Prof. Dr. Hasgüler: Kıbrıslı Türklerin DSÖ'ye ortak üyeliği için Türkiye'den destek bekliyoruz

KKTC YÖDAK Başkan Yardımcısı, akademisyen Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıslı Türklerin acilen Dünya Sağlık Örgütüne "ortak üye" yapılması çağrısı yaptı. Prof. Dr. "Salgınla mücadele için Kıbrıslı Türkler acilen DSÖ'ye ortak üye yapılmalıdır" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 13.03.2023 17:26
Haber Güncellenme Tarihi: 13.03.2023 17:26
https://www.qha.com.tr/

Ömer Cihad KAYA QHA Ankara

Dünya, Çin'den yayılan yeni tip koronavirüs ile amansız bir mücadele veriyor. Pek çok ülke, salgınla mücadele eden diğer ülkelere tıbbi yardım ve maddi destek sağlıyor. Şüphesiz ki, küresel salgınla mücadelede en önemli pay da Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütüne düşüyor. Ancak, BM tarafından tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan Türkler, bu konudan muzdarip durumda. Uluslararası kurumlar salgınla mücadelede gözlerini Güney Kıbrıs'a çevirmişken; Kuzey Kıbrıs'taki Türkleri görmezden gelmekte.

Bu durumu gündeme getiren KKTC YÖDAK Başkan Yardımcısı, akademisyen Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıslı Türklerin acilen Dünya Sağlık Örgütüne "ortak üye" yapılması çağrısı yapıyor. Prof. Dr. Hasgüler, "KOVİD-19 Salgınına karşı Kıbrıslı Türkler Dünya Sağlık Örgütü’ne Ortak Üye Olmalı" adıyla bir kampanya başlatarak; başta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve üye ülkelerin devlet başkanlarına seslendi. Hasgüler, Kıbrıslı Türklerin, DSÖ'ye ortak üyelik gibi en doğal haklarından birisini alması için en önemli desteği de Türkiye'den bekliyor.

"SALGINLA MÜCADELEDE KIBRISLI TÜRKLER YOK SAYILIYOR"

Konunun detaylarını sorduğumuz Prof. Dr. Mehmet Hasgüler'in açıklamaları şu şekilde:

Kıbrıs Türklerinin elindeki en önemli argüman, Birleşmiş Milletler'in 1960'ta onayladığı eşit egemen kurucu statüsüdür. Bu statümüzü öne sürerek uluslararası alanda sağlık sorunlarına çare bulmak amacıyla kurulmuş olan Dünya Sağlık Örgütüne ortak üyelik statüsüne, Birleşmiş Milletler üyesi bir devlet tarafından salgın döneminde döneminde önerilmeli ve Kıbrıs Türkleri ortak üye yapılmalıdır. Böylece DSÖ'nün evrensel sağlık standartlarını açılacak bürosu ile hasta (ölüm) sayıları takip edilecek. Bugün, ne yazık ki, koronavirüs salgınıyla mücadele konusunda Kıbrıs deyince akla hemen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gelmektedir. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü, Güney Kıbrıs'ta salgınla mücadeleyi takip ediyor. Her türlü desteği veriyor. Şube açılıyor, doktorlar gönderiliyor. Ancak onlarla aynı adayı paylaşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Türkler kendi kaderlerine terk edilmiş durumda.

Halbuki DSÖ mevzuatı, bugün yaşadığımız sorunlara ilişkin, uluslararası ilişki kuramayan bölge veya bölgelerle ilgili bir ortak üyelik çözümünü ortaya atmıştır. Bizim amacımız, Dünya Sağlık Örgütünde Kıbrıslı Türklerin de yer alması, oy hakkı olmasa bile Dünya Sağlık Örgütü'nce takip edilmesini, dünyanın her eşit ve egemen toplumu gibi bu örgütte yer almasını sağlayabilir. Aksi taktirde, Kıbrıslı Türkler koronavirüs salgını ile yapayalnız bırakılmış oluyor ve Kıbrıslı Türkler yok sayılıyorlar. Halbuki, BM'nin 1959-1960 anlaşmaları, ortak, eşit ve egemen saymış bu toplumu. Bilinmelidir ki, bu salgınla mücadele evet, bugün KKTC'de kontrol altında. Ancak, bu işler böyle kalmayabilir. Belki bu salgınla mücadelede Kıbrıslı Türkler yok olacak bunun garantisini kim verebilir?

"KIBRISLI TÜRKLERİ TANIMANIZ GEREKİYOR SAĞLIK KONUSUNDA SİYASİ BAKMAMALIYIZ"

Biz bu çerçevede, bir kampanya başlattık. 20-25 gündür şahsi sosyal medya hesaplarımdan bu durumu yazıyorum. Bir uluslararası örgütler uzmanı olarak, Kıbrıslı Türklerin artık görmezden gelinmemesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. İsteğimiz şu, evet belki KKTC'yi tanımıyorsunuz ama Kıbrıslı Türkleri tanımak ve sorunlarıyla ilgilenmeniz gerekiyor.

"TÜRKİYE'NİN DSÖ ÜYESİ GÜÇLÜ BİR ÜLKE OLARAK BU İŞE ÖNAYAK OLMASINI İSTİYORUZ"

Şunu ifade etmek isterim ki, koronavirüs, Kıbrıs Türklerini yok ediyor. Yıllar önce Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, burada Malarya salgınına karşı ortak savaş vermişlerdi. Dolayısıyla, eğer bu pandemiyle küresel bir savaş veriliyorsa bu durumda göz ardı edilmemeli. Demek ki, DSÖ ve BM'nin, bazı şeyleri gözden geçirmesi gerekiyor. Her konuya, siyasi bakmamalıyız, insani bakmalıyız. Sağlık temel bir haktır ve bu toplum bu güne kadar en az Rumlar kadar bunu hak etmektedir. Bu konu, dünya kamuoyunun dikkatini çekmesi gereken bir konudur. Diyoruz ki, bari sağlık konusunda siyasi olmayalım... Ayrıca, buradan sizin vesilenizle Türkiye'deki tüm partilere çağrı yapıyorum. Türkiye, DSÖ ve BM üyesi güçlü bir ülke. Kıbrıs Türklerinin ortak üyeliği konusunda bir başvuru yapmasını bekliyoruz ve bunun salgın şartları dolayısıyla hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını talep ediyoruz.

Ben konuyla ilgili, Sayın Erdoğan'a, Trump'a, Putin'e, Macron'a, Johnson'a, hatta Yunanistan Başbakanı ve GKRY Cumhurbaşkanı'na, BM Genel Sekreterine bu taleplerimizi gönderdim. Ayrıca, Türkiye'nin bu konuya ilgi göstermesi için, tüm muhalefet liderlerine de taleplerimizi ilettik. Ayrıca, TBMM Sağlık İşleri Komisyonundan bizi arayanlar oldu, konuyla alakadar olacaklarını söylediler. Bekliyoruz, belki sizin vesilenizle bu iş Türkiye kamuoyuna mal olur.

PROF. DR. MEHMET HASGÜLER KİMDİR?

1998 yılında Ankara Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında doktorasını tamamlamıştır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarda bulunmuştur. 2001-2015 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmış; 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör unvanını almıştır. İstanbul Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi’nde kısmi zamanlı olarak dersler vermiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2003-2004 yılları arasında Bölüm Başkanlığı, 2004-2006 yılları arasında Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Birçok ulusal ve uluslararası bilimsel etkinlikte bilim komitesi üyesi olarak görev alan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Uluslararası Politika, Kıbrıs, Üçüncü Dünya Ülkeleri, Uluslararası Örgütler, Türk-Yunan İlişkileri gibi konularda konferanslar vermiştir.