Uygur Hareketi: Yaşananlar, sadece Uygurların felaketi değil aynı zamanda insanlığın sınavıdır

Uygur Hareketi: Yaşananlar, sadece Uygurların felaketi değil aynı zamanda insanlığın sınavıdır

Haber Giriş Tarihi: 18.09.2020 21:21
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2020 21:21
https://www.qha.com.tr/

Çin'in sistematik baskı ve asimilasyon politikalarına devam ettiği Doğu Türkistan'da Uygur Türklerinin köle işçi olarak çalıştırılması ve "zorunlu çalıştırma" konusunun yeniden gündeme gelmesi üzerine, Uygur Hareketi'nden açıklama geldi. Uygur Hareketi, "Bu sadece Uygurlar için bir felaket değil aynı zamanda insanlığın sınavıdır" dedi.

Çin Komünist Partisinin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlara, Kazaklara ve diğer Türk topluluklarını soykırım uğratmaya devam ediyor. Özellikle, Uygur kadınların hem zorla kısırlaştırılması hem de fabrikalarda köle gibi çalıştırılması insanlık tarihinin yakın tarihte gördüğü büyük zulümlerden biri. Uygur Hareketi Başkanı Rushan Abbas, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi Ticaret Alt Komitesi’nde gerçekleştirilen "Zorla Çalıştırma" konulu oturumda, Doğu Türkistan’da yaşananların tanığı olarak açıklamalarda bulundu.

UYGUR HAREKETİ BAŞKANI ABBAS, ABD KONGRESİ'NDE DOĞU TÜRKİSTAN'DA YAŞANANLARI ANLATTI

Kongre'de yaptığı açıklamada, Çin hükumetinin Uygurları sürgün ettiği kamplara ilişkin uluslararası kamuoyuna sürekli olarak farklı hikayeler anlattığına dikkat çeken Abbas, Pekin hükümetinin ‘iş eğitimine ihtiyacı olanlar gönderiliyor’ açıklamasının gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Rushan Abbas, başta kendi ablası emekli doktor Gulshan Abbas olmak üzere yüzlerce sağlık görevlisi, bilim adamı, akademisyen, sanatçı ve kanaat önderlerinin kamplarda tutulduğunu kaydetti. Çin hükümetinin Uygurları sadece İslam dinine mensup oldukları için ‘tedavi edilmesi gerekiyor’ diyerek yok etmeye çalıştığını söyleyen Abbas, Komünist Parti’nin Doğu Türkistan halkına yaptığı zulmü şöyle sıraladı:

“Zorla evlilik, toplu tecavüz, zorla kısırlaştırma ve kürtaj, tutuklama, işkence, çocuk kaçırma, organ kaçaklığı. Kısaca vurgulamak gerekirse soykırım”

Amerikan hükümetinin geçen günlerde 13 ton insan saçından yapılma takma saçın gümrükte yakaladığını hatırlatan Abbas, o saçların kamplarda tutulan mahkumların kesilen saçları olduğunu bunun da soykırımın bir başka delili olduğunu kaydetti. O yakalanan saçlar arasında kendi kardeşinin de saçının olabileceğini söyleyen Abbas, “Sadece bu yakalanan saçlar bile ‘bir daha asla’ sözünün nasıl yerlere düşürüldüğünün göstergesidir. Dünya liderleri daha somut adımlar atmak için ne bekliyorlar” diye konuştu.

"ULUSLARARASI CAMİA, UYGURLARI YÜZÜSTÜ BIRAKMIŞTIR"

Bir yandan soykırım suçu işleyen Çin Komünist Partisi’nin diğer yandan çeşitli ülkelerle yaptığı anlaşmalar ve ekonomik projelerle ödüllendirilmesinin çok üzücü bir durum olduğunu söyleyen Abbas, “Başta ablam olmak üzere milyonlarca Uygur’un ekonomik ilişkiler uğruna pazarlık unsuru olarak kullanılması tam bir felakettir” dedi. Çin ile ticari ilişkilerin normal bir şekilde devam ettirilmesi karşılığında batının evrensel değerlerinin satılamayacağını vurgulayan Abbas, "Çin’in totaliter ve faşist yönetimini dünyaya yaymasına asla izin vermemeliyiz. Tarih buna karşı çıkanları ve çıkmayanları hatırlayacaktır. Uluslararası camia, halihazırda Uygurları yüzüstü bırakmıştır. Ama biz daha fazla geç olmadan harekete geçmeliyiz" ifadelerini kullandı.