Haber Giriş Tarihi: 17.06.2011 17:52
Haber Güncellenme Tarihi: 17.06.2011 17:52
AKMESCİT/SİMFEROPİL, 17.06.2011 (QHA) –Bahçesaray’da “Toleranslı Kitaplar-Toleranslı Toplum” projesi kapsamında 7 Haziranda yapılan seminerde Ukrayna’daki okullarda kullanılan tarih ders kitaplarında tolerans sorunu ele alındı. Kırım Tatar Milli Meclisinin verdiği bilgiye göre bu projeyi Uluslararası “Vidrodjennya” (Kalkınma) Vakfının desteğiyle Ukrayna Öğretmenler Kurulu teşkilatı düzenledi. Toplantıya katılan Kırım Tatar tarihçi Gülnara Bekirova, Ukrayna tarihinin çok mitolojileştirilmiş olduğunu ve içerik olarak tek bir halk üzerinde odaklanmış olduğunu kaydetti. Bekirova’ya göre ders kitaplarında Ukrayna’da yaşayan çok sayıdaki halk anlatılmıyor, bu halkların tarihini anlatan kitaplarda olaylar taraflı olarak veriliyor. Bekirova, bu durumun Ukrayna’da etnik politikanın olmamasından kaynaklandığını söyledi. Bekirova, “Ukrayna devleti bir yandan çok etnisiteli bir devlet olduğundan gurur duyarken diğer yandan bu çok etnisiteliği ne yapacağını bilmiyor” dedi.Kırım Tatar tarihçi Elvedin Çubarov, sözel ders kitaplarında etnik ve dini azınlıklara karşı toleranslı olmayan kısımlarının var olup olmadığı konusunda yapılan inceleme sonuçlarını sundu. Çubarov’un verdiği bilgiye göre bu çalışma çerçevesinde toplam 52 kitap incelendi.Çubarov, 5.sınıflar için hazırlayan Viktor Mısan’ın “Ukrayna Tarihine Giriş: 5. Sınıflar İçin Ders Kitabı” kitabında Kırım Tatarlarının saldırgan ve acımasız olduğunu anlatıyor. Kitapta şöyle deniyor: “Kırım yarımadası Türkiye’ye bağlı idi. Türkiye devleti daha güçlü bir devlet olup Kırım Hanlığını idaresi altına aldı. Türk-Tatar hükümdarları kendi topraklarını işgalci seferler sayesinde büyütürdü. Onlar Ukrayna topraklarına özel merak duyardı. Onlar insanları ‘avlardı’. Genç ve yapılı erkekler kadırgalarda kürekçi, toprak işlenmesinde ve inşaatlarda kullanılırdı. Çocuklar, kadınlar ve yaşlı insanlar hizmetçi olarak çalıştırılırdı. Binlerce esir Kırım ve Türkiye’deki pazarlarda satılırdı. Busurmanlar (Müslüman anlamına gelen Ukrain dilinde kelime) sık olarak fidye almak amacıyla zengin aile çocuklarını kaçırırdı”.7. sınıflar için “Ukrayna Tarihi” kitabının yazarları V.A.Smoliy ile V.S.Stepankov, kitapta Kırım Hanlığının sosyal düzenini anlatırken Kırım Tatar devletinin saldırgan ve komşu topraklara karşı agresif olması amacıyla feodal ilişkilerin yeni meydana gelmeye başladığı yeni Kırım Tatar toplumunun gerici olduğunu vurguladılar. Kitapta şöyle deniliyor: “16. yüzyıldan önce Tatarlar göçebe hayvancılık yapmışlardı, adi tarım yeni oluşmaktaydı. Onlar mırzalara küçük vergi ödeyen özgür insanlardı. Askeri eğitime büyük önem verilirdi. Bu eğitim erkeklere çocuk yaşından beri verilirdi. Kırım ordusunun manevra kabiliyeti açısından rakipleri yoktu. Bu ordu bir günde yaklaşık 120 kilometre yol alabilirdi. Hanlıktaki işletmecilik arkaik idi ve genel olarak halkın büyük kısmının maddi ihtiyaçlarını karşılamazdı. Bu sebeple Tatarlar maddi durumlarını düzeltmek amacıyla Ukrayna başta olmak üzere komşu ülkelere gasp amaçlı saldırılar yaparlardı. Saldırı sırasında onlar çok sayıdaki insanı pazarlarda satmak amacıyla esir alırdı”.Elvedin Çubarov, 9.-11.sınıflar için ders tarih kitapları üzerinde yapılan inceleme sonucunda bu kitapların Ukrayna paradigması çerçevesinde yazıldığını kaydetti. Çubarov, “19.-2.yüzyıllarda ve 21.yüzyılın başında gerçekleşen tarihi süreçler ancak Ukrayna toprakları içinde ve Ukrayna halkının gelişimi bakış açısından açıklanıyor. Günümüz Ukrayna devletinin sınırları içinde bulunan topraklarda Ukrayna halkının kuruluşunda emeği geçen diğer halklar ve etnik gruplar nedense anlatılmıyor. Onlar bu kitapların yazarlarının ilgisini çekmiyor. Bu yaklaşım “steril” ders kitaplarının meydana gelmesine yol açıyor. Bu kitaplar okunduktan sonra ülkemizin etnik ve kültürel çeşitliği anlaşılmaz. Malesef bu kitaplarda Kırım Tatarları haksız yerde unutuldu. Onlardan ne sosyal-siyasi hareketlerin anlatımında, ne sosyo-ekonomik durumunun (Karadeniz kıyısındaki düzlüklerden ve Kırım’dan toplu göç, toprakların elinden alınması gibi olaylar), ne de aydın İsmail Gaspıralı’nın faaliyetine bağlı milli kalkınmanın başındaki kültürel durumu ve dini hayatından bahsedilmiyor” dedi.Toplantıda 22 Haziranda yapılması planlanan “Ders kitaplarında etnik ve dini azınlıklara toleranslı olmayan davranış” konulu yuvarlak masa toplantısına hazırlık konusu ele alındı. Osman BayramaliyevQHA