Letonya'nın başkenti Riga'da düzenlenen 3. Kırım Platformu Parlamenter Zirvesi yoğun katılımla devam ediyor. Zirvede 40’tan fazla ülkenin ve uluslararası kuruluşun heyeti yer alıyor.
Zirve açılışında yakın zamanda Rus esaretinden kurtulan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal konuşma yaptı.
KTMM adına, 3. Uluslararası Kırım Platformu Parlamento Zirvesi'nin Riga'da düzenlenmesi dolayısıyla Letonya Parlamentosu'na teşekkür eden Celal, “Kırım Platformu'nun üye ülkelerinin ulusal parlamentolarına, Ukrayna'nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü mücadelesi ile Kırım Tatar halkının kendi topraklarındaki haklarının yeniden sağlanması için verdikleri destek için de teşekkür ediyorum. Özellikle, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan Ukrayna, Letonya, Litvanya, Kanada, Polonya ve Estonya parlamentolarına teşekkür ediyorum. Diğer Kırım Platformu üyesi devletlerin parlamentolarının da benzer kararlar alacağına inanıyorum.” dedi.
“Yaklaşık 11 yıldır, Rusya'nın suçlu eylemleri sonucunda işgal altındaki Kırım, hukuksuzluk ve korku bölgesi haline geldi. Siyasî baskıların, zorla kaybolmaların, işkencelerin ve insan hakları ihlâllerinin sistematik olarak yaşandığı bir yere dönüştü.” diyen Nariman Celal, Rus işgali altındaki Kırım’da 136'sı Kırım Tatarı olmak üzere en az 218 Ukrayna vatandaşının düzmece davalar çerçevesinde hapse atıldığını, Kırım Tatar halkının temsilci organı olan KTMM'nin faaliyetlerinin yasaklandığını hatırlattı.
24 ŞUBAT 2022'TEN SONRA KIRIM'DAKİ BASKILAR ARTTI
KTMM Başkan Yardımcısı, Ukrayna'ya karşı topyekûn işgal saldırısı başlattıktan sonra Rusya'nın Kırım’ı sivil Ukrayna vatandaşlarının toplu katliamları için kullanılan bir askerî üs haline dönüştürdüğünü kaydederek şu cümleleri sarf etti:
Binlerce Kırım Tatarı ve Ukraynalı, Rus ordusuna zorla seferber edilmekten ve kendi Ukrayna devletlerine karşı savaşmaktan kaçınmak için Kırım'ı terk etmek zorunda kaldı.
İşgalci Rusya, Kırım'a kendi vatandaşlarını yerleştirmeye devam ediyor. Ayrıca eğitim sistemi ile medya araçlarını kullanarak, işgal altındaki bölgede yaşayan Ukrayna vatandaşlarının bilincini çarpıtma ve kimliklerini değiştirme eylemlerini sürdürüyor.
Bu amaç doğrultusunda, gerçek tarihi ve kültürel mirasımız sistematik olarak yok ediliyor.
İşgal devam ettiği sürece bu suçların da devam edeceğini anlıyoruz. Tutumumuz açık olmalı: Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı Kırım'da başladı ve Kırım'ın işgalden kurtarılmasıyla sona ermelidir. Kırım'ın işgalciye bırakılması yönündeki herhangi bir öneri, ulaşmak istediğimiz adil bir barışı engelleyecektir.
Cumhurbaşkanımız Volodımır Zelenskıy'ın vurguladığı gibi, ‘Ukrayna, topraklarıyla ticaret yapmaz ve insanlarını terk etmez’. Bu nedenle, Kırım da dahil olmak üzere tüm Ukrayna topraklarının işgalden kurtarılacağına inanıyoruz ve bunun için çaba harcıyoruz.
"KIRIM TATAR MİLLİ-BÖLGESEL ÖZERKLİĞİN KURULMASI RUSYA'NIN KIRIM'LA İLGİLİ TALEPLERİNİN ÖNÜNÜ KESECEKTİR"
Ukrayna'nın zaferinin, yani işgal altındaki Kırım'ın kurtarılması ve Kırım'da Ukrayna'nın devlet egemenliğinin yeniden tesis edilmesinin, yerli halkların ve Kırım'daki tüm vatandaşların çıkarlarının korunmasını sağlayacak yasal koşulları oluşturması gerektiğine dikkat çeken Celal sözlerine şöyle devam etti:
Kırım Tatar halkının bu konudaki tutumu net ve açıktır:
Kırım, Kırım Tatar halkının vatanıdır. Kırım, bağımsız, egemen ve bütün bir Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. İşgalden kurtarılan yarımadanın Ukrayna’nın siyasi ve ekonomik alanına entegrasyonu, milli-bölgesel özerklik biçiminde Kırım Tatar halkının kendi kaderini tayin hakkının gerçekleşmesini sağlamalıdır. Özerklik, Ukrayna Anayasası'nda belirlenen yetkiler çerçevesinde, Kırım'daki tüm sakinler için eşit hak ve özgürlükleri sağlamalıdır.Kırım Tatar halkının kendi kaderini tayin hakkının milli-bölgesel özerklik biçiminde gerçekleştirilmesi, Rusya'nın Ukrayna’ya ait Kırım topraklarına dair herhangi bir talebinin önünü kesecektir.
Celal, savaş sonrası Kırım'ın başarılı bir şekilde yeniden inşası ve düzenlenmesi için, Kırım Platformu çerçevesindeki ortak çalışmalarına, Kırım Yarımadası'nın işgalden kurtarıldıktan sonra da devam edeceğine inandığını belirtti.