Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Gennadiy Udovenko Diplomasi Akademisi Müdürü, Ukrayna’nın eski Ankara Büyükelçisi Sergiy Korsunskiy, Kremlin’in koronavirüs pandemisini, sadece Rusya’ya uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılması için değil, aynı zamanda Kırım'ın işgalinin tanınması konusundaki konumunu ilerletmek için de kullanacağı fikrini ifade etti.
Kırım.Hakikat Radyosu’na konuşan Korsunskiy, Rusya’nın İtalya’ya gönderdiği yardımı yorumlarken, “Rusya'nın gönderdiği şeyin koronavirüs ile hiçbir alakası yok. Salgından etkilenen bölgeler İtalya'nın endüstriyel kalbidir ve yönetiminde Kırım'ı tanıyan Rus yanlısı politikacılar vardır. Rusya, ABD'ye bile yardım gönderdi, çünkü Kremlin gerçekten yaptırımların kaldırılmasını istiyor. Tabii ki, Kırım’ın ilhakının tanınması da gündemde, sürekli bu konuya dönüyorlar.” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen hafta G20 ülkelerinin liderlerinin video toplantısında, koronavirüs pandemisi sırasında ilaç, gıda, ekipman ve teknolojinin karşılıklı tedariki için uluslararası yaptırımların kaldırılmasını önermişti.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Kremlin'in dünyayı, yaptırımların Rusya'nın koronavirüs pandemisine karşı mücadele etme yeteneğini sınırladığı konusunda ikna etme girişimlerini “kirli manipülasyonlar” olarak nitelendirdi.
YARIMADADA 6 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYORİşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Altı yıl önce bugün, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı.
Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.
Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.
SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SÖZDE REFERANDUMRus işgalinin akabinde 2014 yılının Mart ayında düzenlenen sözde referandumda Kırım sakinlerinin yarımadanın Rusya’ya bağlanması konusunda iradesini “özgürce” tecelli ettiği ileri sürüldü. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve dünyanın birçok ülkesi, Kırım’da yapılan sözde “kendi kaderini belirleme referandumunun” sonuçlarını kabul etmeyi reddetti. Ukrayna, Kırım’ı geçici olarak işgal edilen bölgesi olarak kabul ediyor.
Ukrayna Parlamentosu resmi düzeyde, 20 Şubat 2014 tarihini Kırım ve Sivastopol’ün (Akyar) Rusya tarafından işgalinin başlangıç tarihi olarak kabul etti. Dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, ilgili yasayı 7 Ekim 2015 tarihinde imzaladı.
Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi ve Ukrayna’ya yönelik politikası dolayısıyla Rusya Federasyonu’na karşı yaptırımlar uyguladı. Kırım’ın işgalinden sonra Ukrayna’nın Donbas bölgesinde Rusya tarafından desteklenen teröristler ile Ukrayna askerleri arasında çatışmalar başladı.