Batı Trakya'da müftü seçimleri: Yunanistan, Türklerin hakkını gasp etmeye devam edecek mi?

Haber Giriş Tarihi: 09.09.2022 18:50
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.2022 18:50
https://www.qha.com.tr/

Batı Trakya’nın İskeçe şehrindeki Türk Azınlığı, müftülük seçimleri için faaliyetlerini gerçekleştirmeye çalışırken Yunanistan’dan müdahale gecikmedi. Lozan Anlaşması’ndaki Türk Azınlığını ilgilendiren maddeleri çiğneyen Yunanistan hükumeti tarafından müftülük seçimlerine müdahalede bulunuluyor. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu bugün İskeçe halkını, müftülük seçimleri için camileri doldurmaya davet etti. Kırım Haber Ajansı, Batı Trakya’da artan gerilim hakkında Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Kader Özlem’den değerlendirme aldı.

Batı Trakya Türk Azınlığı, her geçen gün artan Yunanistan’ın hak ihlalleriyle mücadele ediyor. Yıllardır süregelen Yunanistan müdahalesi, Batı Trakya’daki Türk Azınlığını hak arayışına itiyor. Batı Trakya’nın atan kalbi İskeçe ve Gümülcine 1985 yılından bu yana Yunanistan’a karşı direniyor. Yunanistan ile Türkiye'nin imzaladığı Lozan Anlaşması kapsamında Batı Trakya’da kalan Türk Azınlığının kendilerini organize etme ve yönetme hakkı 1985 yılından bu yana Yunanistan tarafından çiğneniyor. İnsan Haklarına aykırı bu durum Batı Trakya’da binlerce Türkün hakkını elinden aldı.

14 Temmuz 2022’de İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren Mete’nin ardından müftülük görevine gelecek isim İskeçe halkı tarafından seçilecek. 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasına göre Batı Trakya’daki Türk azınlıkları kendi din işlerini yönetebilme hakkı kazanmıştı. Ancak Yunanistan bugün İskeçe’de yapılacak müftülük seçimlerine taş koyuyor.

"MÜFTÜ SEÇİMLERİ İÇİN CAMİLERİ DOLDURUN"

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK), 9 Eylül Cuma günü müftülük seçimlerinin yapılacağını duyurdu. BTTADK, İskeçe halkını müftülük seçimi için camilere davet etti. Yunanistan’ın müdahalesi olmadan seçilmesi planlanan müftünün göreve başlaması bekleniyor.

Kırım Haber Ajansı (QHA) Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Kader Özlem’e Batı Trakya’da tırmanan gerilime dair sorular sordu. QHA'nın Doç. Dr. Kader Özlem ile yaptığı röportajın tamamı şöyle:

QHA: Batı Trakya'nın atan damarı İskeçe'de bugün halk müftü seçimine gidiyor. Bu bağlamda son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Batı Trakya Türk Azınlıklığı içerisinde müftülük sorunu ayrıcalıklı bir öneme sahiptir. Dikkatimizi çeken halihazırda 2 unsur var: Uygulanan ne, uygulanması gereken ne şeklinde sorulmalıdır. Uygulanması gereken Lozan Barış Anlaşması 37. ve 44. maddesi Türkiye'deki azınlık rejimini düzenliyor. 45. maddede ise, 'Azınlık hükümleri Yunanistan'daki Müslümanlara uygulanacaktır' şeklinde bir ifade yer alıyor. Buna göre Batı Trakya'daki Türk azınlığının din adamlarını serbestçe seçmesi gerekir. Uluslararası hukuka ve Lozan Barış Anlaşmasına aykırı olarak Yunanistan bunu uygulamıyor. Bu noktada Batı Trakya'da ikili bir yapı kendini gösteriyor. Birisi Yunanistan Devletinin tarafından atanmış müftü statüsü, diğeri ise Batı Trakya'daki Türk Azınlığın söz konusu durumu kabul etmeyip, Lozan Barış Anlaşmasına istinaden seçtiği müftü statüsü. Azınlık kesiminde kabul görülen/meşru olan kesinlikle seçilmiş müftüdür.

Bu müftülük meselesi Kıbrıs Barış Harekatıyla Türkiye'nin yapmış olduğu uluslararası tek taraflı garanti anlaşmalarına bağlı olarak hak tanınıyordu. Bu hakkı tanımak suretiyle 1974'te yapılan Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında o günden bu yana Batı Trakya Türkleri üzerinde Yunanistan'ın uyguladığı baskının bir tezahürüdür. 1980'lerden sonra da müftülük sorunu Türk Azınlığının gündemini meşgul ediyor."

"TÜRK AZINLIĞI ATANAN MÜFTÜYÜ KESİNLİKLE MEŞRU GÖRMEYECEKTİR"

QHA: Yunanistan tarafından atanmış müftülerin gölgesinde Batı Trakya'daki müftülük seçimleri nasıl ilerliyor?

"Bugün gerçekleşen müftülük meselesi İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete'nin hayatını kaybetmesinin ardından başlayan bir seçim süreci. İkili müftü yapılanması kendini Gümülcine ve Meriç kentlerinde de gösteriyor ne yazık ki. Dolayısıyla bu mesele doğrudan doğruya iki ülke arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Yunanistan'ın seçilmiş müftümüzü tanımayacağını düşünüyorum. Azınlık nezdinde ise kim atanırsa atansın seçilmiş müftü kabul görecektir. Yasal olmak gerekmiyor, meşru olmak gerekiyor. Batı Trakya'daki Türk azınlıklarının doğrudan doğruya dini hayatında önemli bir dönüm noktasını gösteriyor. Rahmetli Mehmet Emin Aga ve Ahmet Mete gibi seçilmiş müftüler bugünkü seçilen kişi de Türk azınlığın gönlünde yer edecektir.

Müftü seçimleri İskeçe ve Gümülcine'de cuma günleri oy kullanma (oy için parmak kaldırma) metoduyla yapılır. Bu süreç kesin sonuç yarattığı bir mahiyet tezahür edebilir. Bu bir nevi Batı Trakya'daki Türklerin gövde gösterisini yansıtmaktadır."

"TÜRKİYE TÜRKİYE'DEN BÜYÜKTÜR"

QHA: Yunanistan atadığı müftüleri kimlerden seçiyor ve atanan müftüler ne tür faaliyetlerde bulunuyor?

"Yunanistan Batı Trakya Türkleri içerisinden Yunanistan'a yakın kişileri atıyor. Atanmış müftüler, Batı Trakya azınlıkları içerisinde meşru görünmüyor. Atamayı yaptıktan sonra Yunanistan bu müftüleri muhatap alıyor. Batı Trakya Türkü herhangi cuma günü bir camiye gidip bir camide namaz kılabilir. Yunan müftülerin atandığı camilere çok fazla gidilmediğini görüyoruz. Mecbur kalmadıkça çok da fazla ilişki kurulmuyor. Bunun saf belirleme yönü de var. Baktığımız zaman Batı Trakya Türkleri seçtiği müftünün her zaman arkasındadır. Ankara hapşırdığında özelde Batı Trakya Türkleri ve genelde yurt dışı Türklerinin hastalanmasına yol açar. O yüzden Türkiye Türkiye'den büyüktür derken bunun alt yapısı doludur."

Doç. Dr. Kader Özlem, bugün yapılan İskeçe müftülük seçimlerinin hayırlı olmasını dileyerek şunları kaydetti:

"Azınlığın seçtiği müftünün görevde kalmasını ve Türk azınlık mensupları tarafından kişinin meşru olmasını diliyorum. Ama müftülük meselesinin, Batı Trakya Türklerinin halihazırda karşılaşabileceği problemlerin kısa vadede çözüleceğini düşünmüyorum. Bu bir direnç meseldedir. Bu direncin ve duruşun devam edeceğini biliyorum. Azınlıkların gönlünde meşru olmayan müftünün tanınmayacağı açıktır."