılan zulmün hesabını sormak istiyoruz. Yahudiler, Almanlara karşı açtığı davalarda bazı deliller öne sürmüştü. Bu kitap da Kırım Tatarları için delil niteliği taşıyor. Rus devletinin Almanlara karşı ön cephede savaştırdığı Kırım Tatarlarından sağ kalanlar da hilal kampında hayatlarını devam ettirmeye çalışmışlardır.

Bu kamplarda yaşayanların önemli bir kısmı o yıllarda Türkiye’ye göçmüş. Başbakanlık arşivi kayıtlarından Türkiye’ye göç eden bu aileleri arıyoruz. Onları da kitaplaştırmak için başladığımız bir çalışmamız var. 1944 sürgününde olduğu gibi yine aynı çerçevede 1917 yılında da halkımızın Kırım’ın işgalinden sonra uğradığı zulümlerin ve nüfusun azaltılmasına ilişkin politikaların yürütüldüğünü görüyoruz. Rusya’nın nüfusu kırmak üzerine olan planı tek Kırım halkı içinde değil diğer Türk ve Müslüman halklara da uygulanmıştır. Bu kamplar, Almanya’daki kayıtlarda da hilal kampı olarak geçiyor.

"ALMANYA’DA İLK CAMİ, HİLAL KAMPININ OLDUĞU YERDE YAPILIYOR"

Almanlar bu kamplardaki esir edilen Türklerden o kadar ümitlenmişlerdir ki, Almanya’da ilk cami, hilal kampının olduğu yerde yapılıyor. Komünistler de, faşistler de bizim milletimizden istifade etmek için ellerinden geleni yapmışlar. Almanlar oradaki esirlere iyi davranmış, dilini ve dinini serbest bırakmışlar. Ancak bakıyoruz ki, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya, Türk birlikleri oluşturarak Ruslara karşı savaştırıyor. 1917’den itibaren Almanların kafasında böyle bir plan varmış. Rusya’nın içinde ve Orta Asya’da yaşayan Türkler olduğunu biliyorlar ve istifade etmek istemişlerdir.

“HALKIMIZA YAPILAN ZULMÜN HESABINI SORMAK İSTİYORUZ”

Yakında derneğimizin genç avukatları ile buluşacağımız bir yemek organizasyonu düzenleyeceğiz. Genç avukatlara bu kitabı hediye edeceğim. Farklı hukuk dallarında eğitim görmüş genç avukatlarla ne yapabileceğimizi konuşacağız. Maksat para almak değil sesimizi duyurmak. '1917’de yaptılar, 1944’te yine yaptılar. Milletmizin başına gelen hadiseleri, halkımızın çektiği sıkıntıların hesabı için dünyada ne yapabiliriz? Niye kendi vatanımızda doğmadık? Hesabını sorabilir miyiz?'  diyerek kitabı bastırmak istedik.

Kimseden intikam almayı düşünmüyoruz ama milletimizin başına gelen felaketleri dünyaya duyurmak için genç hukukçulara ve diğer ilim adamlarımıza ihtiyacımız var. Bu kitap suçların işlenildiği yerlerin belge niteliğindeki arşivlerini ve adreslerini gösteriyor.  

“TÜRKİYE’YE GÖÇ EDEN AİLELERİ, CANLI TANIKLARI, ONLARIN ÇOCUKLARI VE TORUNLARINI BULMAYA ÇALIŞACAĞIZ”

Pandemiden önce başladığımız bir çalışmaydı ancak pandemi nedeniyle bugüne sarktı. Bundan sonra da bu kitap üzerinden devam edeceğiz. Hatta Türkiye’ye göç eden aileleri, canlı tanıkları, onların çocukları ve torunlarını bulmaya çalışacağız. Başbakanlık arşivinde bazı kayıtların olduğunu biliyoruz.

Ben 35 sene önce Kırım Derneğinde görev almaya başladım. Kırım’a gittiğimde oradaki ailelere misafir oldum, Türkiye’ye gelen insanların ve kendi ailemin hikayesini biliyorum. Bunların hesabının sorulması lazım. Türkiye'de yaşayan 8 milyon Kırım Tatarı olarak Yahudiler kadar olamayacak mıyız?

“AMACIMIZ TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA GÜNDEM OLUŞTURMAK”

Bürokratik kurallar içerisinde mahkeme önünde hesabımızı soracağız. Amacımız, Türkiye’de ve dünyada gündem oluşturmak. Tarihçi ve müzikle ilgilenen hocalarımıza, kitabımızı ulaştırmaya çalışıyoruz. Protokol gereği Almanya’daki vakfa da göndereceğiz. Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarları olarak başımızı kuma gömemeyiz. Geride bıraktıklarımız, yollarda bıraktıklarımız oldu.

“MİLLETİMİZİN KIRIM’DA SIKINTISI DEVAM EDİYOR. MİLLETİMİZİN FACİASINI UNUTTURMAMAK LAZIM”

Bu tür arşivleri ve kitapları, iktisat kütüphanesinde herkesin istifadesine açacak şekilde bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Kütüphanemizde dijital olarak indirip okuyacağımız bir sistem kurmak için proje hazırlıyorum. Eğer bunu yaparsam, Türkiye’de ve İstanbul’da karşılıksız destek verecek insanlar var. Çağımız haberleşme ve iletişim çağı, ne kadar çok kişiye ulaşırsak, geride bıraktıklarımıza küçük de olsa borcumuzu ödemiş oluruz. Milletimizin Kırım’da sıkıntısı devam ediyor, milletimizin faciasını unutturmamak lazım.”