Avrupa Birliği (AB) kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen tek organ olma hüviyetine sahip olan Avrupa Parlamentosu (AP), 18 Aralık 2024 tarihinde geçici olarak Rus işgali altında olan Kırım’daki insan hakları durumunu ele almak için Strazburg’da toplandı. AP üyelerinin; insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ihlalleri vakaları üzerine konuşmalar yaptığı oturumda, Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) şehrinin Rusya Federasyonu tarafından işgalinin 11. yılı ve işgal altındaki Kırım'da kötüleşen insan hakları durumu tartışıldı.
AVRUPA BİRLİĞİ, KIRIM HALKININ KADERİNE IŞIK TUTMALIDIR
Tartışmanın ilk konuşmasını Avrupa Halk Partisi Grubu (Hristiyan Demokratlar) Milletvekili Michael Gahler gerçekleştirdi. Gahler sözlerine, “Bir zamanlar Ukrayna’da özerk bir Kırım Cumhuriyeti vardı. 1991 yılında yapılan bağımsızlık referandumunda Kırım'da yaşayanların çoğunluğu da Ukrayna'nın bağımsızlığı lehinde oy kullandı. Kırım Tatarları kendi yasal temsiliyetlerine sahipti. Tüm bunlar Rusya'nın Kırım Yarımadası'nı yasa dışı işgali ve ardından ilhakı ile dramatik bir şekilde değişti.” ifadelerini kullanarak başladı. Konuşmasının devamında Gahler, Kırım’ın işgal altına girdiği 2014 yılından bu yana, Kırım’da hukukun üstünlüğü, temel insan hakları, uluslararası sözleşmeler ve Kırım Tatarlarının meşru temsiliyetinin göz ardı edildiğini vurguladı.
Gahler ayrıca, Kırım Tatarlarının vatanlarından ayrı kalmasını dayanılmaz olarak nitelendirerek, “Ancak daha da önemlisi meşru haklarını talep ettikleri için zulme uğrayan bireylerin kaderine de ışık tutmaktır.” dedi.
“İŞGALCİ RUSYA GERÇEKLERİN BİLİNDİĞİNİ BİLSİN”
Öte yandan Gahler, işgal altındaki Kırım’da, düzmece bir dava çerçevesinde 7 yıl hapis cezasına çarptırılan Kırımlı aktivist, yurttaş gazeteci ve siyasî tutsak İrına Danılovıç, Rus işgalcilerin Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurguladığı sözde “Hizb-ut Tahrir Davası” çerçevesinde 12 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Tofik Abdulgaziyev ve yine “Hizb-ut Tahrir Davası” çerçevesinde 12 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Amet Süleymanov gibi siyasî tutukluların isimlerinin kayıtlara geçmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
Böylece saldırgan ve zalim, onları tanıdığımızı bilsin. Derhâl ve koşulsuz olarak onların serbest bırakılmalarını talep ediyor ve 2014 yılında Kırım'da Ukrayna'ya karşı başlayan büyük işgal kapsamında devam eden Rus eylemlerini kınıyoruz.
"KIRIM TATARLARI YENİ SÖMÜRGECİLİĞİN NESNESİ OLMUŞTUR"
Genel kurulda bir diğer söz alan isim Avrupa Parlamentosundaki Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Milletvekili Raphael Glucksmann oldu. Glucksmann, Kırım’ın Rus sömürgeciliğinin yayılması için bir laboratuvar olduğunu söyleyerek, “Kırım’ın her zaman Rusya'nın bir parçası olduğunu iddia edenler, tarihi yeniden yazmakta kararlı olan emperyalist bir rejimin propagandasını tekrarlamaktan başka bir şey yapmamaktadır. Ve bu silme işlemiyle sistematik olarak silinen bir halk varsa, o da Çarlar tarafından ezilen, Stalin tarafından sürgün edilen, Stalin tarafından zulme uğrayan yerli bir halk olan Tatar halkıdır. Kırım Tatarları yeni sömürgeciliğin nesnesi olmuştur.” ifadelerini kullandı.
RUSYA’YA YAPTIRIM ÇAĞRISI
Glucksmann ayrıca, Kırım Tatarlarının var olma mücadelesinin sistematik olarak Ruslaştırılmaya çalışılmalarına rağmen sürdüğünü kaydederek, Rusya için yaptırım çağrısı yaptı. Glucksmann, Avrupa Birliği’nin (AB) Kırım Tatarlarına inandığını vurguladı ve Avrupa’ya saldıran emperyalist Rusya’ya karşı hiçbir şekilde teslim olunmayacağının altını çizerek sözlerini sonlandırdı.
RUSYA SOVYETLERİN İZİNDEN GİDİYOR
Avrupa Muhafazakârlar ve Reformistler Grubu Milletvekili Arkadiusz Mularczyk tartışmada yaptığı konuşmada, Rusya’nın Sovyetlerin izinden gittiğini belirtti. Mularczyk ayrıca konuşmasında, Rusya ile Kuzey Akım Anlaşması’nın imzalayan Almanya’yı eleştirerek, “Polonya Rusya'yı çok iyi tanıyor. Biz zaten saldırgan politikaların farkındayken Almanlar neden Putin ile anlaşmalar yapıyordu? Neden Kuzey Akım'a ticari bir girişim diyorlardı? Neden bu kadar çok siyasî grup Alman politikalarını destekliyordu? Kâr insan haklarından, barıştan daha mı önemliydi? Bu soruya siz kendiniz yanıt vermelisiniz.” ifadelerini kullandı.
"KIRIM HER ŞEYDEN ÖNCE TATAR'DI"
Tartışmada konuşma yapan Avrupa'yı Yenile Grubu (Renew Europe Group) Milletvekili Bernard Guetta sözlerine; Rusya’nın ve yandaşlarının Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu söylemesine rağmen, Kırım’ın her şeyden önce Tatar olduğunu vurgulayarak başladı. "Kırım her şeyden önce Tatar'dı" diyen Guetta, bununla beraber Kırım’ın Ukrayna ile bağımsızlığına kavuştuğunu ve Kırım’ın Ukrayna’nın uluslararası kabul görmüş sınırları içerisinde yer aldığını belirtti. Ukrayna'nın Kırım'la birlikte bağımsızlığına kavuştuğunu anımsatan Guetta, uluslararası hukukun tartışılamaz olduğunun altını çizdi.
“HER ŞEY BURADA BAŞLADI VE BURADA BİTMELİ”
Yeşiller ve Avrupa Özgür İttifakı Milletvekili Nicolae Stefanuta sözlerine, “Küçük bir çocukken evinizden uzak bir ülkeye kaçırıldığınızı hayal edin. Arkadaşlarınızın ve ailenizin sadece yarısı bu yolculuktan sağ kurtuldu. 50 yıl sonra geri döndüğünüzde, bu kez torunlarınızla birlikte bir kez daha evinizden zorla çıkarılıyorsunuz. Binlerce Kırım Tatarının başına gelen de tam olarak bu çünkü bir kültürü yok etmenin en kolay yolu, liderlerini, düşünürlerini, sanatçılarını ortadan kaldırarak onları kendi varlıklarından şüphe eder hâle getirmektir.” ifadeleriyle başladı.
Stefanuta konuşmasının devamında, Kırım’da yaşanılanların aynı zamanda Putin'in tüm Ukrayna'ya dayatmak istediği baskı, etnik temizlik ve tarihi silme türünün de şablonu olduğunu vurguladı. Öte yandan Kırım işgal edildiğinde Avrupa’nın harekete geçmekte başarısız olduğunu hatırlatan Stefanuta, “Her şey burada başladı ve burada da bitmeli.” dedi.
SİYASÎ TUTUKLULAR İÇİN ÇAĞRI
Tartışmada konuşan Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Davor Ivo Stier, Rusya’nın Kırım’da uluslararası hukuka göre bir savaş suçu olan etnik arındırma politikalarını sistematik olarak uyguladığını belirtti. Konuşmasında ayrıca siyasî tutuklulara değinen Stier, AP'nin tüm siyasî tutukluların derhâl serbest bırakılmasını ve tüm sorumluların adalete teslim edilmesini talep etmesi yönünde çağrı yaptı.
Ayrıca Stier, uluslararası toplumun Rusya’nın Kırım’ın işgaline yönelik girişimleri tanımaması gerektiğini vurguladı ve uluslararası toplumu Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusunda ısrarcı olmaya çağırdı.
AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÇAĞRI
AP kürsüsünde konuşma yapan Avrupa'yı Yenile Grubu Milletvekili Petras Austrevicius, Rusya’nın Kırım Tatarlarını Sovyetler’in İçişleri Halk Komiserliği (NKVD) tarzında bir kovuşturma ile tutsak ettiğini belirterek, “Viktor Orban’ın (Macaristan Başbakanı) hâlâ çağrıda bulunmaya devam ettiği gerçek Putin budur.” dedi. Bununla beraber Austrevicius AB'ye; Yolsuzlukla Mücadele Vakfının listesinde yer alan 7 bin ve daha fazla kişinin tamamının Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının sorumluları arasına dâhil ederek, Moskova üzerindeki baskıyı arttırma çağrısını yaptı.
“ZAMANIMIZI BOŞA HARCIYORUZ; ZELENSKIY’E SİLAH VERİN”
Tartışmanın dikkat çekici konuşmalarından biri Egemen Milletler Avrupası Grubu Milletvekili Petras Grazulis tarafından gerçekleştirildi. Konuşmasında Ukrayna ve Kırım’ın işgal altında olduğunun hâlihazırda bilindiğini vurgulayan Grazulis, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’e (Volodimir Zelenski) destek ve askerî teçhizat desteği yapılmasının ve silahların kullanılması için izin verilmesinin daha önemli olduğunu söyledi.
KIRIM TATAR ÇOCUKLARI ZORLA EVLAT EDİNDİRİLİYOR
Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Alice Teodorescu Mawe, Ukrayna topraklarının işgalinin 2014 yılında başladığını söyleyerek konuşmasına başladı. Geçen on yıl boyunca Rusya’nın Kırım Tatar çocuklarını yeniden eğitim ve evlat edinme merkezleri olarak adlandırılan yerlere zorla götürdüğünü belirten Mawe, Kırım Tatar çocuklarının siyasî olarak yeniden eğitilmeleri için aktif olarak çalışan bu tür 43 merkezin olduğunu kaydetti.
“PUTİN’İN ANLADIĞI DİLDEN KONUŞULMALIDIR”
Mawe, “Tüm bunları, infazları, tecavüzleri, sivil hedeflerin acımasızca bombalanmasını bir araya getirdiğinizde, küresel kurallara dayalı düzene karşı mücadelede taş üstünde taş bırakmayacak bir düşmanın bileşik resmini elde edersiniz.” ifadelerini kullanarak, sözlerine şu şekilde devam etti:
Batı'da pek çok kişi 2008'de Gürcistan'ın işgalini ve 2014'te Kırım'ın işgalini göreli olarak değerlendirdi. Ve Batı'da hâlâ pek çok kişi Putin'in tepkisinden korktuğumuz için gerilimi tırmandırmaktan kaçınmamız gerektiğine inanıyor. Ben ise tam tersini düşünüyorum. AB de dâhil olmak üzere dünyanın geri kalanı 2008'de ya da Rusya'nın topraklarını genişletmek amacıyla uluslararası hukuku çiğnediği 2014'te Rusya'ya karşı daha güçlü bir tepki vermiş olsaydı, o zaman kararlı bir şekilde hareket etmiş olsaydık, bence 2022'nin tam ölçekli işgalinden kaçınabilirdik. O zaman Gürcüleri yüzüstü bıraktık, o zaman Ukraynalıları yüzüstü bıraktık. Bu hata tekrarlanmamalıdır. Rusya derhâl ve koşulsuz olarak teslim olmalıdır. İşgal ettiği toprakları geri vermeli, tüm çocukları ve siyasî tutukluları serbest bırakmalı ve kurbanlar için tazminat sağlamalıdır. Putin sadece kaba kuvvetten anladığı için bu taleplerin arkasında durmalı ve sözümüzün arkasında durmalıyız.
RUSYA’YA KARŞI SAVAŞILMASI GEREKİYOR
Avrupa'yı Yenile Grubu Milletvekili Helmut Brandstatter ise, Avusturyalı şirketler de dâhil olmak üzere pek çok Avrupalı şirketin Putin ile iş yapmaya devam ettiğini belirterek, “Şimdi bunun hakkında konuşmalıyız, bunu anlatmalıyız çünkü Rus gazının kokmadığını söylediler. Evet, kokuyor, barut gibi kokuyor.” dedi ve Putin’i yatıştırmanın mantıklı olmadığını vurgulayarak, savaşılması gerektiğinin altını çizdi.
"RUS YARGIÇLAR DA SANIK SANDALYESİNE OTURTULMALIDIR"
Tartışma sonrasında söz alan Avrupa'yı Yenile Grubu Millletvekili Dainius Zalimas, Rusya Anayasa Mahkemesi yargıçlarının 2014 yılında Ukrayna toprağı olan Kırım’ın işgaline izin verdiği sözde kararı anımsatarak, “Sözde Rus yargıçların hesap verebilirliği de yol gösterici ilkelerimiz arasında yer almalıdır. Her şeyden önce, sözde Anayasa Mahkemesi yargıçları, Rusya Federasyonu'nun siyasî ve askeri liderliği ile birlikte saldırganlık suçundan sanık sandalyesine oturtulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
KIRIM’DA VERİLEN RUS PASAPORTLARI AB TARAFINDAN TANINMAYACAK
Tartışmanın kapanış konuşmalarını ise, Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Jessica Roswall gerçekleştirdi. Roswall sözlerine, AB’nin Rusya’nın Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı olarak işgal altına almasını asla tanımayacağını vurgulayarak başladı. AB’nin Rusya’ya uyguladığı diplomatik baskıların, yaptırımların ve kısıtlamaların artacağının haberini veren Roswall, Kırım’da verilen Rus pasaportlarının da AB tarafından tanınmayacağını da belirtti.
AB KIRIM’IN YANINDA
Bununla beraber Kırım'da yaşanılanların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Roswell, Rusya’nın; Ukrayna kültürünü ve kimliğinin bastırılması ve medya sansürü yoluyla Kırım halkının Ruslaştırmaya zorladığını kaydederek, başta sağlık durumu kritik olanlar olmak üzere, tüm siyasî mahkumların derhâl serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Konuşmasının devamında Kırım Tatarlarına seslenen Roswell, “Tüm Kırımlılara ortak mesajımız açıktır. AB sizin yanınızdadır!” ifadelerini kullandı.
GENEL KURULDA GERİLİM!
Öte yandan oturumda; Egemen Milletler Avrupası Grubundan Rus yanlısı parlamenter Petar Volgin ile Avrupa Halk Partisi Grubu Milletvekili Tomas Zdechovsky arasında gerilim yaşandı. Volgin, Kırım’ın tarihsel süreçte her zaman Rusya’ya ait olduğunu yönündeki yalan Rus propagandasını kürsüden dile getirdi. Zdechovsky ise bu iddialara ithafen, “Volgin, 21. yüzyılda birilerinin Rus propagandası tarafından yayılan iki yalana inanacağını mı düşünüyorsunuz?” dedi ve Volgin’in sözlerini net bir dille reddetti.