Dünya Kırım Tatar Kongresi’nin Dünyaya müracaatı

Haber Giriş Tarihi: 03.08.2015 17:45
Haber Güncellenme Tarihi: 03.08.2015 17:45
https://www.qha.com.tr/

Türkiye’nin başkenti Ankara’da ikincisi düzenlenen Dünya Kırım Tatar Kongresi’nin 2 Ağustos’ta yapılan üçüncü oturumunda DKTK’nin bütün insanlığa, Birleşmiş Milletler, insan haklarına, hukuk ve demokrasinin üstünlüğüne, bütün dünya devletlerine, milletler ve devletler tarafından kurulan birliklere, milletlerarası ve millî kuruluşlara müracaatı kabul edildi.Dünya Kırım Tatar Kongresi’nin dünyaya müracaatının tam metni aşağıdaki gibi.

 

-DÜNYA KIRIM TATAR KONGRESİ’NİN MÜRACAATI-BÜTÜN İNSANLIĞA,BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLATI’NA,İNSAN HAKLARINA, HUKUK ve DEMOKRASİNİN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAYGILIBÜTÜN DÜNYA DEVLETLERİ’NE,MİLLETLER VE DEVLETLER TARAFINDAN KURULAN BİRLİKLERE,MİLLETLERARASI VE MİLLÎ KURULUŞLARA

Vatanımız Kırım’da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde diasporada yaşayan Kırım Tatarlarını temsil eden 184 Kırım Tatar sivil toplum kuruluşu 1-2 Ağustos 2015 tarihinde Ankara’da toplanarak, millî özyönetim organları Kırım Tatar Millî Kurultayı ve Kırım Tatar Millî Meclisi’ne destek olmak ve işgal altındaki Vatanımızda susturulmak istenen milletimizin sesini dünyaya duyurabilmek üzere milletlerarası sivil toplum kuruluşu niteliğinde “Dünya Kırım Tatar Kongresi”ni kurmuştur.Kırım 1783 yılında Rusya tarafından işgal edilerek, bin yılı aşkın bir süredir orada yaşamakta olan Kırım Tatarlarının tarihî devleti Kırım Hanlığı ortadan kaldırıldı. Bu tarihten itibaren Rusya Devleti Kırım Tatarlarının Kırım’ı terk etmesi ve yerlerine Rus ahalinin iskânı için sistematik baskılar uygulamaya başladı. Neticede, XIX. ve XX. yüzyıllar içinde bir buçuk milyondan fazla Kırım Tatarı vatanlarını terk etmeye mecbur edildi. Sovyetler Birliği ise Kırım’da kalan Kırım Tatarlarının bütün aydın sınıfını ve maddî kültür varlıklarını mahvetmekle kalmayıp, 18 Mayıs 1944’te Kırım Tatarlarını topyekün vatanlarından sürdü. Feci şartlar altındaki ve soykırım mahiyetindeki bu sürgüne maruz kalan Kırım Tatarlarının yarıya yakını hayatını kaybetti. Müteakip yıllarda Sovyetler Birliği bu insanlık suçunun neticelerini ortadan kaldırmak ve faillerini cezalandırmak şöyle dursun, Kırım Tatarlarının Kırım’a geri dönememeleri ve sürgün yerlerinde eriyip gitmeleri için her yolu denedi. Çarlık Rusyası’nın ve Sovyetler Birliği’nin mirasına istekle sahip çıkan ve onların emperyalist emellerini daha da ileri götürmeyi gaye edinen bugünkü Rusya Federasyonu ise Şubat 2014’te bütün milletlerarası hukuk kaidelerini ve insan haklarını hiçe sayarak Kırım’ı işgal etti. O günden bugüne kadar Rusya Kırım’da Kırım Tatarlarının en temel hürriyetlerini yok saymak, onları Kırım dışına göçe zorlamak, sindirmek, hızla asimile etmek ve bunlara direnenleri de öldürmek, sürgün etmek ve hapse atmak dahil her türlü baskıyı uygulamak doğrultusunda sistematik bir politika izlemektedir.Bu gerçekler karşısında Dünya Kırım Tatar Kongresi ve onun kurucu üyeleri,1- 1783’den bugüne kadar Rusya İmparatorluğu ile onun varisleri olan Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu tarafından Kırım Tatarlarını yok etmek kastıyla işlenen bütün suçların insanlık suçu kapsamında yargılanarak, soykırım olarak kabulünü,2- Kırım’ı işgal eden ve Kırım Tatarlarına yönelik baskı ve zulüm eylemine aralıksız olarak devam eden Rusya Federasyonu’nun ve bu devletin işlediği suçlarda görev alan memurlarının Milletlerarası Adalet Divanı’nda ve Milletlerarası Ceza Mahkemesi’nde yargılanarak cezalandırılmasını,3- Kırım Tatarlarını bir millet olarak yok etmeye, onları vatanlarından sürmeye, hürriyetlerini ortadan kaldırmaya, can ve mal güvenliklerini ihlâle yönelik işlenmekte olan bütün fiillerin derhal durdurulması ve Kırım Tatarlarının zararlarının tazminini,4- Rusya Federasyonu’nun Kırım’daki hukuk dışı ve barbarca işgaline derhal son verilmesi için gerekli bütün tedbirlerin hayata geçirilmesini,İnsan haklarına saygılı, hukuka ve demokrasinin üstünlüğüne inanan insanlıktan ve onun inşa ettiği kurum ve kuruluşlardan talep eder.Dünya Kırım Tatar Kongresi, ayrıca;Şubat 2014’te Rusya Federasyonu’nun Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, 1994 Budapeşte Memorandumu, dünya barışının ve insanlık şerefinin koruma altına alındığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere bütün milletlerarası sözleşmeleri çiğneyerek gerçekleştirdiği işgal eylemini barbarlık olarak niteleyerek;1- Kırım Tatarlarına karşı iki buçuk asırdır işlenmekte olan insanlık suçunun failinin bugün de aynı suçu işleme kasıt ve kararlılığında olduğunun ispat edildiğini,2- İşgalden bugüne kadar geçen birbuçuk yıllık zaman içinde yirmiden fazla Kırım Tatarının işgalciler tarafından kaçırıldığını ve bunlardan üçünün işkence ile öldürüldüğünü gösteren cesetlerine ulaşılabildiğini,3- İşgale karşı demokratik eylemlerle tepkilerini dile getiren yüzlerce Kırım Tatarının yasadışı olarak gözaltına alındığını, para cezaları ile yıldırılmaya çalışıldığını, yasadışı ev aramaları, gözaltı ve sorgulamaların sistemli bir şekilde devam ettiğini,4- Tamamen barışçı metotları kullanan Kırım Tatar toplum liderlerine Kırım’a giriş yasağı getirildiğini ve böylelikle Kırım Tatar halkının kendisini ifade hürriyetinin elinden alındığını,5- İşgale karşı tepkilerini dile getiren Kırım Tatar Millî Meclisi Başkan Vekili Ahtem Çiygöz’ün, Ali Asanov’un ve Mustafa Degermenci’nin aylardır tutuklu olmasının ifade özgürlüğünün çiğnenmesinin bir başka örneği olduğunu,6- Kırım Tatarlarının özyönetim organı olan Kırım Tatar Millî Meclisi’nin varlıklarının gasp edildiğini,7- Kırım Tatarlarına ait basın yayın organları ve medya kuruluşlarına lisans verilmemesinin basın ve ifade özgürlüğünün çiğnenmesine en önemli delil olduğunu,8- Kırım Tatarlarına yönelik işten çıkarma, iş yeri kapatma ve benzeri ekonomik ve sosyal baskıların artarak devam etmekte olduğunu,9- Kırım Tatarlarına ait bütün kültürel, insanî, millî ve dinî kurum, kuruluş ve tesislerin yoğun baskı ve tehdit altında olduğunu,10- İşgalden bu yana 15.000 Kırım Tatarının vatanlarından ayrılarak mülteci konumuna düşmesinin hayat hakkına tecavüz olduğunu,Çeşitli milletlerarası kuruluşların ve heyetlerin raporları ile birlikte işgalcilerin ve işbirlikçilerinin yargılanmalarına delil teşkil etmek üzere beyan eder.Bu tarihî ve güncel gerçeklikler ışığında Dünya Kırım Tatar Kongresi;1- Kırım Tatarlarının Kırım’ın yerli, tarihî ve aslî halkı olarak kabulü ve Kırım Tatar halkının ve onların yegâne vatanı olan Kırım’ın kaderinin belirlenmesi hakkının dünyada yaşayan bütün Kırım Tatarlarına ait olduğunun ve bu hususlarda Kırım Tatar halkının iradesine aykırı hiçbir karar ve eylemin tanınmayacağının bilinmesi,2- Rusya Federasyonu’nun Kırım’daki hukuk dışı işgalinin derhal sona erdirilmesi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün tekrar tesis edilmesi konusunda gereken bütün tedbirlerin derhal hayata geçirilmesi,3- Kırım’daki işgal bilfiil sona erdirilene kadar Rusya Federasyonu ile yapılacak her türlü milletlerarası müzakerede Kırım’ın işgalden kurtarılması konusunun kesinlikle gündem dışı bırakılmaması,4- İki yüzyıldan fazla bir süredir maruz kaldığı insanlık suçları sonucunda yok olmanın eşiğine gelen Kırım Tatar dilinin, kültürünün ve millî varlığının yeniden yaşatılması için destek olunması,Hususlarında insanlığa ve insanlık tarafından kurulmuş bütün kuruluşlara müracaat eder.Dünya Kırım Tatar Kongresi, Kırım Tatar halkının yegâne meşru temsilcileri olan hür şartlarda ve demokratik olarak seçilmiş Kırım Tatar Millî Kurultayı ve Kırım Tatar Millî Meclisi’nin ayrılmaz bir destekçisi olarak, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, demokrasinin vazgeçilmezliği, barışçılık ve çatışmasızlık ilkelerinden asla taviz vermeksizin bu müracaatnamede yer alan gayelerin hayata geçirilmesi, dünya barışı ve insanlığın refahı için mücadele edecektir.