Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılı çerçevesinde Kırım Haber Ajansına (QHA) anma mesajı verdi.
Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis'in 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/hznDZQ6yYf
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024"BU VAHŞET UKRAYNA'NIN İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARINDA TEKRARLANABİLİR"
Degutis, sürgününün Avrupa'da yaşanan mevcut stratejiyi de anımsattığına dikkat çekerek “Sürgün, bize sadece Kırım Tatar milleti için bu üzücü tarihî günleri değil, aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik acımasız saldırısı ve Kırım Tatarlarının Kırım'daki kaderi sonrasında Avrupa'da yaşanan mevcut stratejiyi de hatırlatıyor.” dedi.
Degutis, cümlelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Litvanya'daki Kırım Tatarları zaten birkaç yüzyıldır Litvanya’da yaşayan çok saygı duyulan ve bilinen bir topluluktur. Kırım Tatarları özellikle son dönemlerde ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan Litvanya'daki en eski etnik gruplardan biridir. Litvanya için sürgün, toplumumuzun bildiği bir durum. Çünkü aynı trajediyi İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonraki Sovyet işgali sırasında da yaşadık. Dolayısıyla kendi tarihimize çok yakın olan Kırım Tatarlarının bu acısını biz de çok iyi hissediyoruz. Litvanya’da bu sürgünlerden etkilenmeyen bir aile bulmak pek mümkün değil.
Ülkemizin tarihini, halkımızın tarihini açık ve özgür bir şekilde konuşmaya başladığımızda, bu sürgünlerin sorumlusu olan ülkenin üzerindeki sorumluluğunun ve hatanın farkına varacağını ümit ediyorduk. Maalesef olmadı. Bu nedenle riski görüyoruz. Hiçbir millet kendi tarihinin bu kara sayfalarını kabul edecek kadar güçlü değildir. Bu vahşet Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarında şu anda gördüğümüz gibi tekrarlanabilir.”
???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 202418 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.
2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.