Ukrayna’nın Lviv kentinde düzenlenen Kitap Fuarında “Kırım’ın nüfusu nasıl değiştiriliyor?” başlıklı panel düzenlendi.
Panele; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Refat Çubarov, Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Ceppar, Kırım İnsan Hakları Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Olga Skripnik ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Temsilci Yardımcısı Tamila Taşeva konuşmacı olarak katıldı.
RUSYA’NIN HEDEFİ: KIRIM TATARSIZ KIRIMKırım’ı işgal eden Rusya’nın yarımadanın nüfusunu değiştirme girişimlerinin ele alındığı panelde konuşan KTMM Refat Çubarov, Rusya’nın daha önce de Kırım Yarımadası’nı işgal ettiğini ve Kırım Tatarlarını yarımadanın dışına ittiğini hatırlatarak, "En büyük sayıda Kırım Tatarı 19. yüzyılda Kırım’ın dışına itilmişti. Baskıların artması, arazilerin kamulaştırılması, zorunlu askerlik hizmeti ve öz haklarını savunma mekanizmalarının olmaması gibi sebepler insanların yarımadayı terk etmesine yol açtı." değerlendirmesini yaptı.
Çubarov, 1921-1923 yılları arasında Kırım’da suni açlık yaşandığını hatırlatarak iki yılda yarımadada çoğu Kırım Tatarı olmak üzere yaklaşık 100 bin insanın hayatını kaybettiğini ifade etti. Daha sonraki yıllarda da Kırım Tatarlarına yönelik baskıların devam ettiğini belirten Çubarov, "19. yüzyıldaki Rus emperyalistlerin ‘Kırım Tatarsız Kırım’ hayali gerçekleşmek üzereydi. Stalin döneminde ise söz konusu hedefi uzun yıllar için gerçekleştirmeyi başardılar." dedi.
Öte yandan Kırım İnsan Hakları Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Olga Skripnik, Rusya’nın 2014’ten beri işgal altında tuttuğu Kırım’da yürüttüğü demografik yapının değişimi politikasının ana bileşenlerini dile getirdi. İnsan hakları savunucusu, Rusya’nın işgale karşı çıkan insanlara baskı uyguladığını ve düzmece davalar açıp onları hapse attığını kaydetti.
İŞGALE KARŞI ÇIKANLARA BASKILAR UYGULANIYORBununla birlikte işgalciler, Kırım Tatarları ve Ukrainlere etnik kökene dayalı baskı uyguluyor. Oluşan şartlar altında insanlar kendi işlerini yürütemedikleri için yarımadayı terk etmek zorunda kalıyorlar. Baskıları uygulayarak yerli halkı yarımadayı terk etmeye zorlayan işgalci yönetim, öte yandan Kırım’a Ukrayna ile hiçbir ilgisi olmayan ve işgalci yönetime destek veren Rus vatandaşlarını yerleştiriyor.
Skripnik doğrudan nüfus değişiminin uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğini ve bir savaş suçu sayıldığını vurguladı.
UKRAYNA VATANDAŞLARI KIRIM’DAN SINIR DIŞI EDİLİYORBuna ek olarak Rus işgalci yönetiminin, Ukrayna vatandaşlarını yarımadadan sınır dışı ettiğini belirten insan hakları savunucusu, "Kırım İnsan Hakları Grubu, 2019 yılında sözde mahkemelerde, Ukrayna’ya ait yarımadada Ukrayna vatandaşları aleyhine Rusya göç mevzuatı kapsamında görülen bin 80 dava çerçevesinde alınan kararları inceledi. Kararlar çerçevesinde en az 171 Ukrayna vatandaşı Kırım’dan sınır dışı edildi. Sık sık Ukrayna’nın bu kararlardan haberi olmuyor ve bu insanlar savunmasız kalıyorlar." diye kaydetti.
UKRAYNA VATANDAŞI OLAN TUTSAKLAR RUSYA’YA SEVK EDİLİYORLARİşgalcilerin işlediği bir başka suç da, Rus kolluk kuvvetleri tarafından alıkonulan Kırımlıların Rusya’ya sevk edilmesi. Skripnik buna ilişkin, "Siyasi tutsakların dışında kadın mahkumlar da Rusya’ya sevk ediliyor çünkü Kırım’da kadın cezaevi yoktur. Rus yönetiminin Ukrayna vatandaşlarını Rusya’ya sevk etmesi bir savaş suçu ve Cenevre Sözleşmesinin ihlalidir. Çoğu siyasi tutsak soruşturma devam ederken Rusya’ya sevk ediliyor. Bunlar kasıtlı olarak tutsakları ailelerinden uzaklaştırmak ve avukatların işini zorlaştırmak için yapılıyor." diye anlattı.
KIRIMLILAR RUS ORDUSUNDAKİ ASKERİ HİZMETE ZORLANIYORLARRus işgalci yönetimin Kırım sakinlerini Rus ordusundaki askeri hizmete zorlamasının da bir savaş suçu olduğunu belirten Skripnik, “İşgalci devlet 2016’dan beri askeri hizmete zorladığı Kırımlıları Rusya’daki askeri üslere göndermeye başladı.” diye vurguladı.
RUSYANIN HEDEFİ NÜFUS BİLEŞİMİNİ DEĞİŞTİRMEKÖte yandan Kırım’a yerleştirilen Rus vatandaşların çoğunun asker ve kolluk kuvvetleri görevlileri olduğunu vurgulayan insan hakları savunucusu, “Rusya’nın küresel ve gerçek stratejik hedefi; nüfus yapısını fiziksel olarak değiştirmektir. Kırım Rusya’ya ait değil ve aslında yarımadada yaşayan insanlar işgale direniyorlar bu yüzden Kremlin yarımadanın nüfus bileşimini değiştirmeye çalışıyor. Öğretmen ve doktorları bile yarımadanın dışından getiriyorlar.” diye anlattı.
YARIMADADA 6 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYORİşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Altı yıl önce bugün, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı.Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.