Rusya'da Çerkeslere karşı uygulanan kurumsal ırkçılık endişe yaratıyor

Türkiye'de yaşayan Çerkes/Kafkasyalı bireyler tarafından kurulan Çerkes Enformasyon Ofisi, Rusya'da Çerkeslere karşı yükseltilen kurumsal ırkçılığa dair bir basın açıklamasında bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 11.09.2020 21:03
Haber Güncellenme Tarihi: 11.09.2020 21:03
https://www.qha.com.tr/

Türkiye'de yaşayan Çerkes/Kafkasyalı bireyler tarafından kurulan Çerkes Enformasyon Ofisi, Rusya'da Çerkeslere karşı yükseltilen kurumsal ırkçılığa dair bir basın açıklamasında bulundu.

Çerkes Enformasyon Ofisi'nin bildirisinde Rus hükumetinin Kafkasya politikası eleştirilerek, "Bu politikaların halklar arasında nefret tohumları ekmesinin bölgeyi nasıl bir kaosa sürükleyeceğini görüyor ve endişe ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Çerkes Enformasyon Ofisi, yayımladıkları “Rusya’nın Kolonyalist Politikalarına Karşı Çerkesler Sesini Yükseltiyor” başlıklı bildiride Rus hükumetinin politikalarını eleştirirken, kolonyal geçmişi hatırlatan heykellerin dikilmesine karşı olduklarını duyurdu.

1 MİLYONUN ÜZERİNDE ÇERKES KATLEDİLDİ

Rusya'nın Çerkeslere uygulanan soykırımı hatırlatan Çerkes Enformasyon Ofisi, "Çerkesler yüzlerce yıl birlikte yaşadıkları diğer Kuzey Kafkasya halklarıyla birlikte anavatanları Kafkasya’yı savunmak için on dokuzuncu yüzyılda dönemin Çarlık ordularına karşı amansız bir direniş sergilediler. Direnişin son aşamasında tüm ordu güçlerini Kafkasya’nın son direniş merkezi olan Kuzey Batı Kafkasya’da bulunan Çerkesya’ya yığan Çarlık ordusu karşısında daha fazla dayanamayan Çerkesler, 21 Mayıs 1864 tarihinde Çerkesya’nın başkenti Soçi’de (Kbaada Vadisi’nde) büyük bir katliama uğratılarak yenildiler. Bu süreçte yüzlerce Çerkes yerleşimi yok edildi, yüzbinlerce masum Çerkes katledildi ve yaşam alanları tarumar edildi. Bu dönemde yaklaşık bir milyonun üzerinde Çerkesin katledildiği tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. 2014 yılında Çerkeslerin tüm itirazlarına rağmen Rusya tarafından Kış olimpiyatlarının gerçekleştirildiği Soçi’de, sürgünden sonra Rusya tarafından gerçekleştirilen nüfus sayımına göre sadece 98 Çerkesin kaldığı kayıtlara geçmiştir. Bu rakam dahi Çerkes Soykırımı’nın boyutlarını gözler önüne sermek için yeterlidir." diye bildirdi.

YÜZ BİNLERCE ÇERKES OSMANLI TOPRAKLARINA SÜRÜLDÜ

Açıklamada, Osmanlı topraklarına sürgün edilen Çerkeslerin, zorlu koşullara dayanamayarak hayatını kaybettiği belirtilirken, şöyle kaydedildi:

"Gerçekleştirilen katliamlardan sağ olarak kurtulabilen Çerkeslerin büyük bir kısmı ise dönemin Osmanlı topraklarına sürgüne tabi tutulmuştur. Bu sürgün esnasında da yüz binlerce Çerkes zorlu koşullara dayanamayarak hayatını kaybetmiştir. Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nün ardından Kafkasya’da kalabilen az sayıda Çerkes ise Rusya’nın kolonyal politikaları altında yaşam mücadelesini sürdürmek zorunda kalmıştır. Bu sebeple 21 Mayıs, modern Avrupa tarihinin ilk soykırımı ve bizler tarafından Çerkes Soykırımı’nın dünyaya hatırlatıldığı gündür. Bağımsızlık ve özgürlük yolunda mücadele edenleri ve Çarlık Rusyası elinde katledilen bir buçuk milyon insanımızı tekrar hatırladığımız ve kimliğimiz adına adalet arayışımızı tüm dünyaya ilan ettiğimiz, biz varız diye haykırdığımız gündür."

KAFKASYA'DA GERÇEKLEŞTİRİLEN İNSAN HAKLARI İHLALLERİ

Kafkasya'da gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine dikkat çeken Çerkes Enformasyon Ofisi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"Aradan geçen 150 yıldan fazla zamana rağmen Rusya’da rejimler değişse de Kafkasya politikasında bir değişiklik olmamıştır. Özellikle 2000 sonrası tüm Rusya’da sergilenen ve uzmanlar tarafından Putinizm olarak adlandırılan dönem; Kuzey Kafkasya halkları ve Rusya’da yaşayan Rus etniğinden olmayan tüm diğer halklar için kâbusa dönüşmüş durumdadır. AİHM nezdinde Rusya’nın en çok mahkum olan ülke olması ve bu insan hakları ihlallerinin çoğunun Kafkasya’da gerçekleşiyor olması dahi Rusya’nın pozisyonunu görünür kılması açısından önemlidir.

"PUTİN'İN İKTİDARINI UZATMA ÇABASI ÖNEMLİ SORUN"

Rusya genelinde 2000’li yıllardan başlayarak inşa edilmeye çalışılan anti demokratik rejim, en son anayasa değişikliğiyle kendisini kurumsal bir hüviyete bürümüş ve göstermelik olarak gerçekleştirilen bir referandum ile hukuki statüsünü kazanmıştır. Bu anayasa değişikliği dünya kamuoyunda Putin’in iktidarını uzatma çabası olarak, yüzeysel bir şekilde değerlendirilse de esas önemli sorun; yapılan anayasa değişikliği ile Rusya’da yaşayan ve etnik olarak Rus olmayan halkların ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendirilmesidir. Bu anayasa değişikliği gerçekleştirildikten sonra Rusya’da örgütlü bir şekle bürünen ırkçı söylemlerin artması, özellikle Kafkasya’da gerçekleştirilen provokatif girişimler, aktivistlere yapılan baskılar göstermektedir ki; Rusya kolonyal geçmişiyle yüzleşmek yerine gerçekleştirdiği sivil katliamlarla ve kolonyal mirasıyla övünen, yeni katliamların kapısını aralayabilecek bir niteliğe bürünmüştür.

AKTİVİSTLER DÜZMECE SUÇLAMALARLA GÖZALTINA ALINDI

Bu süreçte Çerkes kültürü ve kimliği ile ilgili çalışmalar yapan Ruslan Guashev gibi toplum önderlerinin ve Martin Kochesoko gibi aktivistlerin düzmece suçlamalarla gözaltına alınıp yargılanmaya başlanması, diasporadan vatanına dönen Koble Muammer Canıdemir gibi bazı isimlerin hukuksuz şekilde vatandaşlık iptal davalarıyla sınır dışı edilme girişimleri ve benzeri örnekler, bütün demokrasi taraftarlarına ve özellikle Kuzey Kafkasya bölgesinde yerel kimlikleri koruma ve yaşatma çabalarına karşı Rusya tarafından verilen gözdağıdır. Bu baskılara rağmen Kafkasya’da faaliyet gösteren insan hakları aktivistleri ve toplum önderleri başta olmak üzere Çerkes diasporası örgütleriyle birlikte, Rusya’da demokrasiye inanan Maksim Şevcenko gibi aktivistler, Rusya’nın devlet birimlerinin baskıladığı aktivistlere sahip çıkarak çeşitli etkinliklerle konuyu gündem etmeye çalışmaktadır. Hala devam eden Martin Koshesoko davasına Çerkesler tarafından verilen tepkiler bu baskı politikalarına rağmen Çerkeslerin politik ve sivil direnişlerine devam edeceklerini göstermektedir. "