Halkının müziğini vatanından uzakta yaşatıyor: Cemil Karikov'un yaratıcılığı ve Kırım dışındaki hayatı

Halkının müziğini vatanından uzakta yaşatıyor: Cemil Karikov'un yaratıcılığı ve Kırım dışındaki hayatı

Haber Giriş Tarihi: 04.10.2019 16:13
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2019 16:13
https://www.qha.com.tr/

Kırım Haber Ajansı (QHA) için hazırlayan: Zair Bakkal ve Anastasiya Gevko

Sürgün yıllarında düğünlerin Kırım Tatar milli müziğini saklama konusundaki rolü, kültürümüzün eşsizliği, milli müziğimizin 2000’li yıllarda yeniden popüler olması gibi konuları yetenekli besteci, Kırım Tatar müziği uzmanı Cemil Karikov, Kırım Haber Ajansı'na (QHA) anlattı.

-Kırım Tatar folkloruna olan sevginizi size kim aşıladı?

-Taşkent plak fabrikası o zamanlarda Sabriye Erecepova, Ediye Topçi, Sakine Nalbandova gibi önde gelen sanatçılarımızın plaklarını üretiyordu. Kırım’dan, Kırım Tatar müzik kültüründen uzak bir yerde, yani Taşkent’te bu plakları dinliyordum. Müzisyenler oturduğumuz Suhumi şehrinde nadir yapılan düğünlerde gelip milli müziğimizi seslendiriyorlardı.

Akrabalarımız Özbekistan’dan Kırım Tatarca plaklar gönderiyordu. Fincanlarımızı mis kokulu kahveyle doldurarak ailecek müzik dinletisi düzenliyorduk. Biz, Kırım Tatarları birbirimize misafirliğe gittiğimizde mutlaka türkülü, danslı eğlenceler yapardık.

-Kırım Tatar müziği neden eşsiz?

-Kırım Tatar müziği doğu ve batı geleneklerinin sentezidir. Herhalde buna Kırım’ın coğrafi konumu sebep oldu. Kırım Tatar kültüründe hem batı hem doğu etkisi hissediliyor. Ancak, bu etki suni değil çok doğal bir birleşimdir.

-Kırım Tatar müziği neden 2000’li yıllarda canlanabildi?

-Bu halkımızın yaşadığı tarihi olaylar gibi objektif nedenlere bağlı.

Sürgünde gelişme veya müzik kültürünün gelişmesi söz konusu değildi. Kırım Tatar müziği ile ilgili hiçbir okulda, meslek okullarında veya konservatuarlarda ders yoktu. Çok zordu. Düğün çalgıcıları sayesinde müziğimizin folklorik kısmı saklandı. Bu yüzden şimdi küçük küçük adımlarla ilerlemeliyiz.

Kırım’a döndükten sonra en baştan, temelden başlamak gerektiğini anladım. Bizim temelimiz de Kırım Tatar geleneğidir. Geleneği bilmeden bir insan onu devam ettiremez, geliştiremez.

Hanlık dönemi müziği saray müziği adını taşıyan profesyonel müziğimizdir. Bu müzik Bach, Hendel’in eserlerinden 100 yıl önce yazılmıştı. O zamanlarda Kırım Tatarları peşrev, taksim gibi eşsiz, gelişmiş eserlere sahipti. Ne yazık ki, Kırım Tatarlarının birkaç kuşağı bu mirastan çok uzak kaldı ve 20'inci yüzyılın sonunda 21'inci yüzyılın başında biz bu mirasa geri döndük.

BİYOGRAFİ

Cemil Karikov 48 yaşında. Ebeveynlerinin Kırım’dan sürgün edildiği Özbekistan’da doğdu.

Kırım’a 1991’de dönerek Akmescit şehrinde yerleşti. O zamana kadar Kırım Tatar Milli Tiyatrosunda sahnelenen gösterilerin müzik eserlerini yazdı.

90’larda genç müzisyenlerle beraber “Makam” ekibini kurdu.

Yetenekli besteci ve Kırım Tatar müzik teorisinin uzmanı olan Karikov aynı zamanda müzisyenler için değerli kaynak olan birçok kitabın yazarı. Saz, kaval, tambur, bağlama ve diğer eski Kırım Tatar çalgı aletlerini ve unutulmuş türküleri canlandırabildi.

2015’te Cemil Karikov Kırım Tatar ATR kanalında müzik redaktörü olarak çalıştı. Kanalın en popüler programlarından "Yırla sazım" Karikov’un rehberliğinde yapıldı.

İşgalden sonra ATR kanalı Kıyiv’e (Kyiv) taşındıktan sonra Cemil Karikov da ailesi ile birlikte Ukrayna’nın başkentine göç etti.

https://soundcloud.com/qhamedia/dzheml-karkov-krimskotatarska-muzika-v-oblichchyakh

-Kırım Tatar kültürüne ve folkloruna Kırım Tatar gençlerinin ilgisini çekmek mümkün mü?

-Bence her sanat dalında yenilik çok önemli. Çünkü yenilik 5-10 sene sonra geçiyor ve sıradan bir şeye dönüşüyor. Belki de en önemli şey samimiyettir. Samimi olmak lazım.

Büyüklerimizi dinlerken hoşumuza en çok giden şey nedir? Herhalde samimiyetleri ve söylediği şeylere inançları. Hiçbir teknolojinin arkasında boşluğu saklayamayız. Ne yazık ki, genç neslimiz sık sık illüzyon esiri oluyor. Bundan uzak durmalarını tavsiye ederdim. Daha derinlere dalmak, samimi olmak lazım. Onlar müzik geleneğimizin devamıdır. Allah bu halk içinde doğmalarını uygun gördüyse bu onların kutsal görevidir.

-2014 yılından önce Kırım’da mutlu bir insan olduğunuzu söylemiştiniz. 5 sene sonra Kıyiv’de hala mutlu olduğunuzu hissediyor musunuz?

-Müzik kültürümüzle uğraştığımdan dolayı mutluyum. Bunun zor bir yol olması başka bir konu. Aynı zamanda her Kırım Tatarın kalbinde olduğu gibi hiç dinmeyen acım var. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz.

Tabi, kendi vatanında yaşayıp yaratmak daha iyi bir şey. Ancak tarihte vatanında uzak kalmak zorunda kalan ressamların örnekleri pek çok.

Halkımızın büyük bir kısmı vatanımızdan uzak yaşamak zorunda kaldı. Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Amerika, Almanya, Kanada – dünyanın dört bir tarafında sayımız çok. Keşke imkanlarımızı birleştirebilsek.

Sürgünden döndükten sonra sık sık şunu söylerdim: "Bakın, bu halkımızın faciası. Ancak şimdi elimizde belki eşsiz bir imkan var. Farklı yerlere dağıldık. Kimimiz Urallar’da, kimimiz Sibirya’da, kimimiz Orta Asya’da yaşadı. Orada elde ettiğimiz en iyi şeyleri Kırım’a getirip bir araya getirsek kültürümüz canlanır."

-Kırım’a hangi şartlar altında dönmeye hazırsınız?

-Kırım’a dönüp halkımın yararına çalışmaya hazırım. Bence, kendi halkının yararına çalışan insan bütün insanlığın yararına çalışıyor demektir. Ancak Kırım, Ukrayna’ya döndükten sonra Kırım’a dönebilirim. Şimdilik dönemem. Sadece ziyarete gidiyorum.