Rusya-Ukrayna savaşı, Çin-Tayvan-ABD geriliminde ŞİÖ etkisi

Haber Giriş Tarihi: 15.09.2022 23:08
Haber Güncellenme Tarihi: 15.09.2022 23:08
https://www.qha.com.tr/

Özbekistan’ın Semerkant şehrinde düzenlenecek olan Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi'ne (ŞİÖ) Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in özel daveti üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Semerkant’ta gerçekleşen Şangay İşbirliği Örgütü çerçevesindeki gelişmeleri, Emekli Kurmay Albay Mehmet Zeki Bodur değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi kapsamında Özbekistan'ın Semerkant kentine gitti. Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin'in daveti üzerine Şangay Zirvesi'ne katılacak. Zirvede bir araya gelecek olan iki lider, başta tahıl sevkiyatı olmak üzere birçok konuyu değerlendirecek. Kırım Haber Ajansı, Semerkant'ta gerçekleşecek olan Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesini, SG Kur. Alb. (E) Mehmet Zeki Bodur'a sorduk.

 TÜRKİYE, ŞİÖ TOPLANTISINA DİYALOG ORTAKLIK STATÜSÜNDE KATILACAK Türkiye Şangay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) "Diyalog Ortaklığı" statüsünde üye olsa da Türkiye özel olarak davet edildi. Bu davet hakkında ne söylemek istersiniz?

Toplantı, 15-16 Eylül'de Özbekistan'ın Semerkant şehrinde 14 üye ülkenin devlet başkanlarının katılımıyla gerçekleşecek. Toplantıda yer alacak ülkelere baktığımızda, Türkiye’nin yanı sıra örgütün daimî ve gözlemci üyeleri ile birlikte, Türkmenistan cumhurbaşkanı da toplantıya katılacak. Öncelikle, Diyalog Ortaklık konusuna değinmek istiyorum. 2005 yılında Türkiye Şangay İşbirliği Örgütüne katılım başvurusu yapmıştı ama o dönem reddedilmişti. Türkiye katılıma ilişkin bu tutumunu sürdürdü. Türkiye, 6-7 Haziran 2012 tarihlerinde Pekin’de düzenlenen ŞİÖ Devlet  Başkanları Zirvesi’nde oybirliğiyle Diyalog Ortaklığı’na kabul edilmiştir. 2008 yılında Şangay İş birliği Örgütü ile irtibat kurmak isteyen ve gözlemci konumunda olmayan üçüncü ülkeler için örgüt, kurumsal bir mekanizma geliştirdi ve Diyalog Ortaklığı statüsünü verdi. Türkiye de bu statüde yani Diyalog Ortaklık statüsünde katılacak. Diyalog Ortaklığı Statüsü ne anlama geliyor? Sorusuna cevap verdiğimizde, bu statü üçüncü ülkelerin Şangay İşbirliği örgütüyle belirli alanlarda ve sınırlı iş birliyle sınırlı olarak iş yapma imkanı veriyor. Tabii bu gözlemci olan ülkelerin statüsünün altında, misafir katılımcılar statüsünün ise üzerinde olan bir durumdur.

NATO üyesi olan Türkiye Şangay İşbirliği Örgütünde ne gibi roller üstlenebilir?

Şangay İşbirliği Örgütü mevcut üyeleri ve etkileşim alanıyla bugün Rusya, Çin ve Türkistan devletleri gibi siyasi, askeri ve ekonomik açıdan önemli güçleri bünyesinde barındırmaktadır. İran, Pakistan ve Hindistan’ın üyelikleri sonucunda örgütün mevcut gücünden daha büyük bir gücü elinde tutacağı önemli bir gerçektir. ŞİÖ mevcut üyeleri ve etkileşim alanlarıyla Rusya, Çin ve Türk devletleriyle siyasi ekonomik askeri gibi önemli güçleri de bünyesinde barındırıyor. Bunların arasında Hindistan, Çin ve Rusya gibi ülkeleri sayabiliriz. İran, Pakistan ve Hindistan üyelikleri sonucunda da örgütün mevcut gücünden daha büyük bir gücü ortaya çıkardığı görülüyor. Ancak bu ülkelerin katılımlarıyla dahi bile örgütün kısa ve orta vadede BM, NATO ve AB gibi örgütlerle siyasi, askeri ve ekonomik olarak başa baş geleceği mümkün değildir.

Örgüt halihazırda her ne kadar güvenlik örgütü gibi görülse de, mevcut yapısı itibarı ile ekonomik iş birliği örgütü gibi görünüyor. Son olarak öncelikle örgütün NATO gibi küresel gücünü artırması için atması gereken bazı stratejik adımlar bulunmaktadır. İlk aşamada örgüt kurumsal yapılanmasını tamamlamalı, yönetim mekanizması da buna uyumlu hale getirilmelidir. Örgüt savunma ve askeri anlamdan ziyade bugün daha çok AB gibi bir birliktelik yoluna gitmektedir. Ama benim gördüğüm kadarıyla ŞİÖ, NATO gibi bir organizasyona sahip değil. AB gibi bir birliktelik oluşturmaya yönelik bir çaba içerisindeler. NATO gibi veya AB gibi bu örgütün henüz kendi içerisinde bir birliktelik oluşturduğu söylenemez. Örgütün kısa vadede AB veya BM ve NATO gibi organizasyon yapısına sahip olması imkanı görünmüyor. Diğer taraftan baktığımızda örgütün kendi içerisinde de ekonomik anlamda ticareti de yeterli görünmüyor. Bu durum dünyanın en büyük ekonomilerinden olan Çin ve Hindistan bile yeterli değil. Bu nedenle ilk olarak örgüte üye ülkeler  arasında da ticaretin artırılması gerekli görünüyor. Örgütün NATO gibi bir organizasyona sahip olması veya ona rakip olması konusu Rusya ve Çin’in ortak kararlarda kendini gösterecektir.  Bölgeye baktığımızda Pasifik gücün yükselişini bütün dünya görüyor. Türkiye de bu planlamalar dahilinde kendi rolünü bu örgüt içerisinde belirlemek zorunda. Türkiye bu noktada özellikle Çin ve Rusya konusunda ilişkilerini mümkün olduğunca karşılıklı ve kazan kazan politikasıyla yapması gerekiyor. Eğer bunları bugünden inşa etmezse örgütte gelecekte alacağı rollerde buna yönelik olarak artacaktır veya azalacaktır. Bu noktada örgütte karşılıklı fayda içinde bazı ittifak arayışlarına girebilir. Bu noktada NATO üyesi olan Türkiye savunma ve güvenlik alanlarındaki tecrübeleri ile çok önemli bir adaydır.  NATO üyeliği kapsamında baktığımızda, Türkiye NATO üyeliğinde elde ettiği tecrübeyi eğer örgüt içerisinde ileride meydana gelecek NATO benzeri bir güç olması bir durumunda, aktarabilmesi durumunda bu örgüt içinde önemini artıracağı gibi, bu örgüt için büyük bir kazanım olacaktır. Örgütte zaten bu noktada genişlemesini sadece Orta Asya ve Pasifik'te, Uzak Doğu İle sınırlı tutmayıp başka alanlarda başka coğrafyalardan da üye kabul edebileceği söyleyerek bunu göstermeye çalışıyor. Uzun vadede aslında baktığımızda örgütte kendisine başka bölgelerden de partner bulmaya çalışıyor ve bu partnerlerin içerisinde en önemli adayında Türkiye’nin olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konumu ile hemen Batı’ya yakın hem de doğuya yakın ikisinin ortasında bir geçiş köprü olarak görev alıyor. Bu köprü görevini NATO üyeliğinden aldığı tecrübeleriyle ileride ŞİÖ’ye aktarabilir. Mükemmeliyet merkezleri ile bu işbirliğini geliştirebilir. Tabi bu noktada bu işbirliğine NATO ne tepki verir, bu soru işareti. Türkiye’nin de belli şartlarda NATO’ya karşı yükümlülükleri var. Askeri ve siyasi anlamda baktığımızda son zamanlarda Türkiye’nin önemi gerek Ukrayna Savaşında gerekse tahıl sevkiyatında rolü nedeniyle büyük önem kazandı.

"UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI'NDA BARIŞ GÖRÜŞMELERİNDE TÜRKİYE ODAĞI KENDİ, ÜZERİNE TOPLAMAYA BAŞLADI"

Rusya’nın Ukrayna’ya işgali, Çin- Tayvan-ABD gerilimin gelişim süreci devam ederken ŞİÖ üzerinde şüphesiz etkisi olacaktır. Ne gibi bir etkisi olabilir? Türkiye bundan nasıl etkilenir?

Şimdi günümüzde ABD'nin birinci önceliği Pasifik'teki Çin olmasına rağmen dünya açısından baktığımızda fiiliyattaki önceliği Ukrayna üzerinde Rusya’dır. Ancak ABD önceliklerinin Çin ve Rusya olmasına rağmen ABD’liler bence stratejik bir hata yaparak Rusya'yla olan Ukrayna krizini öne aldılar. Bu olayda bir stratejik hata yaptı bana göre.

Neden yaptı? Çünkü esas hedefi öncelikle sadece Çin olmasına rağmen ki Tayvan gerilimi bunu gösterdi Ukrayna Savaşı olsun, Şangay İşbirliği Örgütü adı altında örgütteki başat ülkelerin bir anda bir araya gelmelerine ve birbirlerine destek olmalarına neden oldu. Halbuki öncelikli olarak eğer Çin ile olan meselelerini halletmeye gitseydi belki bu birliktelik olmayacaktı. Daha kolay bir birliktelik oluşmasına neden oldu. Bugün işte biliyorsunuz bu zirvede de Çin devlet başkanı olsun, Rusya devlet başkanı olsun, bütün devlet başkanları kendi arasında görüşmeye gidecekler. Burada görüşmenin ana konusu hem Çin Tayvan gerilimi hemde Ukrayna savaşı olacaktır, hem de gıda güvenliği konusu olacaktır. Ayrıca az önce değindiğim, gıda güvenliği ve tahıl sevkiyatı sevkiyatı yolunun güvenliği olacaktır Bütün bunları aslında bu Şangay İşbirliği Örgütü'nün öneminin artmasına neden oldu. Türkiye açısından baktığınızda ne oldu? Türkiye- Ukrayna krizinde baştan beri her iki tarafın kazanmaması üzerine bir denge üzerine gitmeye çalıştı. Çünkü iki tarafın bir anda kazanması ve o bölgeye konuşlanması Türkiye'nin öneminin kaybolmasına yol açacaktı. Türkiye ne yaptı? Hem Rusya ile olan ilişkilerini hem de Ukrayna olan ilişkilerini devam ettirdi. Barış görüşmelerinde Türkiye odağı kendi üzerinde topladı. Nihayet Ukrayna'dan sevk edilen tahıl krizinde rol aldı ve bunun sonunda Türkiye'nin önemi savaşın uzaması ve savaşın sonuçlanmaması Türkiye'nin işine yaradı. Sonrasında baktığınızda demin söylediğim gibi tahıl sevkiyatı konusunda İran ve Azerbaycan üzerinden yeni bir koridor açılması bu durumda da Türkiye'nin buradaki önemini kaybetmesine buradaki inisiyatifin belki de Şangay İşbirliği örgütüne geçmesi ihtimali olacağını da değerlendiriyorum.