Muhalif Rus siyasetçi İlya Yaşin’in Moskova’daki mahkemedeki son sözleri dikkat çekti. Rus ordusunun Ukrayna’yı işgal girişimi çerçevesinde işlediği savaş suçları hakkında halkı bilgilendirdiği için hakkında 9 yıl hapis cezası istenen İlya Yaşin’in, 5 Aralık 2022 tarihinde Moskova Meşçanskiy Mahkemesi’nde duruşması görüldü. Duruşmada, son sözleri sorulan Yaşin’in Putin Rusyası hakkındaki tespitleri, Rus muhalif medya servisi Novaya Gazeta tarafından yayımlandı.
İşte Rus muhalif siyasetçi İlya Yaşin’in mahkemedeki son sözleri:
“Sevgili dinleyiciler!Herkes biliyor, sessiz kalmamı istedikleri için beni toplumdan soyutladılar ve hapse attılar. Çünkü parlamentomuz artık tartışma yeri olmaktan çıktı ve şimdi tüm Rusya, yetkililerin bütün eylemlerini sessizce kabul etmek zorundadır. Ama söz veriyorum: Yaşadığım sürece buna asla katlanmayacağım. Benim görevim meydanlarda, televizyonlarda, parlamento kürsülerinde doğruyu söylemekti.
Parmaklıklar ardında bile gerçeklerden vazgeçmeyeceğim. Yalan kölelerin dinidir ve yalnızca hakikat özgür bir adamın tanrısıdır. Sayın Yargıç, bu davanın ele alınma şeklini takdir ediyorum. Kamuya açık bir süreç yürüttünüz, basına ve dinleyicilere açtınız, benim özgürce konuşmama, avukatlarımın savuma yapmasına engel olmadınız. Aslında özel bir şey yapmamışsınız. Normal bir ülkede mahkemeler böyle çalışıyor. Ancak Rus adaletinin yok edildiği bir ortamda bu bile önemli bir davranış ve bunun için size teşekkür ediyorum. Açıkça söyleyeceğim sayın yargıç Oksana Ivanovna! Siz alışılmadık bir izlenim bıraktınız. Davacıları ve savunucuları ne kadar ilgiyle dinlediğinizi, sözlerime nasıl tepki verdiğinizi, nasıl şüphelendiğinizi ve düşündüğünüzü fark ettim. İktidar için siz sadece işlevini uysal bir şekilde yerine getirmesi gereken sistemdeki bir parçasınız. Ama önümde canlı bir insan görüyorum, akşam cübbesini çıkarıp annemin peynir aldığı aynı dükkanda alışverişe çıkacaksınız. Ve beni de rahatsız eden soruların aynısı sizi de rahatsız ettiğinden hiç şüphem yok. Eminim siz de benim gibi bu savaş karşısında şok olmuşsunuzdur ve bu kabusun bir an önce bitmesi için dua ediyorsunuzdur. Biliyorsun Oksana Ivanovna, yıllardır takip ettiğim bir prensibim var: Sonuç ne olursa olsun yapman gerekeni yap! Savaş başladığında ne yapmam gerektiğinden bir an bile şüphe duymadım. Rusya’da olmalıyım, gerçeği yüksek sesle söylemeliyim ve tüm gücümle akan kanı durdurmalıyım. Bu savaşta kaç kişinin öldüğünü, kaç insanın kaderinin karardığını, kaç insanın sakat kaldığını ve kaç ailenin evini kaybettiğini anlamak beni kahrediyor. Bu basitçe tolere edilemez. Ve yemin ederim hiçbir şeyden pişman değilim. Dürüst bir adam olarak 10 yılını parmaklıklar ardında geçirmek, hükümetin döktüğü kan karşısında sessizce utanç içinde yaşamaktan daha iyidir. Elbette Sayın Yargıç, burada mucize beklemiyorum. Masum olduğumu biliyorsunuz ve sistemin sizin üzerinizde nasıl baskı kurduğunu biliyorum. Ama size kin beslemiyorum ve size kötü bir şey dilemiyorum. Ama unutmayın kararınız sadece benim kişisel durumum olmayacak. Bu bir hukuk meselesidir ve toplumumuzun barışçıl ve medeni bir şekilde yaşamak isteyen kesimi için verilen karardır. Sizin de ait olduğunuz toplum Ivanovka! Bu kürsüyü kullanarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de seslenmek istiyorum. Bu katliamın sorumlusu olan, ‘askeri sansür’ yasasını imzalayan ve talimatıyla cezaevinde olduğum adama! Vladimir! Bu canavarca savaşın sonuçlarına baktığınızda, muhtemelen 24 Şubat’ta ne kadar büyük bir hata yaptığınızı anlamışsınızdır. Ordumuz çiçeklerle karşılanmıyor. Bize ‘işgalciler’ deniyor. ‘Ölüm ve yıkım’ kelimeleri artık güçlü bir şekilde adınızla ilişkilendiriliyor. Muhtemelen bizi asla affetmeyecek olan Ukrayna halkına korkunç bir talihsizlik getirdiniz. Ama sadece Ukraynalılarla değil, kendi yurttaşlarınızla da savaş halindesiniz. Birçoğu asla eve dönmeyecek olan yüzbinlerce Rus’u savaşın ortasına gönderiyorsunuz. Birçoğu sakat kalacak ve gördüklerinden ve yaşadıklarından delirecek. Sizin için bu sadece birer istatistiklerdir. Vladimir Vladimiroviç! Rusları evlerinden mahrum bırakıyorsunuz. Yüzbinlerce vatandaşımız öldürmek ve ölmek istemediği için vatanını terk etti. İnsanlar sizden kaçıyor Sayın Başkan. Bunu fark etmiyor musunuz? Ekonomik güvenliğimizin temelini baltalıyorsunuz. Sanayiyi askeri bir zemine oturtarak ülkemizi geriletiyorsunuz. Tanklar ve silahlar yine öncelik teşkil ediyor, asıl problemimiz olan yoksulluk ve hukuk ise ayaklar altına alınıyor. Böyle bir politikanın ülkemizi daha önce çökerttiğini unuttunuz mu? Vladimir Vladimiroviç! Sözlerim çölde ağlayan birinin çığlığı gibi çıkabilir ama bu çılgınlığı derhal durdurmanızı rica ediyorum. Ukrayna’ya yönelik politikanın hatalı olduğunu kabul etmek, Ukrayna topraklarından asker çekmek ve diplomatik çözüme geçmek gerekiyor. Her yeni savaşın yeni kurbanlar anlamına geldiğini unutmayın. Son olarak bu davayı takip eden, aylardır bana destek olan ve heyecanla kararı bekleyenlere seslenmek istiyorum: Arkadaşlar! Mahkeme hangi kararı verirse versin, verilen ceza ne kadar ağır olursa olsun bu sizi pes ettirmemeli. Şimdi sizin için ne kadar zor olduğunu, güçsüzlük ve umutsuzluk hissinin ne kadar eziyet ettiğini anlıyorum. Ama pes etmemelisiniz. Lütfen umutsuzluğa kapılmayın ve buranın bizim ülkemiz olduğunu unutmayın. O uğruna savaşılmayı hak ediyor. Cesur olun, kötülüğe boyun eğmeyin ve direnin. Sokağınız için, şehirleriniz için ayağa kalkın. Ve en önemlisi birbirinize sahip çıkın. Göründüğümüzden daha fazla ve güçlüyüz. Benim için endişelenmeyin. Tüm imtihanlara katlanacağıma, şikayet etmeyeceğime ve bu yolu onurlu bir şekilde geçeceğime söz veriyorum. Ve lütfen iyimser kalacağınıza ve gülümsemeyi asla unutmayacağınıza söz verin. Çünkü tam olarak hayattan zevk alma yeteneğimizi kaybettiğimiz anda kazanacaklar. İnanın bana, Rusya özgür ve mutlu olacak!”