Osmanlı ordularının kahraman Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı, Türkistan Türklüğünün özgürlüğü için kendini feda eden Büyük Türk komutanı Enver Paşa, 4 Ağustos 1922’de Türkistan topraklarındaki Pamir Dağları'nın eteklerinde, işgalci Rus askerleri ile tek başına çatışırken şehit edilmişti.
BALKANLARDAN TÜRKİSTAN'A UZANAN HÜRRİYET MÜCADELESİ
Enver Paşa’nın Makedonya Tikveş dağlarında başlayan hürriyet mücadelesi, başta Osmanlı ordularının Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı olduğu Çanakkale Zaferi olmak üzere, Birinci Dünya Savaşı ile devam etmiş ve savaş sonrasında geçtiği Orta Asya’da özellikle yerel savaşçıları Sovyet Kızıl Ordusu’na karşı örgütlediği Türklerinden oluşan Basmacı Harekatı’yla sona ermişti.
Şehit olduğunda 41 yaşında olan Enver Paşa’nın kabri Çegan Tepesi’nde tam 74 yıl Ruslardan gizlenmiş ve 4 Ağustos 1996’da dönemin Türk hükûmetinin çabalarıyla İstanbul’a getirilerek Şişli’deki Abide-i Hürriyet Şehitliği'ne defnedilmişti.
II. Meşrutiyet sonrasında Talat Paşa ve Cemal Paşa ile birlikte İttihad ve Terakki erkanı arasında yer alan Enver Paşa, Türk kamuoyunda; hakkında bilinen yanlışların doğrulardan fazla olduğu tarihi şahsiyetlerin başında geliyor.
CEPHELERDE GEÇEN KISA HAYATINA AŞKI VE SANATI SIĞDIRDI
Kısa ömründe, genç bir Harbiyeli olmasına rağmen Osmanlı Devleti'nin uğraştığı Balkan çetecileriyle boğuşmuş, harap bir halde cepheden cepheye koşan Mehmetçiği Balkan Savaşları sonrası kısa bir sürede Birinci Cihan Harbi'ne hazırlamış, tüm bu mücadelelerin içinde ressam ve sanatkar kişiliğini sığdırmıştı.
Sık sık Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili görüşleri üzerine de tartışmalara konu olan Enver Paşa’nın, ülkeden ayrıldığı sırada kaybedilen Birinci Dünya Savaşı ve ağır anlaşma hükümleriyle ilgili çekinceleri olan yanındakilere, “Orduyu bu haliyle Mustafa Kemal’den başkası toparlayamaz” dediği nakledilir.
GÖKOĞUZ YURDUNDAN TÜRKİSTAN’A BİR HÜRRİYET MÜCADELESİ: İSMAİL ENVER
Enver Paşa, 22 Kasım 1881’de İstanbul’da Divanyolu’nda doğdu. Asıl adı olan İsmail Enver’i, soyu Gagauz (Gökoğuz) Türklerine dayanan babası Ahmet Bey koydu. Babası Nafia Nezareti görevlisi Hacı Ahmet Paşa, annesi Ayşe Dilara Hanım'dır. Annesinin ailesi, Kırım'dan İstanbul'a göç etmiştir.
Küçük kardeşi Nuri Paşa da kendisi gibi askerdi. “Bakü Fatihi” olarak bilinen Nuri Paşa, Azerbaycan Türklerinin adına marşlar yazdığı bir isim olarak tarih sayfalarındaki yerini almakta. Yine amcası Halil Kut, Osmanlı Devletinin hicaz cephesinde İngilizleri hezimete uğrattığı Kut-ül Amare Zaferi’nin mimarı olan bir askerdi.
OSMANLI İMPARATORLUĞU VE ENVER PAŞA
Son devir Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli isimlerinden olan Enver Paşa, 3. Ordu ve Kafkas İslam Ordusu komutanlığı yapmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyetinin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913’te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914’te Almanya ile askeri ittifaka öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askeri politikayı yönetmişti.
I. Dünya Savaşı’nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine, Rusya’da Türk halklarının bir araya getirilmesi amaçlı pek çok mücadelede bulundu. Türkistan’daki Türkleri bağımsızlığa kavuşturmak amacıyla gittiği Türkistan’da, bugünkü Tacikistan’ın Belcivan bölgesindeki Abıderya köyünde karargâhını kurduğu sırada; 4 Ağustos 1922 tarihinde Bolşeviklerin yaptığı baskın sonrasında, bir bayram günü sabahında, göğsünü mitralyözlere hedef ederek şehit edildi.