"Çin'in olimpiyat meşalesini Uygurlara taşıtması, dikkatleri soykırımdan uzaklaştırmaya yetmez!"

Beyaz Saray sözcüsü Jen Psakiy 7 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Çin'in Olimpiyat meşalesini taşımak için bir Uygur sporcuyu kullanmasının, dikkatleri Uygurlara karşı işlenen insan hakları ihlalleri, soykırım suçlarından uzaklaştıramayacağını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 08.02.2022 15:38
Haber Güncellenme Tarihi: 08.02.2022 15:38
https://www.qha.com.tr/

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, Çin'in, olimpiyat meşalesini taşıtmak için bir Uygur sporcuyu kullanmasının, dikkatlerin Uygurlara karşı işlenen insan hakları ihlallerinden ve soykırım suçlarından uzaklaştırılmasına yetmeyeceğini söyledi.

Çin’in, Doğu Türkistan’da Uygurlar başta olmak üzere Türk-Müslüman halklara yönelik yaptığı soykırım ve insan hakları ihlalleri uzun yıllardır dünyanın gündeminde. Bir kez daha Pekin Olimpiyat Oyunları aracılığıyla soykırımcı imajını düzeltmeyi amaçlayan Çin, 4 Şubat Pekin Kış Oyunları'nın açılış törenleri sırasında dikkatlerden kaçmayan bir hamle yaptı. Çin, oyunların açılış töreninde olimpiyat kazanını yakmak için meşale tutmada Doğu Türkistanlı Uygur Türkü 20 yaşındaki kros kayakçısı Dilnigar İlhamcan'ı (Dinigeer Yilamujiang) ve bir Çinliyi görevlendirdi. 7 Şubat Beyaz Saray Sözcüsü Psaki bununla ilgili olarak, “Bu durum, dikkatleri soykırımdan uzaklaştıramaz” dedi.

"DİKKATLERİMİZİ SOYKIRIMDAN UZAKLAŞTIRAMAZ"

Reuters haberine göre Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, bir medya brifinginde verdiği demeçte, olimpiyat kazanının bir Uygur tarafından yakılmasının "Çin'in bazı bölgelerinde gördüğümüz ağır insan hakları ihlallerinden ve soykırımdan dikkatimizi dağıtmasına izin veremeyiz" diye konuştu. Psaki, "Bu yüzden ABD'li sporcularımızı alkışlarken bile olimpiyatlara diplomatik bir heyet göndermedik" dedi.

SPORCULAR KENDİLERİNİ ÖZGÜRCE İFADE ETME HAKKINA SAHİPTİR

Psaki'ye, geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin, ABD'li olimpiyat sporcularını, insan hakları ihlalleri hakkında konuşarak Çin hükumetini kızdırma riskine girmemeye ve rekabete odaklanmaya çağıran yorumu hakkında da soru soruldu. Psaki bu soruya yanıt olarak, "Tüm sporcular kendilerini özgürce ifade etme hakkına sahiptir ve bu, her yerde böyledir. Pekin'de Olimpiyatları’nda da geçerlidir" dedi.

PEKİN OLİMPİYATLARINA BOYKOT UYGULAYAN ÜLKELER HANGİLERİ?

Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Danimarka ve Litvanya gibi birçok ülke, Çin’in Uygur Türklerine yönelik soykırım uygulamaları ve ağır insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’deki 2022 Kış Olimpiyatları’na diplomatik boykot uygulayacağını açıklamış; Japonya da hükumeti temsilen kabine delegasyonu ve üyesi göndermeyeceğini bildirmişti.

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri; Çin'in insan hakları ihlalleri nedeniyle Çin'e yaptırım uygulanması, Pekin Kış Olimpiyat Oyunlarının siyasi ve diplomatik olarak boykot edilmesine yönelik karar tasarısını kabul etti. Ayrıca AB Konseyi ve AB üyesi ülkelerden, Pekin 2022 Kış Olimpiyatları için devlet görevlileri ve diplomatlara yapılan davetlerin geri çevrilmesi istenmişti.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?

Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’daki halk topyekûn asimilasyon ve soykırıma uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Çin Komünist Partisi idaresi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.

ÇİN’İN  DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?

Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Kampta tutulanlara, ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adı altında ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. İnsanlar sürekli Çince konuşmaya, Çin gibi yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.

Doğu Türkistan'da milli ve dini kültür mirasları barbarca yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle birlikte yaşama şartıyla ilgilenecek Çinli bir memur atanıyor. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyeleriyle aynı alanda uyuyor ve aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar...