Haber Giriş Tarihi: 16.11.2009 17:41
Haber Güncellenme Tarihi: 16.11.2009 17:41
Ukrayna Bilim Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün önde gelen uzmanı, Ukrayna İslam Araştırmalar Merkezi çalışanı, siyaset bilimcisi Prof. Dr. Rustem Jangoja QHA’yı ziyaret etti. Uluslararası PEN kulübü üyesi olan Jangoja, QHA’ya özel röportaj verdi. Jangoja, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı, Ukrayna milletvekili Mustafa A.Kırımoğlu’na hazırlanan ve Ukrayna İçişleri Bakanlığının engellediği suikast teşebbüsünü, Hizb-ut Tahrir ile ilgili durumu yorumladı ve 17 Ocak 2010’da yapılması planlanan seçimlerle ilgili tahminler yaptı. Jangoja, son zamanlarda meydana gelen Kırım’daki durumun Kiev’in siyaset dünyasında gerçekleşen süreçlerin aynası olduğunu kaydetti. Jangoja’nın QHA’ya verdiği röportajı sunuyoruz: Suikast olayı şişirildi - Mustafa A.Kırımoğlu’na suikast hazırlıklarıyla ilgili son olayları yorumlar mısınız? Bu durum gerçekten ne kadar tehlikeli? Bu suikastın amacı seçim öncesinde dikkat çekmek mi? Hizb-ut Tahrir ne kadar tehlikeli? - Ben bu olay kasıtlı olarak şişirildi ve olaya kasıtlı olarak kriminal anlam verildi diye düşünüyorum. Bence Hizb-ut Tahrir’in bu olayla hiç bir ilgisi yok. Bu olayı hukuk alanında incelemek lazım. Yani, Hizb-ut Tahrir’in mahkemeye itiraz etmesi gerekir.Mustafa A.Kırımoğlu’na gelince, bence bu olay kendisi için üzerine dikkat çekmenin, hakkında duyulan merakın hareketlendirilmesinin yöntemlerinden biridir. KTMM, halka verdiği sözlerin yerine getirilmesi için ciddi eylemler yapması gerekirdi. - Size göre Ukrayna’nın bazı siyasi çevreler için Kırım Tatar halkı arasında Mustafa A.Kırımoğlu’nun ve KTMM’nin itibarının yükseltilmesi cazip mi? - Bunun Ukrayna’nın merkezi idaresi için cazip olduğunu sanmıyorum. Eskiden merkezi idare bazı programlar kullanıyordu, örneğin Ruh (Ukrain Milli Hareketi) partisinin Kırım Tatar faktörünü kullandığı gibi. Şimdi Timoşenko’nun (Ukrayna Başbakanı Yuliya Timoşenko) bunu yapacağını sanmıyorum. Hizb-ut Tahrir’in siyasi parti olarak kayıt edilmesi kanunlara aykırı - Ukrayna İçişleri Bakanı Lutsenko her seferinde büyük davaları meydana getiriyor. Ancak bu davaların her hangi bir hukuki perspektifi yok. Bu davalar, hukuk ile, halkın güvenliğiyle ilgisi olmayan bir popülizmdir. Hizb-ut Tahrir’e gelince, hiç kimse bunun nasıl bir hareket olduğunu, köklerin nerede olduğunu hiç kimse araştırmadı. Hizb-ut Tahrir’in Kırım’ın Ukrain yanlısı kısmı olan Kırım Tatarlarını bölmek amacıyla Rusya’nın hazırladığı bir proje olduğu hakkında iddialar var. Bu yılın ilkbaharında bir grup Kırım Tatarının Kırım’ın Rusya Federasyonuna alınması talebiyle Rusya’ya başvurduğu hakkında haberler çıktı. Ancak bu başvuruyu kimlerin yaptığını, başvuruda nelerin söylendiği ve bu başvurunun gerçekten yapılıp yapılmadığını yine hiç kimse bilmiyor. Bu bir siyasi kurgu olabilir. Yani Kırım’daki durum Kiev’deki siyasi dünyasında meydana gelen süreçlerin tam aynasıdır.Malesef siyasetçiler Hizb-ut Tahrir hakkında az bilgilere sahip. Burada çok çelişki var, çünkü bildiğim kadarıyla kanunlara göre dini siyasi partilerin olmaması gerekir. Hıristiyan veya Baptist partisi yok.Hizb-ut Tahrir’e farklı ülkelerde farklı davranılıyor. Ancak Hizb-ut Tahrir’in Ukrayna’da siyasi parti olarak kayıt olması kanunlara aykırı. Hizb-ut Tahrir burada ne yapıyor? Bunlar halkı devrim, bölücülük veya agresif hareket çağrısında bulunmuyor. - Hizb-ut Tahrir’de ne kadar üye var? General Moskal (Kırım Emniyet Müdürü Gennadiy Moskal), örgünün üye sayısının yaklaşık 30 bin olduğunu söylüyor. Öte yandan Yakın Doğu Araştırma Merkezi Başkanı Aleksandr Bogomolov, bu sayının 120 bin olduğunu iddia ediyor. - Bu durum Ukrayna’da Hizb-ut Tahrir konusu ile hiç kimsenin ilgilenmediğini bir kez daha gösteriyor. Bogomolov bunun hakkında ne bilebilir ki? Bogomolov Hizb-ut Tahrir üyeleriyle görüştü mu, konuştu mu? Bu bilgileri nereden aldı? Eski Parlamento Başkanı İvan Pluşç, bir zaman Azerbaycan Parlamentosunda konuşurken Ukrayna’da 500 bin Azerbaycanlının yaşadığını söylemişti, ancak bu bilginin doğru olduğunu ispatlayacak her hangi bir kanıt yok. Pluşç bunu, bir zaman birinin kendisine Ukrayna’da yaşayan Azerbaycanlı sayısının Ukrayna’da yaşayan Ermenilerle aynı olduğunu söylediği için söylemişti. Hizb-ut Tahrir için iki düşünce kategorisi var. Biri onların düşüncesi, diğeri yanlış düşünce... - Siz Hizb-ut Tahrir üyeleriyle görüştünüz mu? Diyaloga ne kadar açıklar? - Ben onlarla iki yıl önce bir konferansta görüşmüştüm. Çok aktif olarak diyaloga giriyorlardı. Ancak hoşuma gitmeyen bir şey fark ettim ve hoşuma gitmeyen bu şeyi kendilerine söyledim. Ben onlara dedim ki: “Siz aynen komsomoletsler (genç komünist) gibisiniz. Sizin için sadece iki düşünce kategorisi var. Bu düşüncelerden biri sizin düşünceniz, diğeri ise yanlış düşünce.”. Yani hiç kimseyi dinlemeden konuşuyorlar, diyalog değil propaganda yapıyorlar. Ancak Hizb-ut Tahrir üyeleri çok genç. Toplum ile daha yakın temasa girince bir uzlaşmaya gelmesi gerekir. - Sizce onların görüşleri toplum ile girecekleri diyalogla mı değişecek? Kırım Tatar Mili Meclisi ve Kırım Müftülüğü, Hizb-ut Tahrircilerin diyaloga girmediğini söylüyor.- KTMM’de çok tecrübeli siyasetçiler var. Hizb-ut Tahrir’i diyaloga çekme yöntemlerini bulmaları gerekir. Bence şu anda yapılan diyalog tek taraflı diyalogtur. Muhalefet her zaman suçlar ve hiçbir zaman bunun için sorumluluk taşımaz - Sözde Kırım Tatar muhalefetinin eylemlerini nasıl yorumlarsınız ve bunların arasından kimin düşüncesi en mantıklı? Bunları konuşurken Milli Fırka partisini, Nadir Bekirov’u ve KTMM’ye muhalif diğer teşkilatları kast ediyorum. - Muhalefetin elinde her zaman koz var. Çünkü muhalefet her zaman suçlar, ama hiçbir zaman sorumluluk taşımaz. Yani her zaman avantajlı durumdadır. Her siyasi şahıs eleştirilebilir. Ancak muhalefet bu eleştirinin ne kadar yapıcı olduğu konusunda cevap veremiyor. - Yani, siz hiç birinin tutumunu desteklemiyor musunuz? - KTMM’yi bütün günahlarda suçlamak tabii ki yanlış, çünkü KTMM’nin verdiği bütün sözler büyük ölçüde merkez idareye bağlı, merkez idarenin KTMM’ye yardım etmeye ne kadar hazır olduğuna bağlı. Yuşçenko’nun iktidarda bulunduğu dönemde çok söz verilmesine rağmen durumun düzeltilmediğini, tam tersine kötüleştiğini görüyoruz. Polisin Kırım Tatarının evinde el bombasını patlaması (Mustafa Hairov’un evine saldırı) veya Ay Petri’de yıkım olayları bunun örneği. Ay Petri’deki izinsiz binalar yıktırılırken oligarhların Kırım’ın güney sahilinde izinsiz inşaat yapmasına göz yumuyorlar. Bu olaylar iktidarın itibarını en kötü durumda olan Kırım Tatarları başta olmak üzere insanlar karşısında düşürüyor. Üstelik Kırım Tatarları emniyet güçlerinin sıkı takibi altındadır. Kırım Tatarlarının her açıklaması olumsuz algılanıyor. Bu ciddi bir sorun. Bence KTMM’nin kendi taleplerini açıklaması, bunları hayata geçirmesi, bu konuda uluslararası kurumlara başvurması gerekir. Kırım Tatarlarının, hiç kimsenin yardım etmeyeceğini, kendilerine güvenmeleri gerektiğini anlamaları gerekir - Ukrayna toplumunda da Kırım Tatar sorunu anlaşılıyor mu? - Birinci olarak Ukrayna’nın enformasyon sahası Rus basını tarafından işgal edildi. Bu enformasyon engelini kaldırmak zor. Bu durumda Kırım Tatarlarının Merkez İdarenin anlayışına güvenmesi lazım. Kırım Tatarlarının, hiç kimsenin yardım etmeyeceğini, kendilerine güvenmeleri gerektiğini anlamaları gerekir. Çünkü Ukrayna, Kırım Tatarlarının Ukrayna toplumuna entegrasyonu için çalışıyor. Ukrayna’ya entegrasyonda Ukrayna toplumunda asimilasyonu, milli kimliğin kaybı kastediliyor. Kırım Tatarlarının asimilasyonu iktidar için daha uygun koşullar oluşturur. - Sizce Kırım Tatarları cumhurbaşkanı seçimlerinde kimi destekleyecek? - Eskiden Kırım Tatarları arasında hemfikirlik vardı. Kırım Tatarları, KTMM’nin teklif ettiği adayı destekliyordu. En son seçimlerde (2004 yılında) Kırım Tatarlarının bir kısmı Yuşçenko’ya, diğer kısmı ise Yanukoviç’e oylarını verirken, Kırım Tatarları arasında bu konuda hemfikirlilik olmadığı göründü. Bundan dolayı Kırım Tatar halkının bir sosyal birlik olduğu söylenmez. - Şimdiki durumda Kırım Tatarları için kimi desteklemesi daha iyi olur? Siz kimi destekleyeceksiniz? - Bence Kırım Tatarlarının Ukrain yanlısı adayı desteklemesi gerekir. Bana gelince, ben isteksiz bir şekilde seçimlere katılıyorum. İki kötülükten iyisinin seçilmesi gerektiği durumda ben Timoşenko’yu destekleyeceğim. Çünkü ben Yanukoviç’e karşı oy kullanacağım. Yedi sınıf bitirmesine rağmen kendisini akademisyen olarak tanıtan adama oyumu versem, bu ülkede yaşamaktan utanırım. - Diğer adayları, örneğin İnna Bogoslovskaya, Sergey Tigipko, Arseniy Yatsenyuk’u nasıl değerlendiriyorsunuz? - Bogoslovskaya, Timoşenko’ya karşı hazırlanan bir programdır. Tigipko, hem Timoşenko’dan, hem Yanıkoviç’ten eşit oranda oy koparacak ilginç bir aday. Ancak Tigipko’nun toplayacağı oylar zafer için yeterli olmaz. Yatsenyuk sırf popülizm yapan bir siyasetçi. Yatsenyuk’ta her hangi bir sistem yok. - Tahmininize göre seçimleri kim kazanır? - Bence ikinci tura Timoşenko ile Yanukoviç geçer. Seçimleri ise kötüler arasında en iyisi olan Timoşenko kazanır. Osman BayramaliyevQHA