Tayvan Cumhurbaşkanı: Vatanımızı savunacağız!

Haber Giriş Tarihi: 23.08.2022 23:46
Haber Güncellenme Tarihi: 23.08.2022 23:46
https://www.qha.com.tr/

ABD Stanford Üniversitesi'nin Hoover Enstitüsü temsilcileri ve ABD'li eski yetkililerden oluşan bir heyet bugün Tayvan’a geldi. ABD'li temsilci ve yetkililerle görüşen Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen basın açıklaması düzenledi. Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai, “64 yıl önce 23 Ağustos savaşı sırasında, askerlerimiz ve sivillerimiz dayanışma içinde hareket etti ve Tayvan'ı korudu. Böylece bugün demokratik Tayvan'a sahip olduk" dedi. Hoover'da misafir öğretim üyesi ve emekli ABD Donanması amirali olan James O. Ellis ise ABD delegasyonunun Tayvan'daki varlığının Amerikan halkının işbirliğini derinleştirme taahhüdünü teyit ettiğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Stanford Üniversitesinin Hoover Enstitüsü temsilcileri ve ABD'li eski yetkililer Tayvan'a ziyaret gerçekleştirdi. Temsilci ve yetkililerden oluşan heyet ve Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen ortak basın açıklaması düzenledi. Heyette, ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı olarak görev yapan Matt Pottinger de yer aldı.

Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai yaptığı açıklamada, Çin'in 23 Ağustos 1958'de Çin kıyılarına yakın Tayvan kontrolündeki Kinmen ve Matsu adalarına yönelik bir aydan fazla süren saldırılara atıfta bulundu. Tsai, Tayvan'ın 64 yıl önce Çin Komünist Parti (ÇKP) ordusu tarafından bombalandığını ve ÇKP ordusu o gün nasıl püskürtüldü ise Tayvan’ı savunma kararlılığının bugün de devam ettiğini söyledi.

“64 YIL ÖNCE ASKERLERİMİZ VE SİVİLLERİMİZ ÇKP ORDUSUNA KARŞI DİRENDİ”

Cumhurbaşkanı Tsai, "64 yıl önce 23 Ağustos savaşı sırasında, askerlerimiz ve sivillerimiz dayanışma içinde ÇKP ordusuna karşı direndi ve Tayvan'ı korudu. Böylece bugün demokratik Tayvan'a sahip olduk" dedi. Tsai, "Çin çıkmazla sonuçlanan bu tutumuyla o günlerde olduğu gibi adalarımızı bugün de alamaz. Ortak Tayvan terimini kullanmamız lazım” dedi.

"OTORİTER DEVLETLERİN MÜDAHALESİNE KARŞI SAVUNMAMIZI GÜÇLENDİRECEĞİZ."

Hoover'da misafir öğretim üyesi ve emekli ABD Donanması amirali olan James O. Ellis, ABD delegasyonunun Tayvan'daki varlığının Amerikan halkının işbirliğini derinleştirme taahhüdünü teyit ettiğini söyledi.

Amiral Jellis, "Çin'in Tayvan yakınlarındaki tatbikatları, boğazdaki ve bölgedeki statükoya bir tehdit oluşturuyor ve demokratik ortakların 'otoriter devletlerin müdahalesine karşı' savunmayı güçlendireceğiz. Bunun için birlikte çalışılması gerekiyor" sözlerini de ekledi.

Twitter is purging a lot of spam/scam accounts right now, so you may see your follower count drop

ÇİN-TAYVAN GERİLİMİNDE NE OLUYOR?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Çin lideri Şi Cinping ve ABD lideri Joe Biden görüşmesi ve ABD Savunma Bakanlığının karşı çıkmasına rağmen Tayvan’a ziyaret gerçekleştirdi. Peloisi’yi taşıyan uçak 2 Ağustos’ta yönünü Tayvan’a çevirdi. Bununla birlikte Çin SU-35 savaş uçakları Tayvan Boğazı üzerinde uçtu. Çin, Tayvan boğazına giren uçakları düşüreceğini açıkladı. Ancak, Çin’in tüm sert açıklamaları ve tehditleri havada kaldı. Pelosi Tayvan’a gece yarası indi ve Taipei’deki otelin önü Tayvanlılar ve basın mensupları ile doluydu. Ertesi sabah Pelosi ve beraberindeki heyet Tayvan Parlementosunda, Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai İng – Wen ile ortak basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasından hemen önce Wen, Pelosi’ye Tayvan’ın en büyük devlet nişanesini taktı. Hemen ardından Pelosi Tayvan’ı “Direnç Adası” olarak nitelendirdi. Pekin’den tepki gecikmedi, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi geziyi “Çin’in iç işlerine karışmak, Tek Çin politikasına ve Çin’in toprak bütünlüğüne karşı çıkmak” olarak nitelendirdi. Çin aynı zamanda Tayvan’ın altı bölgesinde eş zamanlı ve gerçek mühimmatlar ile tatbikat yürüttü.Tayvan Dışişleri Bakanlığı, 6 Ağustos 2022’de bir açıklama yayımlayarak Çin Dışişleri Bakanının, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin bu hafta başlarında Tayvan’a yaptığı ziyaretin “Çin’in egemenliğini” ihlal eden bir eylem olduğu yönündeki iddialarını reddederek artan bölgesel gerilimler için Pekin’i suçladı.Bakanlık basın açıklamasında, Çinli Bakan Wang Yi’nin söz konusu ziyarete ilişkin olarak “Çin’in egemenliğini ihlal ettiği” ve “Tayvan Boğazı’nın barış ve istikrarını baltaladığı” iddialarını geri çevirdi, Pekin’in Pelosi’nin Taipei’ye yaptığı 25 yıl içerisindeki en üst düzey Amerikan resmi ziyaretini, Tayvan yakınlarındaki sularda “tehlikeli askeri tatbikatlara başlamak için bir bahane” olarak kullandığını belirtti.ABD’nin uçak gemisi USS RONALD REAGAN, Tayvan çevresinde planlandığından daha fazla devriye atacağını duyurdu.Çin’in 7 temmuz bitmesi planlanan Askeri tatbikatı belirtilen tarihte bitmedi.Tayvan ordusu buna cevap olarak 9 ve 11 Ağustos tarihleri arası Çin’e yakın kıyı şehri Fengshan’ın Pingtung sahilinde Tianlei Tatbikatı’na(Gök Gürültüsü) başlattı. Tatbikata 78 bin 155 obüs ve 6 bin 120 havan topu sevk edildi.Tatbikata 43. Topçu Komutanı, 333. Tugay, Hualien Savunma Komutanlığı, Doğu Bölge Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Departmanı da katıldı.TAYVAN NEDEN ÖNEMLİ?Tayvan’daki Çip üretimi dünyada ve özelikle ABD’de yaşanan çip krizi için büyük önem taşımaktaydı. Geçen yıl, Tayvan daha ince, daha hızlı ve daha güçlü yonga setler (veya yarı iletkenler) üretme yarışına öncülük etti. En hızlı yonga setleri, yapay zeka ve yüksek hızlı bilgi işlem gibi hızla büyüyen dijital endüstrilerin önemli bir bileşenidir. En ince çipler, evlerin, arabaların, ev aletlerinin ve hatta giysilerin 5G ağları aracılığıyla akıllı telefonlara ve sesle etkinleştirilen hoparlörlere bağlanacağı yaklaşan Nesnelerin İnterneti’ne güç sağlayacak.Bir başka deyişle Çip, 21. asır için her şeydir. Askeri ve teknolojik üretimler çiplere bağlıdır ve Çin, hem çip hem de nadir bulunan elementler konusunda ABD’yi geride bırakmış durumda.Haliyle bunu hazmedemeyen ABD geçen hafta, Çin’i çip endüstrisinde yakalayabilmek için 52 milyar dolarlık fon ayırma kararı aldı.Tayvan aynı zamanda en kritik 5 yarı iletken üretiminde dünyanın tartışmasız lideri konumunda.Çin’in Tayvan’ı ele geçirmesi demek, yüksek teknolojide ABD’ye karşı tartışmasız bir küresel üstünlük kurması manasına gelmektedir.