Dışişleri Bakanlığı'ndan, Avusturya'daki hükümet programına sert tepki

Avusturya'da aşırı sağcılarla varılan uzlaşma sonrasında yarın, 18 Aralık'ta resmen kurulması beklenen koalisyon hükümetinin programında doğrudan Türkiye'yi hedef alan ibareler yer aldı.

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2017 10:09
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2017 10:09
https://www.qha.com.tr/

Avusturya'da Ekim ayında gerçekleştirilen seçimlerin ardından uzayan koalisyon görüşmeleri dün, 16 Aralık'ta nihayete ermiş ve Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) arasında kurulacak koalisyon hükümeti için uzlaşıya varılmıştı.

163154

Koalisyona aşırı sağcıların dahil olmasıyla beraber, hükümet programında Türkiye'yi hedef alan ifadeler tepki çekerken, Dışişleri Bakanlığı'ndan konuyla ilgili olarak bir açıklama yapıldı.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, 18 Aralık'ta, aşırı sağcıların katılımıyla resmen kurulması beklenen hükümet programında, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile olan müzakerelerinin kesilmesi ve yeni müttefik arayışları içine girilmesi gerektiği yönünde doğrudan Türkiye'yi hedef alan ibarelere tepki gösterildi. AB'nin Türkiye'ye karşı mevcut yükümlüklerinin hatırlatıldığı açıklamada, siyasi ve diplomatik adaba da yakışmayan bir üslup kullanıldığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasının tam metni şu şekilde:

"Avusturya’nın yeni hükümetinin programındaki bu talihsiz ve basiretsiz ifade, ayırımcılığı ve ötekileştirmeyi temel alan siyasi akım hakkında taşınan endişeleri maalesef doğrular niteliktedir.

Bunun yanısıra, AB’nin ülkemizle yaptığı akitlerden kaynaklanan yükümlülüklerinden bunlar yokmuşcasına kaçmaya çalışmak ve bunu yaparken de yanına müttefikler aranacağını söylemek dürüst olmadığı gibi dostane olmaktan da uzak bir yaklaşımdır.

Küresel düzeydeki sınamalar karşısında müttefikler aranacak yerde ülkemizin meşru haklarını hiçe sayma yolunda karşımızda ittifak arandığının hükümet programıyla ilanı siyasi ve diplomatik adaba da yakışmayan bir üsluptur.

Türkiye’nin dostluğunu kaybetme sınırlarını zorlayan bu ifadeler hayata geçirilmeye çalışıldığında layıkıyla karşılıklarını bulacaktır."