İşgalcilerin Kırımoğlu'na açtığı sözde davanın duruşmaları devam ediyor

İşgalcilerin Kırımoğlu'na açtığı sözde davanın duruşmaları devam ediyor

Haber Giriş Tarihi: 18.09.2020 19:24
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2020 19:24
https://www.qha.com.tr/

Rus işgalcilerin, Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı açtığı düzmece davanın duruşmaları görülmeye devam ediyor. Dün ve bugün gerçekleşen duruşmalarda, iki tanığın ifadesine başvuruldu.

Rus işgali altındaki Kırım’ın sözde Arman Pazarı Şehir Mahkemesi, işgalci yönetimin Kırımoğlu’na karşı açtığı sözde davanın duruşmalarına devam ediyor. 17 ve 18 Eylül 2020 tarihlerinde yapılan sözde duruşmalar sırasında iddia makamının iki tanığı ifade verdi. 

YAKUB SÜLEYMANOV'UN İFADESİ

Kırımoğlu’nun avukatı Nikolay Polozov sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, 17 Eylül’de sözde mahkemede ifade veren Yakub Süleymanov’un soruşturma sırasında tutulan sorgu tutanağında yazılan bazı ifadelerini teyit etmediğini bildirdi.

Sözde mahkemede ifade veren Süleymanov, taksicilik yaptığını ve 3 Mayıs 2014 tarihinde Arman Pazarı bölgesine yolcu getirdiğini anlattı. Tanık, o gün Kırımoğlu’nu görmediğini, sadece ceketli koruma görevlilerini gördüğünü ifade etti. Öte yandan sorgu tutanağında, bunun aksine Süleymanov’un Kırımoğlu’nu gördüğünü yazdığı öğrenildi.

Süleymanov, insanların sakin bir şekilde beklediğini, ellerinde silaha benzeyen hiçbir şeyin olmadığını, ayrıca kimsenin pankart açmadığını, sadece bir Kırım Tatar bayrağının açıldığını bildirdi. Bununla birlikte tanık, bulunduğu yerde hiçbir sınır işareti görmediğinin altını çizdi. 

SİLAHLI KİŞİLER KIRIM YÖNÜNDE YOLU KAPATTI!

Arman Pazarı'nda toplanan insanların Herson bölgesi yönünde yürümeye başladıktan sonra birkaç silah sesinin duyulduğunu anlatan Süleymanov, daha sonra işaretsiz üniforma giyen silahlı kişilerin Kırım yönündeki yolu kapattığını belirtti. Tanık, silahlı kişilerin sadece birkaç saat sonra Kırımoğlu’nu karşılamaya gelen insanlara Kırım’a geri dönmesine izin verdiğini kaydetti.

İLMİR İBADLAYEV’İN İFADESİ

Bugün, 18 Eylül 2020'de yapılan duruşmada İlmir İbadlayev isimli şahıs da ifade verdi. 

Polozov’un açıklamasına göre, İbadlayev 3 Mayıs 2014 tarihinde Arman Pazarı kentindeki pazarda satış yaptığını ve Herson bölgesi tarafına giden soydaşları gördüğünü anlattı. Daha sonra, İbadlayev arabasına binerek insanları takip etti. Kentten 4 kilometre uzaklaşan İbadlayev, arabayı orada bıraktı ve diğer insanlarla birlikte yürümeye başladı.

Tanık, Herson bölgesi yönünde yürüyen insanlar arasında kadın, çocuk ve yaşlıların da yer aldığını ve kimsenin bir taşkınlık yapmadığını belirtti. 

"KIRIMOĞLU KRIM'A DOĞRU YÜRÜMEYE ÇALIŞMIYORDU"

Öte yandan, Kırımoğlu’nu gördüğünü anlatan tanık, onun silahlı kişileri geçerek Arman Pazarı yönüne gitmeye çalışmadığını ve insanları buna davet etmediğini kaydetti. Ayrıca İbadlayev Kırımoğlu’nun bulunduğu bölgede bir sınır kontrol noktasının yer almadığını belirtti.

Bununla birlikte İbadlayev, dönüş yolunda Arman Pazarı yakınlarında yol boyunca 30-40 kişinin Herson bölgesi yönünden Kırım yönüne giden araçlara sopa ve inşaat demirleriyle saldırdığını ve tarlada gizlenen silahlı kişilerin Kırım’a dönen Kırım Tatarlarını takip ettiğini anlattı.

3 MAYIS OLAYLARI

Rusya tarafından işgal edilen Kırım ile Ukrayna’nın ana karası arasındaki idari sınırda, Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu karşılama eylemi, Kırım Tatarları için 2014 yılının ilkbaharında meydana gelen en önemli olaylardan biriydi.22 Nisan 2014 tarihinde Kırım ile Ukrayna’nın anakarası arasındaki idari sınırda, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Rusya’ya 2019 yılına kadar giriş yasağının uygulandığı tebliğ edildi. 2 Mayıs’ta Kırım Tatar milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Moskova üzerinden uçakla Kırım’a gitmeyi planlıyordu. Ancak Kırımoğlu, Moskova’daki havalimanında bulunan sınırdan da geçemedi. Bundan dolayı Kırımoğlu, Kıyiv’den (Kiev) Kırım’a arabayla gitmek zorunda kaldı.3 Mayıs 2014 tarihinde binlerce Kırım Tatarı, milli liderleri Kırımoğlu’nu karşılamak için idari sınıra geldi. Kırım Tatarları, yollarını kapatan işgalci Rus askerleri ve zırhlı araçlardan oluşan kordonu yararak Kırımoğlu ile görüşmeyi başardı. İşgalci güçler tarafından yarımadaya girişine izin verilmeyen Kırımoğlu, Kıyiv’e dönmek zorunda kaldı.

İŞGALCİLERDEN KIRIMOĞLU HAKKINDA DÜZMECE SUÇLAMALAR

Rus işgali altında bulunan Kırım’da sözde Soruşturma Komitesinin nisan ayında, Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Bahçesaray’daki evine sözde mahkeme celbi gönderdiği bildirilmişti.Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da yasa dışı bir şekilde faaliyet yürüten Moskova kontrolündeki sözde Soruşturma Komitesi, Ukrayna Milletvekili, Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yöneltilen sözde suçlamaların ayrıntılarını kamuoyuyla paylaştı.Sözde Soruşturma Komitesinin, Kırım Tatar halkının milli lideri Kırımoğlu’na 8 Nisan 2020 tarihinde sözde mahkeme celbi göndererek, “Rusya sınırını yasa dışı olarak geçmek”, “Patlayıcı maddelerin satın alınması ve bulundurulması”ve“Ateşli silahların kullanılmasına yardım ve yataklık etmek”suçlarıyla itham etmişti. İşgalciler, bu sözde ithamlara ilişkin iki dava dosyasının ayrıntılarını yayımladı. Yayımlanan belgede, Kırımoğlu’nun, Mayıs 2014’te güya Armyansk (Armanpazarı) kontrol noktasında “Rusya’nın devlet sınırını geçtiği” ileri sürüldü. Bir diğer suçlamanın ise oğlu Hayser Cemiloğlu’nun davasıyla bağlantılı olduğu öğrenildi.Barışçıl eylemleri ve insan hakları mücadelesiyle dünya kamuoyunun takdirini kazanmış olan Kırımoğlu hakkındaki sözde suçlamaların, işgale karşı gerçekleştirilmesi planlanan Kırım Yürüyüşü duyurusunun ardından gelmesi dikkat çekmişti.Bilindiği gibi Rusya işgal ettiği Kırım’ı kendi toprağı olarak kabul etse de Uluslararası hukuka göre Kırım, Ukrayna toprağıdır. Buna rağmen, 2014 yılında Kırımoğlu’nun Ukrayna anakarasından Kırım’a gelişinde, işgalcilerin oluşturduğu “Armyansk (Armanpazarı) kontrol noktasından” belge göstermeksizin girmesini sözde “Rusya devlet sınırını” ihlal ettiğini” ileri sürmektedir. Temeli olmayan bu suçlamadan dolayı Kırımoğlu, uluslararası hukuka göre de suçlanamaz.

HAYSER CEMİLOĞLU DAVASI

Hayser Cemiloğlu, 27 Mayıs 2013 tarihinde yakın aile dostu Fevzi Edemov’u bir kaza sonucu ateşli silahla yaraladı. Olaydan sonra Edemov hayatını kaybetti. 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra Hayser Cemiloğlu, işgalci güçler tarafından yarımadadan yasa dışı bir şekilde Rusya’ya kaçırılarak, Krasnodar bölgesinde yargılamaya başlamıştı.Rusya’nın Krasnodar Bölge Mahkemesi, 10 Haziran 2015 tarihinde Hayser Cemiloğlu’nu 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. 2 Eylül 2015’te Rusya Yüksek Mahkemesi, Krasnodar Bölge Mahkemesinin Hayser Cemiloğlu’na verdiği 5 yıl hapis cezası kararını değiştirdi ve hapis cezasını 3,5 yıla indirdi. Astrahan şehrinde alıkonulan oğlu Hayser Cemiloğlu, 25 Kasım 2016’da serbest bırakıldı. Hayser Cemiloğlu, serbest bırakılmasının ardından, avukatı Nikolay Polozov ile Ukrayna’ya gitmişti.Kırım Tatar Milli Liderine yönelik, “Patlayıcı madde bulundurma” ve “Ateşli silahların kullanılmasına yardım ve yataklık etmek” suçlamaları da bu davadaki silahın evde bulundurulmasına dayandırılıyor.

SÖZDE SUÇLAMALAR KIRIM YÜRÜYÜŞÜ DUYURUSUNDAN SONRA GELDİ

Bilindiği üzere, KTMM “Dünya Şiddete ve İşgale Karşı Onur Yürüyüşü” kampanyası başlatmıştı. Ukrayna’nın ana kısmından yola çıkılıp, işgalci Rusya tarafından konulan Kırım idari sınırının geçilmesinin hedeflendiği yürüyüşe, dünyanın pek çok ülkesinden yaklaşık 15 bin kişilik katılım bekleniyordu. 3 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan yürüyüş, koronavirüs salgını nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

KTMM BAŞKANI ÇUBAROV’A DA BENZER BİR SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI

Kremlin kontrolündeki sözde Soruşturma Komitesi, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov’un işgale karşı Kırım Yürüyüşünü ilan etmesinden sonra 23 Mart 2020 tarihinde benzer bir soruşturma açmıştı. Sözde Soruşturma Komitesi tarafından yayınlanan açıklamada, “Çubarov, Rusya’nın toprak bütünlüğünü bozmayı amaçlayan toplu eylemleri organize etmek ve kamuya açık olarak bu eylemleri gerçekleştirme çağrıları yapmakla suçlanıyor.” ifadeleri kullanılmıştı.