TBMM Başkanı Şentop: Çin'in Doğu Türkistan'da çocukları kültürel asimilasyona tabi tuttuğu unutulmamalı

TBMM Başkanı Şentop: Çin'in Doğu Türkistan'da çocukları kültürel asimilasyona tabi tuttuğu unutulmamalı

Haber Giriş Tarihi: 20.11.2022 16:28
Haber Güncellenme Tarihi: 20.11.2022 16:28
https://www.qha.com.tr/

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı, Prof. Dr. Mustafa Şentop, İstanbul Üniversitesi, Bağcılar Belediyesi ve Yetim Vakfı işbirliğiyle “Dünya Çocuk Hakları Günü”  münasebetiyle  düzenlenen “Yetim ve Kimsesiz Çocuklar Sempozyumu’nun açılışında konuştu. Şentop, Doğu Türkistan'da ailelerinden zorla alıkonulan Uygur Türkü çocukları hatırlatarak Çin rejimine tepki gösterdi.

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, İstanbul'da Yetim Vakfı, İstanbul Üniversitesi ve Bağcılar Belediyesi işbirliğiyle “Dünya Çocuk Hakları Günü” dolaysıyla düzenlenen “Yetim ve Kimsesiz Çocuklar Sempozyum'unda açılış konuşması yaptı. Şentop, Çin rejimi tarafından asimile edilmekte olman Uygur Türkü çocukları hatırlatarak, "Doğu Türkistan bölgesinde 2 milyondan fazla çocuğun, kültürel asimilasyona tabi tutulmak için ailelerinden alınıp kamplarda bulundurulduklarını da unutmamamız gerekir. Bu sorunları sosyal öksüzlük, yetimlik olarak değerlendirebiliriz. İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılardan en fazla şüphesiz ki çocuklar etkilenmektedir. Nitekim son 10 yılda 12 binden fazla çocuk İsrail askerlerinin silahlarından çıkan kurşunla yaralanmış, 980 çocuk da hayatını kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.

TBMM BAŞKANI ŞENTOP, DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ TÜRK ÇOCUKLARINI ANLATTI

Şentop, Doğu Türkistan'da Çin rejimi tarafından asimilasyon politikalarına maruz kalan Uygur Türkü çocuklarını hatırlattı. Şentop, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından geçen yılın sonunda hazırlanan rapora değindi. Dünyada 150 milyon çocuğun yetim olduğunu, bunlara her gün 10 bin çocuğun katıldığını vurguladı.

Twitter is purging a lot of spam/scam accounts right now, so you may see your follower count drop

DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğradı, uğruyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.ÇİN’İN  DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.