Karatay: "Yeni seçilen vekillerimiz Kırım ve Kırım Tatarlarının haklarını savunacaktırlar"

Karatay: "Yeni seçilen vekillerimiz Kırım ve Kırım Tatarlarının haklarını savunacaktırlar"

Haber Giriş Tarihi: 04.10.2019 16:09
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2019 16:09
https://www.qha.com.tr/

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı, yapımcı ve yönetmen Zafer Karatay, Ukrayna'da yapılan parlamento seçimlerini değerlendirdi.

Milli Devlet Gazetesi'ne röportaj veren Karatay, yeni hükûmetin Kırım Tatarlarına bakışını ve Kırım Tatarlarının temel meselelerini anlattı.

Röportajın tam metni şu şekilde:

-Ukrayna'da yapılan seçimlerden "Halkın Hizmetkarı Partisi" açık ara farkla birinci çıkarak hükûmeti tek başına kurmaya hak kazandı, yapılan Ukrayna seçimleri hakkında neler söylemek istersiniz? Yeni seçilen hükûmetin Kırım Tatarlarına bakış açısı nasıldır?

-Geçtiğimiz aylarda Zelenskiy, Ukrayna’da Cumhurbaşkanı olarak seçilmişti. Lakin parlamentoda çoğunluk değildi ve pek taraftarı yoktu. Dolayısıyla yetkilerini kullanarak parlamentoyu feshetti ve erken seçim yaptı. Bunun sonucunda da onun partisi birinci parti olarak çıktı.

Şimdi Ukrayna’da köklü bir siyasi değişim var. Neticede Zelenskiy’nin fikirleri, iç politika ve dış politika ile ilgili görüşleri çok bilinen birisi değil. Siyasi geçmişi olan birisi de değil. Kendisi televizyonlarda komedi programı yapan bir sanatçıydı. Zaten televizyonda yaptığı programların konusuna baktığımızda ülkeyi yönetme üzerine bir komedi programı üzerine olduğunu biliyoruz. Zelinsky, aslında hem Ukrayna’daki iç siyaset ile ilgilenen hem de Ukrayna’daki siyaseti dışarıdan takip edenler için, elbette kesin yargılarla şudur, şu görüştedir, şöyledir, böyledir diye söylemek mümkün değil. Seçimlerden önce bizim yol başçımız olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Poroşenko iktidara geldiğinden beri beraber çalıştılar. Kendisi, Poroşenko döneminde Kırım işlerinden sorumlu cumhurbaşkanlığı yetkilisi olarak görev yaptı ve Kırım Tatarları açısından Poroşenko’nun Kırım’a, Kırım Tatarlarına, Kırım’daki işgale karşı tutumları açık ve netti. Bu konuda hiçbir problem yaşanmadı. Zelenskiy de parti kurucusu iken cumhurbaşkanlığına aday olduğu süreçte yol başçımız Kırımoğlu, Kırım konusundaki görüşlerinin ne olduğunu kamuoyunda açık bir mektup yayınlayarak sordu.

Zelenskiy, Kırım ve Kırım Tatarları ile ilgili eski politikaları devam ettireceklerini, Ukrayna devlet politikaları yönünde beyanlar verdi. Biz Kırım Tatarlarını rahatsız eden herhangi bir beyanda bulunmadı. Dolayısıyla orada bir sıkıntı yaşanmadı ama tabi ki bu parti ve partilere adaylık noktaları içerisinde onun partisinden bir tepki gösterilmedi. Bu konuda çeşitli görüşmeler yapıldı. Bizim aday olanlarımızdan daha önceden söz verdikleri ve iş yaptıkları partiler vardı. Oradan oraya parti değiştirme Kırım’da çok meşhurdur. Fakat biz Kırım Tatarları hiçbir zaman bu olaylara katılmıyoruz. Belli bir konuda söz verdiğimizde o sözden asla caymıyoruz yani oradaki liderlerimiz prensipli olarak hareket ediyorlar.

Zelenskiy, partisinde çoğunluğu sağlayarak iktidar oldu. Ukrayna halkı Rusya’dan burada farkını da gösterdi. Yani eksikleri ve sıkıntıları olmasına rağmen demokrasinin orada hala iyi işlediğini, Rusya’ya göre çok çok daha ileride bir demokratik ülke olduğunu ve ülkede oyların ve fikirlerin serbestçe belirtildiğini, iktidarları yönetenleri değiştirebildiklerini gösterdi. Tabii Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra gelen iktidarlarda Sovyet Cumhuriyetlerinin büyük bir çoğunluğunda olan yolsuzluk, adam kayırma gibi şeylerden Ukrayna’da da vardı. Yanukoviç iktidarı devrildikten sonra eski Cumhurbaşkanı Poroşenko çok ağır sorunlarla iktidarı devraldı Cumhurbaşkanı oldu.

Cumhurbaşkanı olduğunda Kırım işgal edilmişti. Ukrayna, Doğu Ukrayna işgal edilmişti. Burada bir savaş yaşanıyordu ve Ukrayna ordusu Kırım işgal edildiğinde sadece 8.000 kişilik gücü olan çok zayıf bir ülkeydi. Kendini Sovyetler Birliği’nden sonra yenileyememiş, güncelleyememiş, ordusunu modernize edememiş bir Ukrayna… Ekonomik olarak da Rusya’ya büyük oranda bağlı bir Ukrayna vardı…

Poroşenko, bu savaş döneminde orduyu düzenlemiş, savunmaya ağırlık vermiş ve diğer sektörleri geliştirmek için de mücadele etmiştir. Bu sırada o da oldukça yıprandı. Ukrayna halkı da eski siyasetçilerin büyük bir kısmına oy vermedi.

Yeni çıkmış olan komedi sanatçısı Zelenskiy ve maalesef de yine bir rock sanatçısı olan Vakarchuk’u desteklediler ve böyle bir sonuç ortaya çıktı. Yeni bir koalisyon olması, söz konusu Zelenskiy’i tek başına iktidarı kazandırdı. Ama partisi, anketlerde yükselen trend olan, yeni bir parti. Hele Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra onun partisine yoğun bir ilgi oldu. Oturmuş gelenekleri olan bir parti değil, Zelenskiy’nin partisine %100 güvenmediği için ya da daha az bir muhalefetle karşılaşmak için diğer partilerde koalisyon kurulabileceği de söylendi. Görüşmeler de devam ediyordu ama bilemiyoruz tabii ki, Ukrayna siyaseti değişebilir. Kırım ve Kırım Tatarları açısından Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da Kırım konusundaki politikalarını ve diğer politikalarını da destekleyeceğini söyledi. Yaptığı işlerde her zaman arkasında olacağız dedi ve şu andaki işaretlerde Kırım ve Kırım Tatarları için çok endişelendirici bir durum yok ama bekleyip göreceğiz yaptığı uygulamaları ve söylediği şeyleri takip edeceğiz.

-Kırım Tatarlarının bölgedeki temel problemleri neler? Ne gibi sıkıntılar çekiyorlar? Bu problemlere ne gibi çözümler bulunmalıdır?

-Kırım’ın ve Kırım Tatarlarının en büyük problemi Rusya’nın işgali. Kırım Tatarları, 18 Mayıs 1944’te sürgün edildikleri vatanlarına yoğun bir dönüş süreci yaşıyorlardı. Sonra Sovyetler birliği dağıldı. Kırım, Ukrayna’nın içerisinde kaldı ama Kırım’daki Rus çoğunluk, Kırım o zaman bir bölge ve vilayet statüsündeydi. Kırım’daki çoğunluğu, iktidarı, elinde bulunduran Ruslar, Ukrayna’dan koparıp Rusya’ya bağlamak istediler ve o dönemde alelacele Kırım’da bir özerk Cumhuriyet ilan edildi.

Ukrayna’ya bağlı bu yönetim, tamamen eski Sovyetlerin, tutucu Rusların şovenist anlayışının olduğu bir yönetim hâsıl oldu. Buna karşılık Kırım Tatarları kurultaylarını topladılar ve 1991 yılında seçimlerini yaparak Kırım Tatarları Milli Kurultayı’nda egemenliklerini ilan ederek Kırım Tatar Milli Meclisi’ni kurdular. İşte Türkiye’nin de Türk kamuoyunun da desteğiyle hem Kırım’a dönüş süreci hem de milli haklarını elde etme mücadelesi yollarına geçtiler. Burada inişli çıkışlı grafikler çizilmesine rağmen adım adım haklarımızı alma yolunda ve Kırım’a dönme yolunda aşamalar kaydedildi.

Kırım Tatar Milli Meclisi için uzun yıllar boyunca tanınmadığı söylendi. İllegaldir denildi ama buna rağmen fiilî olarak Kırım Tatar Milli Meclisi’ni herhangi bir baskın, tutuklama, dava açma gibi teşebbüslerde bulunmadı. Kırım Tatar Milli Meclisi legal olarak her türlü faaliyetini Kırım’da sürdürdü ve halkın haklarını elde etme konusunda Kırımoğlu ve meclisimiz bu mücadeleyi sürdürdüler. İstediğimiz hakları tam olarak elde etmesek de en azından daha demokratik, daha özgürlükçü bir ortam içerisinde baskı, herhangi bir hapse atılma, sürgün, öldürme, kaçırma gibi şeyler olmadan sıkıştırılmış bürokrasi içerisinde haklarımızı peyderpey elde etmeye çalıştık. Bunun mücadelesini verdik ama 2014 yılında Rusya’nın işgalinde, Ukrayna dönemindeki 50 yılda büyük mücadelelerle elde ettiğimiz bütün hakları elimizden gitti. Kırım Tatar Milli Meclisi’ne baskın yapıldı. Yol başçımız Kırımoğlu ve pek çok arkadaşlarımız Kırım’dan sürgün edildi, giriş yasakları konuldu. Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetleri, mücadelesi boyunca asla teröre başvurmamıştır. Lakin Kırım Tatarları ve onların meclisleri terör örgütü gibi nitelendirildi. Faaliyetleri yasaklandı ve bunlar halen devam ediyor.

Sanki Kırım’da halkların her şeyin yolunda gittiğine yönelik çok güçlü bir Rus propagandası var. Türkiye’de de maalesef bu konuda çok eksik bilgiler var. İlgi, belli çevrelerde belli yerlerde oluyor ama halkın genelinde bu Rus propagandası etkileri görülüyor. Bir referandum yapıldı ve tabii ki illegal bir referandum. Halkın sadece %34.2’si silah zoruyla katıldı. Sanki Kırım halkının %80-90’ı Rusya’yı istemiş gibi hâlâ oy alanların üzerinde Kırım’da haklarını inşa etmeye çalışıyor. İşgalden beri birçok Kırım Tatarı kaçırıldı, şehit edildi. Şu anda birçok Kırım Tatar Türkünün babası ya şehit ya da hiçbir suçu olmadığı halde Rus hapishanesinde bekletiliyor.

Türkiye’nin Rusya ile inişli çıkışlı siyaseti, Avrupa siyaseti içerisinde Türkiye kamuoyundaki belli sayıda insanlar, maalesef Rusya’ya ve Putin’e sanki kurtarıcı olarak bakıyor. Amerika’nın Türkiye’ye yönelik politikalarını, İsrail’in Türkiye’ye yönelik yanlış politikalarının sanki iyileştiricisi Rusya’ymış gibi algı oluşturulmaya çalışılıyor. Rus propagandası da özellikle sosyal medyada Turancı, Türkçü, İslamcı, Ulusalcı gibi sahte profillerle Rusya yanlısı propagandalar yapıyor. Türkiye’ye karşı Avrupa Birliği’nin Amerika’nın İsrail’in, yanlış, asla tasvip etmediğimiz politikalarından da istifade ederek Rusya’yı yücelten kampanyalar yapılıyor. Tıpkı Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin çektiği mağduriyeti, şu andaki durumları, Kırım’daki Türklerden daha da felaket bir durumda ama maalesef, Türkiye’de birçok Çin sevici sanki öyle şeyler yokmuş gibi savunuyor. Bir de yetmiyormuş gibi biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Uygurlara yönelik izlediği politikayı sözde tasdik eden 23 tane ülke çıktı. Doğu Türkistan’da kardeşlerimizin maruz kaldığı propagandaya giderek artan bir şekilde Kırım Tatarları, Kırım Türkleri de maruz kalıyor. Şu anda en önemli mücadelemiz Rus propagandasına karşı mücadele edip Kırım’daki gerçek durumu Kırım Türkleri’ne uygulayanları, zulmü, baskıları ve Rusya’nın aslında Türkiye ve Türk Dünyası üzerindeki gerçek niyetlerinin ne olduğunu anlatmaya gayret ediyoruz. İşte sağ olun sizler gibi arkadaşlarımızın ilgisi ve desteği bu konuda en büyük destekçimiz.

-Son dönemde sizin de bildiğiniz üzere Türkiye ve Rusya, S-400 meselesi başta olmak üzere dış politikada bir ittifak güttüğünü görüyoruz. Bu ittifaka Kırım Tatarları nasıl bakıyor?

-Biz elbette Yolbaşımız Kırımoğlu ve Meclis Başkanımız ile beraber Türkiye’nin büyükelçisi, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ile Sayın Cumhurbaşkanımızla özel olarak çeşitli defalar görüşme yaptık. Bu da Türkiye Cumhuriyeti politikasından ve bunu dile getirmekten resmî olarak vazgeçmedi. Kırım’ın ilhakını ve Kırım Tatar Milli Meclisi’nin kapatılmasını tanımıyoruz. Bizim Kırım’a ve Kırım Türklerine olan desteğimiz devam ediyor dediler. Şimdi günümüzde asimetrik bir politika var yani topyekûn bir politikadan ziyade biz şu ülkeyle şu konuda anlaşırız ama şu konuda anlaşamayız gibi. Farklı düşündüğümüz olaylar mevcut. Bunu günümüzde birçok ülke böyle yapıyor. Türkiye’nin bugünkü dünya konjonktüründe, Suriye, Kuzey Irak, Yunanistan ve Doğu Akdeniz gibi diğer meseleler Avrupa birliği ile ilişkileri Dünya ile ilişkileri neden bu noktaya geldi gibi bir mesele var. Gelinen noktada kendisinin milli güvenliği açısından politikalar izliyordu ve bundan bizle ilgili olarak açıklamalar getiriyordu ama biz burada konuya Türkiye’nin Rusya’ya ne kadar bağımlı olacağı ve bunun nereye kadar götürüleceği hususundan bakıyoruz.

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, daha önceki demecinde de söylemişti “Kırım işgal edilebilir, Kırım tekrar işgalden kurtulabilir ama Türkiye’ye bir şey olursa bizim Kırım’ın ve bütün Türk Dünyası’nın umutları gider.” Yani Türkiye’ye biz hiçbir şey olmasını istemeyiz ve Türkiye’nin milli güvenliği bizim için şu anda hepsinden de önemlidir. Biz bir Kırımlı olarak Kırımlı olmanın ötesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak elbette Türkiye’nin güvenliği ve menfaatleri her şeyin üstüne gelir. Biz de dikkatle bunun nereye kadar varıp, nereye kadar varmayacağı konusunda bekliyoruz. Zaman bize ne olacağını gösterecektir. Rusya’ya bağımlı olmayı ve Rusya’nın ipi ile kuyuya inmeyi tehlikeli buluyoruz. Elimizden geldiğince bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz.

Türkiye’nin varlığı bekası ve milli güvenliği hepimizi ilgilendiriyor. Kırım’daki insanlarımızla Türkiye hakkında konuşuyoruz onlar da bizim kadar yakından takip ediyorlar ve bizim gibi seviniyorlar, bizim gibi üzülüyorlar. Türkiye’nin durumunu ve gelişmelerini takip ediyorlar. Ne olursa olsun ama Türkiye’ye bir şey olmasın diye dua ediyorlar. Yeter ki Türkiye milli bir politika izlesin ve milli duruş göstersin istiyorlar.

-Gerçekleştirilen seçimler doğrultusunda Kırım Tatarlarının milli lideri ve yolbaşçısı Mustada Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz ve Rüstem Umerov seçimlerde başarılı oldular. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Biz aslında 5-6 tane milletvekili seçilecek diye tahmin ediyorduk. Lâkin seçimlere katılma oranı gerçekten Ukrayna tarihinin en düşük seviyesindeydi. Seçimlere katılma oranı daha yüksek olsaydı bizim en azından 2-3 tane daha milletvekilimiz daha olurdu. Ama zannediyorum ki bu koalisyon ve hükûmetin içerisinde hükûmetin resmi organlarında, özellikle Avrupa Birliği’nde, yine meclisimizin onay verdiği meclisimizin isteği doğrultusunda Ukrayna hükûmetinin görev vereceğini bekliyoruz. Çünkü Kırım’ın içinde bulunduğu durum ve Kırım Tatarlarının durumuna, Kırımoğlu’nun mücadelesine ve Kırım Tatarlarının geçmişteki mücadelesine Avrupa’da ve batı ülkelerinde çok büyük ilgi ve saygı var. Buralarda Rus işgaline karşı Ukrayna’nın çalışmalarını anlatırken Kırım’ın yerli halkı, Kırım Tatarları ve onların temsil organı olan meclislerinin işgaline karşı olmaları ve bu duruşu sergilemeleri Ukrayna’nın uluslararasındaki iktidarını da arttırıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı bu mücadeleyi gayet iyi gördüler ve bundan azami derecede yararlandılar. Bu hem Ukrayna’nın yararına oldu hem de Kırım’ın ve Kırım Türklerinin yararına oldu.

İnşallah bu devlet aklı Ukrayna’nın yeni döneminde de devam eden milletvekilleri istediğimiz sayıda olmadı ama Ukrayna’nın çeşitli kademelerinde Kırım Tatarlarına daha fazla görev ve sorumluluk iktidar verir diye ümit ediyoruz. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ve ekibi de çok çok iyi biliyorlar ki Ukrayna’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gerçeği var. Bugün için bütün Ukrayna Meclisi’nde birçok Ukraynalı diyorlar ki: “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ukrayna Cumhurbaşkanlığına aday olsun biz ona oy veririz.” Onun hakikaten Ukrayna’ya Kiev’e gidip de sokakta çeşitli yerlerde bulunan insanlar şahit olmuştur ki Mustafa Aga’mız oralarda bir sinema yıldızı gibi ilgi görüyor ve saygı duyuluyor. Ukrayna halkının ona büyük bir ağırlığı var ve bu Ukrayna’nın dış politikasında Rus işgalinde olan politikasına da aksediliyor. Dolayısıyla Mustafa Aga’nın Ukrayna ile ilgili şimdiki yeni yönetime karşı olan desteği ya da muhalefeti Ukrayna siyasetinde çok önemli bir faktör. Dolayısıyla yeni iktidar da bunun bilincinde olarak adım atacaklardır. Bu da bizim şansımıza. Allah Mustafa Aga’mıza sağlık versin. O da 76 yaşında, az yaşında değil. Hakikaten bu süreçte onun liderliğine çok ihtiyacımız var.

-Kırım Tatarlarının mücadelesinde yeni seçilen vekillerin hem küresel anlamda hem de Ukrayna'nın iç dengelerinde etkisi olacak mıdır?

-Mutlaka olacaktır. Ahtem arkadaşımız Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı. Rüstem arkadaşımız yıllarca Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun danışmanlığını yaptı. Genç ve geleceği parlak olan bir arkadaşımız. Bütün sonuçlar belli olduğunda onun aday olduğu parti %4,4 oy aldı ve barajın altında az bir farkla kaldı, o da seçilemezse bile daha önceki yıllarda bu parlamentodaydı. Ukrayna parlamentosunda görev yapmış, hem bilgisiyle hem becerisiyle Ukrayna siyasetinde Ukrayna gündeminde tanınmış olan birisi. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı olması dolayısıyla da yeni hükûmet ve yeni gelişen olaylar içerisinde etkinliğini sürdürecektir. Ukrayna parlamento üyesi olarak daha fazla Kırım Tatarlarının olması uluslararası platformlarda Kırım ve Kırım Türkleri’nin dileklerini bizzat birinci elden yaşayan mağdur olan bir insan olması uluslararası platformda etkisinin çok daha fazla olduğu çok daha önemli avantajlar getirdiğini biliyoruz. Atalarımızın bir sözü var ya “El elin eşeğini türkü çağırarak arar.” işte onlar ne kadar bir şeyler yapsalar da Kırım’da akrabası yok, Kırım’da yaşayan hapse atılan bir yakını yok. Kırım’a, vatanına hasret olanlara ne kadar destek veriyorum dese de bizim halkımızın tercümanı olamaz. Dolayısıyla halkımızın kendi temsilcilerinden olanları da yetkili olarak Ukrayna Devleti’nin temsilcisi olarak buralarda olmasının çok çok büyük yararı olacaktır. Halkımız da onların bu yaptığı çabaları mücadeleleri dualarıyla umutla bekleyip bu işgalden kurtulmayı ümit ediyorlar.