Rus işgali altındaki Kırım’da haksız yere tutuklanan Kırım Tatar siyasî tutsaklara dikkat çekmek için çeşitli çalışmalar yapan Emel Kırım Vakfı tarafından tertip edilen “Daima Bekleyeceğim Balam” başlıklı fotoğraf sergisi ve konferans etkinliği İstanbul’da düzenlendi.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının Genel Merkezi’nde 5 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen programda “Daima Bekleyeceğim Balam” başlıklı fotoğraf sergisi aracılığıyla oğulları Rusya tarafından haksız yere alıkonulan Kırım Tatar siyasî tutsakların annelerinin hikâyeleri anlatıldı. Ayrıca yapılan konferansta Kırım’daki insan hakları ihlalleri ve Kırım Tatar siyasî tutsakların durumu ele alındı.
Konferansa; yakın zamanda Rus esaretinden kurtulan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko ile Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov konuşmacı olarak katıldı.
Etkinlik saygı duruşu ve İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy konuşma yaptı. Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı işgal ettikten sonra Kırım Tatarlarına baskı uygulamaya başladığını belirten Nedilskıy, Putin rejiminin Kırım Tatar halkına yönelik baskısının, Rusya'nın 2022 yılında Ukrayna'ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlatmasından sonra daha da derinleştiğine dikkat çekti.
80 yıl öncesinde olduğu gibi Kırım Tatar halkının yine Rus işgali altındaki Kırım’da etnik kökene dayalı siyasî zulüm ve baskılara maruz kalmaya devam ettiğini belirten Başkonsolos, şu ifadeleri kullandı:
Kremlin'in yeni suçları ancak geçen yüzyılın suçlarının faillerinin hiçbir zaman adalet önüne çıkarılmaması nedeniyle mümkün oldu. Cezasızlık duygusu Kremlin'i en korkunç zulmü tekrarlamaya teşvik etmiş ve etmeye devam ediyor. Bu kısır döngü ancak Ukrayna'ya Rus saldırganlığını yenmek, Ukrayna topraklarını işgalden kurtarmak ve suçluları adalete teslim etmek için ihtiyaç duyduğu tüm desteğin sağlanmasıyla kırılabilir.
Uluslararası toplumu, uluslararası hukukun temel ilkelerine uymasını ve geçici işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki insan hakları ihlallerini durdurmasını sağlamak, ayrıca tüm siyasî tutsakları serbest bırakmaya zorlamak için Rusya'ya uygulanan baskıyı artırmaya çağırıyoruz.
Kırım Tatarlarının özgürce kendi topraklarına dönebilmeleri için Rusya'nın savaş suçlarına ve korkunç baskılarına son vermeliyiz. Rus işgalinden arınmış bir Ukrayna'ya ait Kırım'da, yerli Kırım Tatar halkı geleceğe, güvenliğe, kalkınma ve refah fırsatlarına sahip olacaktır.
Kırım Ukrayna'dır.
KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, “Kırım’da birçok acı ve keder yaşanıyor. Kırım on buçuk yıldır işgal altında. Aslında Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2022 değil 2014 yılında başladı. Elbette ki bu işgalin ilk mağdurları Kırım Tatarları oldu. Kırım işgal edilir edilmez Kırım Tatar Milli Meclisi yasaklandı, Kırım Tatar aktivistlere baskı uygulanmaya, insanlarımız kaçırılmaya, hapse atılmaya başladı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığının Kırım Temsilciliğinin verilerine göre halihazırda Kırım’da 218 kişi yasa dışı olarak alıkonuldu. Bunlardan 132’si Kırım Tatarıdır. Ve bu siyasî tutsakların 214 tanesinin henüz 18 yaşını doldurmayan çocukları babasız büyüyor. Biz Emel Kırım Vakfı olarak Kırım davasını tüm dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Kırım işgal edildikten sonra insanlarımıza baskı uygulanmaya başladı. Zalim Putin dünya konjonktürü el verseydi elbette Kırım Türklerini, ilham aldığı atası Stalin gibi topyekûn olarak Kırım'ı sürgün etmekte bir an bile tereddüt etmezdi. Ama bunu yapmaya konjonktür el vermedi. Bunun yerine ince ince işkenceler yaparak, hapse atarak, korkutarak insanlarınızı Kırım’dan kaçırmaya, Kırım’ı Türklerden arındırmaya çalışıyor.” dedi.
Çok kötü şartlar altında Rus hapishanelerinde alıkonulan Kırımlı siyasî tutsakları yalnız bırakmamak için Emel Kırım Vakfının mektup kampanyası başlattığını hatırlatan Karatay, “Siyasî tutsaklara mektup yazarak yalnızlıklarını paylaşın. Aynı zamanda bu mektup kampanyası sergide resimlerde gördüğünüz anneler için de büyük umut oldu. Çünkü onlar yalnız olmadıklarını görüyor, ‘Bizi düşünen, bizim için endişelenen, derdimizi dünyaya duyurmaya çalışan soydaşlarımız’ var diye düşünüyor.” ifadelerini kullandı.
Kırım’ın Rus işgalinden kurtarılması gerektiğini vurgulayan Karatay, “Şunu herkes anlamalı ki, Türk dünyasının, Kırım’ın bir geleceği olacaksa Rusya bu savaşı kaybetmek mucburiyetinde. Rusya bu savaştan galip çıkarsa Türk dünyası dediğimiz ülkeler hemen tahakküm altına gireceklerdir. Türk Devletleri Teşkilatı sadece sembolik bir kurum olarak kalacaktır.” şeklinde konuştu.
Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko, merkezlerinin Kırım’ın işgalinin en başından bu yana Yarımada’da meydana gelen insan hakları ihlallerinin kaydını tuttuğunu belirterek, “Maalesef, Rusya Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattıktan sonra Kırım’daki insan hakları ihlalleri konusu gündem dışına çekildi ancak biz tüm dünyaya Kırım’daki insan haklarının ihlal edildiğini ve ihlal edilmeye devam ettiğini duyurmaya çalışıyoruz.” dedi.
Rusya’nın Kırım Tatarlarına karşı yüzyıllardır baskı uyguladığını hatırlatan Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilcisi Elvin Kadırov ise “Hatırlatmak istiyorum ki, atalarımız Kırım’ı mecburen bırakıp buraya yerleşmek zorunda kaldı. O dönemde Çarlık Rusya baskı uyguladı ve halkın bir kısmı vatanını terk etmek zorunda kaldı ve Türkiye’ye yerleşti. Daha sonra 1944 Sürgünü gerçekleşti. 2014’te Rusya Kırım’ı işgal etti ve baskıları sürdürüyor. Ukrayna Ombudsman Ofisi insan hakları korumak için birçok çalışma yürütüyor. Bu konuda Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç bize çok yardımcı oluyor. Siyasî tutsaklarımızı kurtarmak için ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bugün sizin verdiğiniz destek de çok önemli. Kırım’daki Kırım Tatarları bizim yardımlarımızı bekliyorlar ve herkesin elinden geldiği kadar yardım etmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da olmaktan çok mutlu olduğunu belirterek sözlerine başlayan KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım’ın işgal altında olduğunu, insanların kaçırıldığını, yasa dışı olarak alıkonulduğunu hatırlatarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği destek ve siyasî tutsakların serbest bırakılması konusunda sağladığı yardımları için Türkiye devletine ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.
İşgal başladıktan sonra Kırım’da kalmayı tercih ettiğini ve Rus işgal güçleri kendisini alıkoyana kadar Kırım’da yaşayarak oradaki sorunları dünyaya duyurmaya çalıştığını kaydeden Celal, “Gördüğünüz resimlerde Kırm’da yaşayan insanların düğünlerde, doğum günlerinde, bayramlarda gülüp eğlendiğini görüyorsunuz. Ama yüzleri gülse bile yürekleri ağlıyor. Ve bunu görmek için orada yaşayıp bunları anlamak gerekiyor. Bunu Ukrayna'da ve dünyada anlamayan çok insana anlatmaya çalışıyorum. Diyorum ki, ‘İşgalin ayrı bir dili var, işgali anlamak için bu dili bilmek gerekiyor’. Halkımız çok zor durumda ama bir şekilde kültürünü, dilini korumaya çalışıyor. Çünkü her şeye rağmen hayat devam ediyor, yeni aileler kuruluyor, çocuklar doğuyor ve insanlar mutlu haberler alacakları güne kadar dayanacaklar.” dedi.
Rusya’nın sadece toprakları değil, insanları da alıkoyduğunu ve onları öldürdüğünü belirten KTMM Başkan Yardımcısı, “200’den fazla Kırımlı siyasî tutsak Rus hapishanelerinde tutuluyor. Bunlardan 3’te 2’si Kırım Tatarı. Bu insanların çoğunun sağlık durumları kötü. Biliyorsunuz ki siyasî tutsak Cemil Gafarov Rus hapishanesinde öldü, bana göre öldürüldü. Çünkü tıbbî yardım sağlanmadığı için hayatını kaybetti. Şu an Tofik Abdulgaziyev, Amet Süleymanov'un sağlık durumu kritik. Halkımıza hep destek veren çok iyi dostumuz İrina Danılovıç’in sağlık durumu ağır, Stavropol Cezaevi'nde alıkonuluyor. Ve birçok isim daha var… Bu insanlar Rusya kanunlarına göre bile hapiste tutulmamalılar ama Ruslar onları bırakmak istemiyor.” dedi.
Celal konuşmasında Rusya’nın özellikle Kırım Tatar siyasî tutsakları Kırım’a çok uzak olan cezaevlerine gönderdiğini ve bu yüzden onların aileleriyle görüşme fırsatından mahrûm bırakıldığını belirtti. Ayrıca Rus cezaevlerindeki kötü şartlara, kötü beslenmeye dikkat çeken Celal, “Bu yüzden insanlarımızı oradan kurtarmamız gerek. İnsanlarımız orada sağlığını ve bazıları hayatını kaybediyor.” diyerek herkese bu konuda elinden geldiği kadar destek olması gerektiği vurguladı.
“Yapabileceğiniz en basit şey bunları konuşmak, yakın çevrenize bu baskıları duyurmak.” diyen Celal, Rus propagandasının Türkiye ve dünyada çok iyi çalıştığını belirterek herkesin yakın çevreye gerçekleri anlatmaya gerektiğine dikkat çekti.
Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının büyük baskı altında yaşadığını vurgulayan Celal, “Şunu anlamamız gerekiyor, işgal devam edene kadar halkımız özgür yaşayamayacak. Sadece Kırım işgalden kurtarıldıktan sonra halkımız özgür olacaktır.” dedi.
Konferansın sonunda Türk dünyası müzisyenlerinden Bünyamin Aksungur, Rus hapishanelerinde tutuklu bulunan Kırım Tatar esirlerinin yazdığı, “Kırım Yiğitlerinden Rus Hakimlerine” isimli marşı seslendirdi. Ardından da etkinliğe katılan misafirlere Çibörek ikram edildi.