Doğu Türkistan Teşkilatları: Çin'in 1990 yılında Barın'da işlediği katliamı kınıyoruz

Haber Giriş Tarihi: 05.04.2021 16:12
Haber Güncellenme Tarihi: 05.04.2021 16:12
https://www.qha.com.tr/

​Çin'in 5 Nisan 1990 tarihinde Doğu Türkistan’ın Barın kasabasında gerçekleştirdiği katliam hafızalardaki yerini koruyor. Çin'in yakın tarihte işlediği katliam fiillerinden olan Barın Katliamı'nın yıl dönümünde Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, İstanbul'da basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Çin'in on binlerce Uygur Türküne yönelik katliam fiilleri kınandı.

Çin'in Doğu Türkistan'daki soykırıma varan hak ihlalleri her geçen gün dünya kamuoyunda daha fazla yer alıyor. Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği tarafından, bugün İstanbul Eyüpsultan Belediyesi'nde basın açıklaması ve protesto gösterisi yapıldı. Basın açıklamasında, Çin'in Doğu Türkistan'da yıllardır işlediği katliam ve soykırım fiillerine karşı kınama mesajı yayımlandı. Etkinlik kapsamında; İstanbul, Ankara, Konya, Kahramanmaraş ve Kastamonu'da resim sergisi düzenlendi.

"ON BİNLERCE UYGUR GENCİ TUTUKLANARAK YA İDAM EDİLDİ YA DA ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI"

İstanbul'da yapılan basın açıklamasında, Barın'da yapılan katliama ilişkin şu ifadelere yer verildi:

"Memet Turdi, Memet Tursun başta olmak üzere binlerce Barın gençleri, masum kadın ve çocuklar acımasızca şehit edildi. Çin bu büyük katliam cinayeti sonrası güvenlik bahanesiyle Doğu Türkistan’ın Kaşgar, Artuş, Aksu ve Hoten illerini abluka altına aldı ve 10 binlerce Uygur genci 'isyanla' ilişkilendirip tutuklayarak idam ya da ömür boyu hapis cezalarına çarptırdı.

Hala günümüzde de 8 milyondan fazla insan toplama kamplarında bu çilenin, işkencelerin ne zaman biteceğini bilmeden tecrit yaşamaktadır. Uygurlar başta olmak üzere bütün Türki milletlerden bilim insanları, sanatçılar, sporcular, din adamları, doktorlar, profesörler ve her sahadan insanlar kamplarda türlü zulüm ve işlemlere maruz kalmaktadır.

Evin erkekleri kamplarda olan ailelere Çinli erkekler yerleştirilmekte, iffet ve namuslar çiğnenmekte, Türk kızları zorla Çinli erkeklerle evlendirilmektedir. Tüm dünyanın bildiği gibi, Çin virüsünün (Covid-19) tüm dünyaya tehdit oluşturduğu şu günlerde bile kamp içindeki ve dışındaki Türk gençleri Çin’in iç bölgelerindeki Çinlilerin virüsten dolayı çalışmak istemediği fabrikalara zorla götürülüp köle olarak çalıştırılmaktadır.

"ÇİN'İN İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARINI ŞİDDETLE KINIYORUZ"

Öte yandan, Çin'in Doğu Türkistan'da işlediği insan hakları ihlalleri ve soykırım fiillerinden de bahsedilen açıklamada şunlar kaydedildi:

Çin'in bu ağır insan hakları ihlalleri uluslararası hukuk ve anlaşmalara göre de çoktan soykırım safhasını geçmiştir, Çin bu suçlarından dolayı hesap vermeli ve cezalandırılmalı. Bu vesileyle, BM, AB ve İslam İş birliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütleri; Türkiye başta olmak üzere tüm dünya devletlerini, insanlığını kaybetmemiş tüm insanları Doğu Türkistan’da yaşayan insanların acılarının son bulması için bir an önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Barın Katliamında hayatını kaybeden şehitlerimiz başta olmak üzere insanlık onurunu korumak için hayatını kaybeden tüm insanlara Allah’tan rahmet diliyor; Çin’in insanlık dışı uygulamalarını şiddetle kınıyoruz.

DİNİ, ETNİK VE SİYASİ BASKILARIN MERKEZİ: DOĞU TÜRKİSTANÇin hükumetinin sistematik baskı ve asimilasyonlar ile dini, etnik, kültürel ve siyasal anlamda “soykırıma” varan faaliyetleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. ABD Dışişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre Doğu Türkistan’da yaklaşık 2 milyona yakın Uygur Türkü ve diğer azınlıklara mensup Müslümanlar, eğitim adı altında zorla toplama kamplarında tutulmakta.Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Pekin idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında 1 milyondan fazla Uygur Türkünü zorla tutuyor. Farklı kaynaklarda cezaevleri ile gözaltı merkezlerinde tutulanlarla birlikte bu rakamın 3-4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.Çin hükumeti, dünya kamuoyundan toplama kampındaki Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri gizlemektedir. Ancak, ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 2 milyonu aşkın Doğu Türkistanlı toplama kamplarında zorla tutuluyor. Çin Komünist Partisinin sistematik baskı ve şiddet politikalarına maruz kalan Uygur Türkü ve azınlıklar, birçok hak ihlali ile karşı karşıya kalmaktadır.

5 Nisan 1990 Barın Katliamı

BARIN KATLİAMIBundan 30 yıl önce, Çin ordusu 5 Nisan 1990’da ramazan ayında, Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetine bağlı Aktu ilçesi Barın kasabasında büyük bir soykırım gerçekleştirdi. Barın halkı, Çin’in bölge halkının bekasına yönelik büyük tehdit oluşturan aile planlaması adı altında başlatılan doğum yasağı siyasetinin kaldırılması ve Çinlilerin Doğu Türkistan’a gayri meşru göçü ile iskanının durdurulması gibi birtakım haklı taleplerini dile getirmişti. Bu taleplerin Çinliler tarafından reddedilmesi üzerine halk buna tepki göstererek sokaklara dökülmüştü.Kalabalığın artmasıyla korku ve telaşa kapılan işgalci Çin yönetimi, masum insanlara karşı ateş açarak karşılık verince Barın halkı da binlerce ağır silaha sahip Çin ordusuna karşı direnişe geçti.Çin’in başlattığı tek taraflı ve orantısız bu savaş, bölge halkından birçok gencin katılmasıyla milli bir direnişe dönüştü. Durumun gittikçe aleyhine geliştiğini gören Çin yönetimi bölgeye 22 bin 750 silahlı asker, tanklı birlik, helikopter ve uçaklar sevk ederek bölgeyi abluka altına aldı. Yaklaşık 20 bin nüfusu olan Barın kasabasına doğru büyük bir taarruz başlatan Çin güçleri korkunç bir katliam ve yıkıma imza attı.