Tayvanlı akademisyen, Çin-Tayvan geriliminin arka planını anlattı: Pekin'in tehditleri, kendi halkına gücünü ispatlamak içindir

Tayvanlı akademisyen, Çin-Tayvan geriliminin arka planını anlattı: Pekin'in tehditleri, kendi halkına gücünü ispatlamak içindir

Haber Giriş Tarihi: 04.08.2022 13:46
Haber Güncellenme Tarihi: 04.08.2022 13:46
https://www.qha.com.tr/

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı ziyaret, Çin-ABD-Tayvan üçgeninde gerilimi artırdı. Tayvan yönetimi ile ilişkileri geliştirmek isteyen ABD'ye Çin'den sert tepkiler geldi. Dünya kamuoyu, uzun yıllardır Putin Rusyası'nın yayılmacı ve emperyal politikalarını endişeyle takip ediyor ve özellikle 2014'te Kırım'ın işgali ve Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş yüzünden sınırların değişmezliği ilkesinin ihlalini gözlemliyordu. Ukrayna'daki savaşın dünya ekonomisini ciddi şekilde etkilemesinin ardından Çin-Tayvan gerilimi yüzünden gözler, yeniden Pasifik'e çevrildi. Tayvan Ulusal Chengchi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hsiung Tao Tien (Ömür Hsiung), Kırım Haber Ajansına bölgedeki son gelişmeler hakkında konuştu. Tayvanlı akademisyen, "Pekin'in tehditleri, kendi halkına gücünü ispatlamak içindir" değerlendirmesini yaptı.

Dünyanın gözü kulağı, günlerdir "savaş tamtamlarının" çaldığı Tayvan'a çevrildi. Özellikle ABD'li politikacı Nancy Pelosi'nin Taipei'ye resmi ziyareti, Çin Halk Cumhuriyeti ve dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Çin'in ardı arkası kesilmeyen tehditleri, dünyayı endişeye sevk etti. Tayvan'da ise Çin'in politikaları ve Tayvan-Çin ilişkileri, merakla beklenen bir konu. Resmi adı "Çin Cumhuriyeti" olan Tayvan, Tayvan Boğazı ile Çin'den ayrılan bir ada devleti. 1949'dan beri resmi olarak Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) olan anakara Çin'inden bağımsız olarak yönetiliyor. ÇHC, adayı kendi eyaleti olarak görüyor ve sonunda Tayvan'ı anakara ile “birleştirme” sözü veriyor. Demokratik olarak seçilmiş bir hükumeti olan ve 23 milyon nüfuslu Tayvan'da yurttaşlar, adanın durumu ve anakara ile ilişkileri konusunda farklı görüşlere sahip. 1997'den beri bu ziyareti gerçekleştiren ilk Meclis başkanı olan Pelosi’nin ziyareti, Pekin tarafından “son derece tehlikeli” olarak nitelendirilmişti. Tayvan Ulusal Chengchi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Sayın Hsiung, Tao Tien (Ömür Hsiung) ile bölgedeki gelişmeler hakkında Kırım Haber Ajansına değerlendirmelerde bulundu.

Tayvanlı Akademisyen Hsiung Tao Tien (Ömür Hsiung)

ÇHC Tayvan anlaşmazlığının kökeni nereye dayanıyor?

Tayvan ve ÇHC arasındaki çatışma muhtemelen 1930'lara kadar uzanıyor. 1911 yılında Çin Cumhuriyeti kurulmuş (bugünkü Tayvan) ve dünya tarafından tek Çin olarak tanınmıştır. Aynı zamanda Çin Cumhuriyeti de Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi ve beş daimi üyeden biridir. Ancak 1927'den başlayarak Çin Komünist Partisi, Çin'de isyanlar çıkardı ve Çin Cumhuriyeti'ne (yani Tayvan’a) karşı savaştı. Çin Cumhuriyeti yenilgisinden sonra Çan Kay Şek önderliğinde 1947'de Tayvan'a geldi. 1949'dan sonra Çin Komünist Partisi, Çin'de yeni bir ülke olan Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurdu. 1949 ve 1971 yılları arasında dünyada iki Çin vardı. Ancak çoğu ülke, yasadışı olarak kurulmuş Çin Halk Cumhuriyeti'ni değil, Çin Cumhuriyeti'ni tanımaktaydı. Çin Cumhuriyeti’nin 1971'de Birleşmiş Milletler'den çekilmesinin akabinde, bu koltuğa Çin Halk Cumhuriyeti oturdu. Uluslararası durum değişmeye ve birçok ülke Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıyıp Çin Cumhuriyeti ile diplomatik bağlarını kesmeye başladı.

Amerika Birleşik Devletleri, 1978'de Çin Cumhuriyeti ile resmi düzeyde diplomatik ilişkilerini kesti. Birçok ülkenin şu anda Tayvan ile diplomatik ilişkisi olmamasına rağmen, onun meşru bir hükümet olduğunu inkar etmiyor. Sadece "tek Çin" ilkesi altında ÇHC dışında "Çin” adını taşıyan ülkeler artık tanınmayacak. İlginç bir şekilde, Tayvan'da uygulanan Çin Cumhuriyeti'nin mevcut anayasasında, Çin'in tüm toprakları hala ulusal toprakların bir parçası olarak kabul ediliyor ve başkent Nanjing'dir.

Benzer haber: Pelosi Asya gezisine başladı: Çin, Tayvan’ı hedef alan askeri tatbikat yaptı!

ÇHC neden son yıllarda Tayvan'a karşı daha agresif bir politika izliyor?

Tayvan ve ÇHC arasındaki ilişkiler, Tayvan'daki başkanlık seçimlerinden derinden etkilendi. Eğer ÇHC yanlısı Kuomintang iktidarda olsaydı, Çin'in Tayvan'ı kuvvetle tehdit etmesine gerek kalmayacaktı. Seçimlerde bağımsızlık yanlısı olan Demokratik İlerleme Partisi iktidara gelince, Çin ekonomi, güç ve diplomatik bağları olan ülkeleri satın alarak (diğer ülkeleri Tayvan ile diplomatik bağlarını kesmeye zorlayarak) Tayvan'ı tehdit etmek için elinden geleni yapıyor ve yapmaya da devam edecek. 2016'dan beri Tayvan'da iktidar olan partisi Demokratik İlerleme Partisi'dir ve anketler Tayvan halkının ÇHC hakkında giderek daha az olumlu izlenime sahip olduğunu gösteriyor. Pekin yanlısı siyasi partilere Tayvan'da rağbet gösterilmiyor. ÇHC'nin Tayvan'a yönelik politikasının son yıllarda giderek daha agresif hale gelmesinin nedenleri bunlar.

O zaman, durumun gün geçtikçe daha kötüye gittiğini söylemek mümkün mü?

Durumun gün geçtikçe kötüleştiğini düşünmüyorum. Çünkü Tayvan'ın hala ÇHC ile yüksek derecede ticaret bağımlılığı var. Üstelik, ÇHC için Tayvan'a saldırmak ya da Tayvan'ı engellemek, sadece ona daha fazla uluslararası çatışma getirmekle kalmayacak. Aynı zamanda Pekin’in ABD, Japonya ve Avrupa Birliği tarafından boykot edilmesini de hızlandıracaktır. Dolayısıyla ÇHC’in bu askeri tatbikatları yapmasının sebebi kendi halkının görmesi içindir. Diğer yandan Tayvanlıların ya da dünyanın zayıflık gösterdiğini hissetmesini istemez.

Pelosi'nin ziyaretiyle beraber gerilimin tırmandığını söyleyebilir miyiz?

Elbette Pelosi'nin ziyareti son günlerde Pekin için en büyük tehdit olacak. Çünkü Amerika Birleşik Devletlerinin dünyaya verdiği mesaj, Washington’un Tayvan'ı egemen bir ülke olarak görmesi ve Tayvan bağımsızlığını desteklemesidir. Son yıllarda Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Almanya gibi birçok ülke geçmişteki boğazlar arası politikalarını değiştirmiş ve hepsi de Tayvan'a desteklerini ifade etmiştir. Özellikle Covid-19 patlak verdiğinde Tayvan, salgını kontrolünde dünyanın en başarılı ülkesiydi. Ancak ÇHC tarafından boykot edildi ve Dünya Sağlık Örgütü konferansına katılamadı, bu nedenle dünyadaki ülkeler Tayvan'dan salgın önleme politikaları hakkında bir şeyler öğrenemedi. Birçok ülke bu yüzden onarılamaz şekilde zarar gördü. 2020'de ABD Dışişleri Bakanlığı Ekonomik Büyüme, Enerji ve Çevre Müsteşarı Keith Krach da bir ekiple beraber Tayvan'ı ziyaret etti ve Tayvan Başkanı ile görüştü. Çek Cumhuriyeti, Litvanya ve diğer ülkelerden üst düzey yetkililer de Tayvan'a geldi. Bu ziyaretler her seferinde Çin'in hassas sinirlerine dokundu.

Buna ek olarak, İngiliz medyası The Guardian'a göre, Pekin ve Londra ile ilişkiler giderek bozulurken, İngiliz Parlamentosu Avam Kamarası'nın bu yılın Kasım ayında veya Aralık ayı başlarında Tayvan'ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Peki olası bir çatışma durumunda Tayvan kendini savunabilecek güce sahip mi?

Asker sayısı açısından Tayvan, ÇHC ile karşılaştırılamaz. Ancak silah, teknoloji, ekonomi veya kültür de Tayvan ÇHC'ye kaybetmeyebilir. Eğer Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Tayvan’a karşı bir füze saldırısında bulunursa, ABD füzesavarları da onu etkisiz hale getirecektir.

Eğer gerginlik tırmandırılmaya devam ederse Güney Çin Denizi'ndeki ve Pasifik'te dengeler ne ölçüde değişir?

Şu anda Asya'da çoğu ülke Pekin yönetiminden korkuyor. Özellikle Sri Lanka iflas ettikten sonra çoğu ülke ÇHC'nin yeni İpek Yolu planını aldatıcı bir tasarı olarak gördü ve birçok ülke geri çekildi. Eğer ÇHC, Asya'da hegemonyasını devam ettirmek istiyorsa diğer Asya ülkelerine yatırım yapmak için para harcamanın yanı sıra, diğer ülkelerin güvenini de kazanması gerekiyor. Ancak Hong Kong örneğinde olduğu gibi birçok ülke, Pekin ile işbirliği yapmanın birçok risk barındırdığını fark etti. Çünkü Pekin planı sözleşmelere göre yürütemez. Bu nedenle, ÇHC Tayvan'a aceleyle asker gönderirse, kesinlikle daha fazla Asya ülkesinin güvensizliğini derinleştirecektir. Özellikle Japonya, Hindistan, Malezya ve diğer ülkeler kesinlikle Çin'e karşı daha fazla birleşeceklerdir.

Tayvan dünya için neden bu kadar önemli?

Geçen yıl, Tayvan daha ince, daha hızlı ve daha güçlü yonga setler (veya yarı iletkenler) üretme yarışına öncülük etti. En hızlı yonga setleri, yapay zeka ve yüksek hızlı bilgi işlem gibi hızla büyüyen dijital endüstrilerin önemli bir bileşenidir. En ince çipler, evlerin, arabaların, ev aletlerinin ve hatta giysilerin 5G ağları aracılığıyla akıllı telefonlara ve sesle etkinleştirilen hoparlörlere bağlanacağı yaklaşan Nesnelerin İnterneti'ne güç sağlayacak.

Tayvan halkı olası bir savaş için endişeli mi?

Aslında, çoğu Tayvanlı endişeli değil. Çünkü bu tür askeri tatbikatlar ve zorla gözdağı verme sıklıkla meydana gelen bir şey. İnkar edilemez bir şekilde, bu tür askeri tatbikatlar veya Tayvan Adası'na savaş uçakları gönderme tehdidi sık görülüyor. Ancak çoğu Tayvanlı için bu bir saçmalıktan ibaret... Birincisi, Tayvanlılar hiç savaş yaşamadı. İkinci olarak Tayvan’da hakim olan görüş; ABD, Japonya, Güney Kore, Singapur ve diğer ülkelerin ortaklığının Çin'i durduracağı üzerine. Üçüncüsü, Tayvanlılar Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tayvan'a saldıracak kadar güçlü silahlara sahip olduğunu düşünmüyorlar. Ve son olarak, günümüzde savaşlar hibrid bir düzene evrildi ve teknoloji ile ekonomik gücün ağırlığı arttı. Çin Halk Cumhuriyet’i Tayvan'ı işgal etmek için sadece güç kullanırsa kendilerine pek bir faydası olacağını düşünmüyorum.