Almanya Federal Meclisinin resmî internet sayfasında, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanınmasına dair bir imza kampanyası başlatıldı. Temmuz 2024’de yayımlanan dilekçede Federal Meclisten 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması talep ediliyor.
Rus devletinin, yaklaşık üç yüz yıldır, Kırım'ı sömürgeleştirme ve Yarımada'nın yerli halkını yok etme yönünde bilinçli bir politika izlediği belirtilen dilekçede, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarının tarihindeki en büyük trajedisinin yaşandığı kaydedildi.
Çoğunluğu kadınlar, yaşlılar ve çocuklardan oluşan yaklaşık 200 bin kişinin, evlerinden zorla kopararak yük vagonlarıyla Türkistan'a ve Sibirya'ya götürüldüğü aktarılan dilekçede, “Sürgünün ilk yıllarında Kırım Tatarlarının yüzde 46'sından fazlası açlık, hastalık, ağır çalışma ve insanlık dışı yaşam koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.” denildi.
Bununla birlikte dilekçede, 1944 Sürgünü sonucu Kırım Tatarlarının; vatanlarından, mallarından ve haklarından mahrum bırakıldığı, Kırım’daki ulusal özerkliğin kaldırıldığı, Yarımada'daki orijinal yer adlarının (şehirler, köyler, nehirler, dağlar ve göller) yüzde 90'ından fazlasının değiştirildiği, Kırım Tatarlarının kültürel ve tarihi mirasına ait anıtların ve mezarlıkların yıkıldığı, kütüphanelerin yakıldığı belirtildi. Ayrıca uzun yıllar boyunca Kırım Tatarlarının Kırım'a dönmeleri, ana dillerini öğrenmeleri, kültürlerini korumaları ve geliştirmeleri, ulusal örf, adet ve geleneklerini yaşamaları yasaklandığı kaydedildi.
1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'ye göre, Kırım Tatarlarına karşı işlenen tüm suçların "soykırım" tanımına uyduğuna dikkat çekilen dilekçede, “BM Sözleşmesi hükümlerine göre Kırım Tatar Sürgünü, Ukrayna (2015), Letonya ve Litvanya (2019), Kanada (2022) ve Polonya (2024) tarafından soykırım olarak tanındı. Bugün, bu trajik tarihten 80 yıl sonra, tüm dünya toplumlarının ve medeniyet sahibi ülkelerin dikkatini Kırım Tatarlarının sorunlarına çekiyoruz ve etnik sebeplerle hedef alınarak soykırıma uğratılan bir halkın, Kırım Tatarlarının, sürgününü soykırım olarak tanınmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Almanya Federal Meclisinden, Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanınmasını talep eden dilekçe Kırım Tatar aktivist ve Psikiyatri Doktoru Elvis Çolpuh tarafından hazırlandı.
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.