Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Avrupa Parlamentosu’nun Rusya’dan Kırım’ın işgaline son vermesini talep edildiği kararının, yarımadayı işgalden kurtarma amacına ulaşmak için önemli bir adım olduğunu söyledi. Konuyla ilgili gazetecilere açıklamada bulunan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Avrupa Parlamentosu’nun kararı çok olumlu. Kararda, Kırım Tatarlarının köklü halk olduğunun belirtilmesi, Rusya’dan işgal ettiği toprakları boşaltması talep edilerek sert kınanması, Cenevre Plus platformunu kurma inisiyatifinin desteklenmesi ve işgalci yönetimin Kırım sakinlerine yönelik baskısının kınanması bizim için özellikle önemli” diye kaydetti. Kırım’ın geri alınması için böyle esaslı adımların gerçekleştirilmesine rağmen Rusya’dan en azından yakın zamanda ritorik konusunda ciddi değişmelerin beklenmemesi gerektiğini ifade eden Kırımoğlu, “Bu, büyük etki gücü olan Avrupa Parlamentosu’nun tutumudur, ama Rusya tabii ki, son yıllarda kendine özgü tarzda tepki gösterecek, çünkü artık kaybedecek bir şeyi kalmadı. Ama buna rağmen bu, bizim için çok önemli” diye belirtti. Avrupa Parlamentosu, 4 Şubat tarihinde kabul ettiği kararda, Rusya’nın Kırım’da Kırım Tatarlarının ve diğer millet mensuplarının haklarını daha önce hiç görülmemiş şekilde ihlal etmesini ve ifade özgürlüğünü sınırlamasını kınadı. Avrupa Parlamentosu Basın Servisi, işgal edilen yarımadada mitinglerin ve benzeri barışçıl eylemlerin yasaklanmasının da eleştirildiğini belirtti. Avrupa Parlamentosu’nun Rusya’nın Kırım yarımadasını işgalinin kınandığı kararını olumlu karşıladığını bildiren ve Kararda belirtilen olguları doğrulayan Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun yarımadada insan haklarının sağlanması alanındaki kritik durum, Rus işgalci yönetiminin Kırım Tatarları ve etnik Ukrainler başta olmak üzere, politikasını kabul etmeyenlerin temel hak ve özgürlüklerine karşı düzenli atakları, özgür medyaların faaliyetlerinin durdurulması dahil Kırım’da herhangi demokrasi belirtileri ve özgürlüklerinin bastırılmasına yönelik endişelerini paylaştığını bildirdi.