Duayen sanatçı Bozkurt İlham Gencer hayatını kaybetti

Ünlü Türk caz sanatçısı Bozkurt ilham Gencer, 101 yaşında hayata gözlerini yumdu. Türk Müziğinin asırlık çınarının vefatı, sanat camiasını yasa boğdu.

Haber Giriş Tarihi: 25.05.2023 01:12
Haber Güncellenme Tarihi: 25.05.2023 01:12
https://www.qha.com.tr/

Ünlü Türk caz sanatçısı Bozkurt ilham Gencer, 101 yaşında hayata gözlerini yumdu. Bir dönem Alparslan Türkeş’in sanat danışmanlığını yapan duayen Türk caz müzisyeni Bozkurt İlham Gencer, 101 yaşında hayatını kaybetti.

Türk milliyetçisi kimliği ile bilinen Gencer, Türk müziğinin son bir asrına damgasını vurmuş bir isimdi. Bir süredir Bodrum'da bir hastanede tedavi gören ünlü sanatçı 24 Mayıs 2023 tarihinde yaşama veda etti. Acı haberi oğlu Bora Gercer, sosyal medya hesabından şu şekilde duyurdu:

"Babam, Türkiye'nin babası,benim canım,varlığımın sebebi. Dünya iyisi,insan,adam gibi adam Bozkurt İlham Gençer’i kaybettik. Gereken bilgileri daha sonra vereceğim.Büyük üzüntü içindeyiz. Çok Uğraştık,çok emek verdik. Keşke elimizden daha fazlası gelebilseydi, Ahu Atmaca ve Ailesine verdikleri sonsuz emek ve uğraşı için binlerce teşekkür ederim. Hastane sürecinde Acıbadem Bodrum hastanesine, doktorlarına ve hemşirelerine çok minnettarız. Allah sevenlerine sabırlar versin. Herkese sevgi ve saygılarımla."

BOZKURT İLHAM GENCER

30 Ağustos 1922'de İstanbul'da dünyaya gelen İlham Gencer müziğe ilk kez 1931 yılında henüz beş yaşındayken annesinden aldığı derslerle ve evlerindeki konsol piyanoyu çalarak başladı. İlk bestesi olan "İlham Vals"i de beş yaşındayken bestelemişti ve ilk konserini de yine beş yaşındayken Saray Sineması'nda vermişti. 1943'te "Beyoğlu Erkek Lisesi"nden mezun olan İlham Gencer, amatörce başladığı müzik yaşamına 1944 yılında Beyoğlu’nda profesyonel olarak devam etti. Dönemin ilk yerli caz grubunda piyanoda İlham Gencer, trompette Badi Kemal, klarnette Mehmet Akter, vokalde Türkan Pasiner yer alıyordu. Üç kişiden oluşan başka bir müzik grubunu da 1949 yılında oluşturdu. İstanbul Radyosu'nda 1949’dan 1963’e kadar program yaptı. Bu yıllarda şarkılar hep yabancı dillerde söyleniyordu. Televizyonun henüz ortalarda olmadığı o tarihlerde radyo çok önemliydi ve müzik dünyasına yön veriyordu. Radyoda ilk kez tanıttığı şarkıcılardan biri de o günlerde henüz ünlenmemiş olan Berkant'tı.

1950'li yılların başında Amerikalı şarkıcı Eartha Kitt'e "Kâtibim" şarkısını öğretti. Kitt 1953 yılında, içinde Türkçe sözcükler de geçen bu anonim şarkıyı caz tarzında ve eğlenceli İngilizce sözlerle seslendirdi. Diğer bir adı da "Üsküdar'a Gider İken" olan şarkı dünya çapında hit oldu. 1960 yılında İstanbul Şişli'de Site Sineması'nın da bulunduğu binada kendisine ait olan "Çatı Kulübü"nü açtı. "Türkiye’nin bir tür özel konservatuvarıydı" dediği bu kulüpte birçok şarkıcıyı müzik dünyasına o kazandırdı, bazı şarkıcıların da kendi üsluplarını ortaya çıkarmalarına fırsat tanıdı. Eski eşi Ayten Alpman'ı, Ajda Pekkan'ı, Cem Karaca'yı, Barış Manço'yu, Emel Sayın'ı, Metin Ersoy'u, Füsun Önal'ı ve Fikret Kızılok'u kendi kulübünde sahneye çıkardı. Bu dönemde misafir ettiği sanatçılar arasında Timur Selçuk, Erkut Taçkın, Yurdaer Doğulu, Cahit Oben, Cahit Berkay gibi müzisyenlerle Moğollar ve Silüetler gibi gruplar da yer alıyordu.

Gencer, 1961 yılında "Çatı Kulübü"nde Lübnan asıllı Fransız şarkıcı Bob Azzam'ın o yıl dünyada meşhur ettiği "C'est écrit dans le Ciel" adlı şarkıyı Fecri Ebcioğlu'nun yazdığı eğlenceli sözlerle Türkçe olarak seslendirdi. Bu parça Türkçe söylenmiş ilk pop şarkısıydı. O zamana kadar Türkiye'de pop şarkılar Türk şarkıcılar tarafından orijinal dillerinde yani İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca söyleniyordu. Artık "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" adını alan bu şarkı ilk olarak 78 devirli taşplak formatında, daha sonra da 45'lik vinil plak olarak yayınlandıktan sonra ülke çapında büyük bir ilgiyle karşılandı ve bu tür şarkıların devamı çığ gibi geldi. Takip eden yıllarda yüzlerce yabancı şarkıya daha Türkçe sözler yazıldı, Türk ve Avrupalı şarkıcılar tarafından plaklar yapıldı. Özetle, "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" Türkiye'de on yıl kadar sürecek olan "aranjman" müzik akımını başlatan şarkı olarak Türk pop tarihine geçmiş oldu.

İlham Gencer Hürriyet gazetesi tarafından 1965 yılında ilk kez düzenlenen ve sonradan gelenekselleşecek olan "Altın Mikrofon" yarışmasında "Zamane Kızları" adlı şarkısıyla ilk 10'a girdi (yarışmanın birincisi "Gençliğe Veda" şarkısıyla Yıldırım Gürses oldu). Bu şarkı yayıncı tarafından 45 devirlik vinil plak olarak da basılarak müzik marketlere dağıtıldı. İlham Gencer iki evlilik yaptı: 1953’te şarkıcı Ayten Alpman’la evlendi 1961'de boşandılar. İkinci evliliğini ise Necla Gencer'le yaptı. Bora Gencer, Ayşe Gencer ve İlhan Gencer adlı çocukları da müzikle ilgilendiler. İlham Gencer'in amcası Münür Gencer'in oğlu İbrahim Gencer, ünlü soprano Leyla Gencer'in eşiydi.[8] Gencer 1960 yılında vergi rekortmeni oldu. 1997’de 50. sanat jübilesi yapıldı.

On yıl kadar önce “İstanbul’un Güzelliklerini Koruma ve Yaşatma Derneği”ni kuran Gencer, kendisini koyu bir Türk milliyetçisi olarak tanımlamıştır. Alparslan Türkeş'e uzun yıllar danışmanlık yapan Gencer, İstanbul'dan MHP milletvekili ve belediye başkan adayı olmuştu.