2016 yılında düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması birincisi, Kırım Tatar kökenli Ukraynalı sanatçı Camala’nın “QIRIM” adlı yeni albümünün galası 5 Mayıs Cuma günü Kıyiv’de gerçekleşti. Camala, albümünde yer alan Alim adlı Kırım Tatar türküsünü Ukrayna Ulusal Operası sahnesinde babasıyla söyledi.
Camala’nın “QIRIM” adlı yeni albümünde 14 eski Kırım Tatar türküsü yer alıyor. Kırım’ın farklı yerlerinden derlenen halk türküsünden oluşan albüm üzerindeki çalışmalara 80’den fazla müzisyen katıldı.
Albümde yer alan türkülerden biri “Alim” türküsü, Kırım'da hayatı efsanelerle, söylencelerle iç içe geçmiş bir halk kahramanı olan Alim Aydamak'ı anlatıyor. Türküyü söylemeden önce konuşma yapan Camala, “Alim Aydamak, halkı sömüren zenginlerden alıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmasıyla tanıtılıyor. Alim Aydamak, adaletsizliğe karşı mücadele etti. İnsanlar arasında ‘Biliyor musunuz, Alim’in yakalandığını ve öldürüldüğünü söylüyorlar’ gibi söylentileri yayılmaya başladığında halk buna, ‘Hayır, Alim ölemez’ diye kesin cevap veriyordu… Benim babamın da adı Alim. O tüm hayatım boyunca bana örnek oldu. Vatanına ve kendi kültürüne değer verilmesi gerektiğini öğretti. Ve o, bugün benimle birlikte şarkı söyleyecek.” ifadelerini kullandı.
KIRIM TATARLARININ HALK KAHRAMANI: ALİM AYDAMAK
1926 tarihli "Alim" filmi-Alim Aydamak rolünde ünlü Kırım Tatar sinema oyuncusu Hayri Emirzade
18. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına, Balkanlardan Anadolu'ya, Azerbaycan'a değin birçok bölgede "eşkıya" yahut "kanun kaçağı" olup halk nezdinde kahraman figürüne dönüşen, bugün birçoğunun türküleri hala söylenen ünlü siluetlerden biri de Alim Aydamak. Tıpkı filmlere ve romanlara konu olan, türküler aracılığıyla tanınan Çakırcalı Mehmet Efe, Dramalı Hasan, Kaçak Nebi gibi şahsiyetlerden olan Alim Azamatoğlu, "aydamak" yani "haydut" lakabını buradan alıyor. Aydamak tabiri, bazı Balkan dillerinde ve lehçelerinde "haydamak" şeklinde geçmekte olup, "halletmek" anlamında günlük dilde de "aydamak"-"aydayamamak" şeklinde de kullanılmaktadır.
19. yüzyılda gerçekten yaşamış olan ve yaşadığı belgelerle ispatlanan Alim Aydamak, Kırım tarihinde kahramanlıklarıyla anılan halk yanlısı bir eşkıya olarak yer alıyor. Akmescit’teki Kırım Arşivlerinde o zamanki Çarlık idaresinde Tavrida’nın Valisi Pastel adına Alim ile ilgili yazılan şikayetler içeren dosyaların mevcut olduğu, dört dosyadan günümüze kadar sadece bir tanesinin gelebildiği biliniyor.
Farklı kaynaklara göre Alim 1815 ile 1819 yıllar arasında doğdu. Alim’in doğduğu zaman Çarlık Rusya'sı neredeyse yarım asırdır Kırım’ı işgal altında tutarak yerli halkı bambaşka bir yaşayışa sürüklemişti. Hakkındaki anlatılara göre Alim Aydamak, Çarlık güçleriyle karşı karşıya gelince insanlardan uzaklaşarak Kırım’ın mağaralarında yaşamaya başlıyor. Yollarda toprak beylerini, mirzaları, Çarlık bürokratlarını soyuyor. Soygunları çoğu zaman silahsız ve tek başına gerçekleştiriyor. Alim her zengini değil, sadece adaletsiz ve cimri olanları soyuyordu. Çaldığı malları Taraktaş Dağında saklayarak daha sonra fakir ailelere dağıtıyordu.
Alim’in yaşamının son bulmasında dair iki yorum bulunuyor. Yorumlardan ilkine göre yakalandıktan sonra ellerinde demir sopalar olan askerlerden oluşan bir koridordan geçirilip dövüldüğü söyleniyor. Dayaktan ölmemesi için Alim hastaneye götürüldüğünde Sibirya'ya sürgün edilmesine karar veriliyor. Bir yoruma göre Alim bu sürgün esnasında kaçıp kurtularak İstanbul'a geliyor. Bazı kaynaklarda Alim’in ölüm tarihi olarak 1849 geçiyor.